Tavsiye listesi: Ne okuyalım, nereyi görelim, hangi püf noktayı öğrenelim?
İşlerinizin yoğunluğundan kendinize zaman ayırmayı erteliyorsanız, hafta sonu çok iyi bir fırsat. Bunun için sizlerle "Ne okuyalım, nereyi görelim, hangi püf noktayı öğrenelim?" başlığı altında birbirinden değerli tavsiyeleri buluşturuyoruz. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabını okuyabilir, kişisel gelişiminiz için dikkat etmeniz gereken püf noktaları öğrenebilirsiniz. Gelin, tavsiye listesine yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 25.12.2021
13:42
Güncelleme Tarihi: 22.10.2022
10:28
Ne izleyelim: İstiklal Marşı nasıl yazıldı?
📌İstiklal aşkı defalarca sınanan bu kahraman millet, her seferinde tarihin sayfalarına unutulmaz ve silinmez destanlar nakşetti. O destanlardan biri de Anadolu'nun dört bir yanına şehadet kanıyla yazılan İstiklal Marşı'ydı.
📌Anadolu'nun en buhranlı devriydi. Yurdun dört bir yanında vatan müdafaası yapılıyordu. Tüm imkânsızlıklara rağmen tek yürek oldu milletimiz. Tam da böyle bir dönemde, ebediyete kadar vatanın kutsallığını hatırlatacak millî bir marşa ihtiyaç duyuldu. Bunun için 1921'de Maarif Vekâleti, yarışma başlattı. 500 lira da para ödülü koydu.
📌 Müsabakaya 724 şiir geldi. Fakat onca eser arasında hiçbiri heyecan uyandıracak nitelikte değildi. Herkes böyle bir şiirin ancak Mehmet Akif'in elinden çıkabileceği biliyordu. Ancak Akif, işin içinde para olduğu için hiçbir şey yazmamıştı.
📌 Arkadaşlarının ısrarı sonucu, ödülü almamak şartıyla yarışmaya katılmayı kabul etti. Hâlbuki o sırada Mehmet Akif'in bir paltosu dahi yoktu. Çok soğuklarda arkadaşı Prof. Dr. Şefik Kolaylı'nın paltosunu ödünç alıyordu.
📌 İstiklal Marşı'nın ilk sözlerini Ankara'da mum ışığı altında, Taceddin Dergâhı'nın duvarlarına kazıdı.
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.
📌 Tam bir vecd halindeydi. Evde, sokakta, camide, Meclis'te, uyurken, yürürken, yemek yerken hep İstiklâl Marşı'nı yazmakla meşgul oldu. Yıllardır zihninde taşıyordu bu şiiri, aslında. Harfler kelimelere, kelimeler dizelere dönüştü. Böyle bir adanmışlıkla yaklaşık iki günde kâğıda döküldü İstiklal destanı.
📌 Takvimler 1 Mart 1921'i gösterdiğinde TBMM, tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Maarif Vekili Hamdullah Suphi, meclis kürsüsünde Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nı okumaya başladı. Büyük bir coşku yaratan şiir, dört defa ayakta dinlendi.
📌12 Mart 1921'e gelindiğinde yapılan oylamayla "Millî Marş" olarak kabul edildi. Akif, kazandığı 500 liralık ödülü ise yoksul kadın ve çocuklara iş öğreten Darülmesai'ye bağışladı.
VIDEO
Nereyi görelim: İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi
📌Osmanlı'nın has bahçelerinden biri olan Gülhane Parkı içerisinde yer alan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Müslüman âlimlerin bilim tarihine katkılarını ortaya koyar.
📌 Burada İslam bilim tarihindeki icatlar, Müslüman bilim insanlarının keşifleri ve çalıştıkları döneme ait bilim merkezlerinin maketleri yer alır.
📌 Müzedeki eserler coğrafya, gemicilik, zaman ölçümü, geometri, optik, tıp, kimya, mineraloji, fizik, mimari, teknik ve harp tekniği sahalarında sistematik bir düzenle sergilenir.
📌 Bu eserler ile İslam medeniyetinde doğan bilim ve tarihin seyrini değiştiren buluşlar gösterilmekle kalmayıp farklı yollarla Avrupa'ya nasıl ulaştığı ve özümsendiği de anlatılır.
Bilgi notu: Müze, İslam bilim tarihine yaptığı katkılarla, adını tarihe altın harflerle yazdıran Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından kuruldu.
📌İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, İslam dünyasının bilimler tarihindeki sürecini de eserleri ve belgeleriyle ortaya koyar. Bilim tarihi açısından doğu-batı ilim kültürünü birleştiren bir köprü niteliği taşıması bakımından da gelecek kuşaklar için önem arz eder.
📌 Müzenin bahçe kısmında üzerinde Halife el-Me'mun'un 9. yüzyılda yaptırdığı 'Dünya Haritası'nın kopyası olan yerküre ile 22 Haziran 2013 tarihinde açılan İbn-i Sina'nın el-Kanun fi't-Tıbb kitabının ikinci cildinde bahsedilen, tıbbi bitkilerden 26' sının bulunduğu İbn-i Sina Botanik Bahçesi yer alır.
Bilgi notu: Her gün açık olan müzeyi 09:00-17:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Giriş ücreti ise 25 TL.
Hangi tarifi yapalım: Boza
📌Boza, darı irmiği, su ve şekerden üretilen bir kış içeceğidir. Bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir.
📌Uygun şartlarda muhafaza edilirse boza, 6 ya da 7 gün içilebilecek kıvamını korur.
Malzemeler :
2 su bardağı pilavlık bulgur 18 su bardağı su 1 su bardağı boza (mayalamak için) 3.5 su bardağı toz şeker
📌 Yapılışı: Bulguru yıkayıp, su ile birlikte 5 litrelik bir tencereye alın ve ocağa yerleştirin. Kaynadıktan sonra tencerenin altını kısarak, kapağı kapalı şekilde yaklaşık 30 dakika pişirin. Sıcakken 5 dakika el blenderinden geçirin. Başka büyük bir tencerenin üzerine ince tel süzgeç koyun. 2 ya da en fazla 3 kepçe, pişen bulgurdan koyup tahta kaşıkla ezin.
📌 Bulgurun beyaz özünü tencereye akıtıp, süzgeçte sadece posa kaldığından emin olun. Posaları kaşıkla toplayın. Beyaz öz kalmamışsa çöpe atın. Ama beyaz öz kalmışsa ya iyi pişmemiş ya da iyi ezmemişsinizdir. Pişmemişse 10-15 dakika daha pişirin. Aynı işlemi yaparak tümünü süzgeçten geçirin. Aynı anda 2 ya da 3 kepçeden fazla koyarsanız ezilmesi zorlaşır .
📌 Süzme işlemi bittikten sonra, 3.5 su bardağı toz şekeri katıp, şöyle bir karıştırın. En son 1 su bardağı bozayı ekleyip karıştırın. Bu işlemi bulguru soğutmadan, seri yapmak gerekir.
📌 Tencerenin kapağını kapatıp, mayalanması için sıcak bir yere koyun. Mayalanması 2-3 gün sürer. 12 saatte bir kapağını açıp, karıştırın. Tahta kaşıkla alıp, yukarıdan dökerek gazının uçmasını sağlayın. Böylece daha iyi mayalanır. Daha sonra dilediğiniz gibi servis yapın.