Türk ve Dünya edebiyatının önemli yazarlarının ilham evleri
Her yazar kendi başına kalma, eserlerini sakin bir kafayla yazma ihtiyacı duyar. Bu nedenle önce kendi dünyalarını kurmak, sonra okuyucusunu bu dünyanın içine dâhil etmek isterler. Bir yazarın evi, ister koca bir köşk olsun isterse yıkık dökük bir kulübe, o yazarın bir parçası olur. Bu nedenle yazarların eserlerini yazdıkları bu ilham kaleleri her daim merak konusu olmuştur. Türk ve Dünya edebiyatının önemli yazarları eserlerini nasıl, hangi ortamda yazdılar, ne gibi kişisel eşyalara sahiptiler? Sizler için ünlü yazarların eserlerini yazdıkları ilham evlerini listeledik.
Giriş Tarihi: 15.02.2019
15:38
William Faulkner, Oxford-Mississipi
Mississipi'deki bu ev, William Faulkner'ın 30 yılını geçirdiği ev olmakla kalmadı, aynı zamanda en önemli eserlerinden biri olan Ağustos Işığı'nı yazdığı ev de oldu.
TÜRK EDEBİYATI YAZARLARININ İLHAM EVLERİ
Mehmet Akif Ersoy, Ankara
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Savaşımız sırasında T.B.M.M. Birinci Burdur Mebusu iken, kendisine büyük hayranlık duyan Tacettin Şeyhi tarafından selamlık bölümü kendisine tahsis edilen bu evde yaşamış ve İstiklâl Marşı'mızı bu evde yazmıştır. Safahat'ı ve İstiklal Marşı ile Türk edebiyatına damgasını vuran Ersoy'un evi, şimdilerde müze olarak ziyaretçilerine kapılarını açıyor.
Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bu ev, Mehmet Akif Ersoy'un İstanbul'un işgali sonrasında geldiği, Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'da ikamet ettiği evdir. Ayrıca, İstiklal Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini de burada kaleme almıştır. Müzeye dönüştürülmüş bu ev günümüzde Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsü'nün sınırları içinde bulunuyor.
30 Ekim 1949 tarihinde Şehir Meclisi kararı ile Mehmet Akif Ersoy Evi adını alan ve müzeye dönüştürülen ev, bakımsız kalmış ve zamanla harap olmuştur. 1982'de yapının yıpranan kısımları yeniden onarılıp 27 Aralık 1984 günü yapılan bir törenle yeniden ziyarete açılmıştır. Müze evde Mehmet Akif Ersoy'a ait cep saati, gözlük, tesbihi, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı teşhir edilen eserler arasında.
Cahit Sıtkı Tarancı, Diyarbakır
Cahit Sıtkı Tarancı'nın 35 yaş şiirini kaleme aldığı, yöresel mimarinin tipik bir örneği olan Diyarbakır evi, aynı zamanda Cahit Sıtkı'nın doğup büyüdüğü ve hayatını sürdürdüğü evdir. Tarancı'nın kişisel eşyaları, el yazması eserleri ve mektupları bu evde sergileniyor. Diyarbakır merkezinde bulunan ev, 1733 tarihinde inşa edildi. Tarihi ev, 1973 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından satın alınarak restore edildikten sonra, 1973 tarihinde Cahit Sıtkı Tarancı'nın anısını yaşatmak ve ismini ebedileştirmek amacı ile müze olarak hizmete açıldı.
Diyarbakır'ın geleneksel konut mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan ev, merkezi bir avlu etrafında sıralanmış dört kanattan oluşan ev, zemin ve bir katlı olarak tamamen bazalt taş kullanılarak yapıldı. Bina iklim şartlarına uygun olarak yazlık (Kuzeyde), kışlık (Güneyde), ilkbahar (Doğuda) ve sonbaharlık bölümden (Batıda) oluşur. Binada büyüklü küçüklü toplam 14 oda, mutfak, kiler ve tuvalet mevcut.
Orhan Kemal Müzesi, Beyoğlu
Orhan Kemal Müzesi, ünlü edebiyatçının anısını yaşatmak üzere İstanbul Beyoğlu'nda, üç katlı bir binada kuruldu. Orhan Kemal Kültür Sanat Koordinatörlüğü'nün katkılarıyla açılan müzede çoğu Ara Güler tarafından çekilmiş 70 fotoğrafı, aile fotoğrafları, yatağı, diş fırçası gibi özel eşyaları bulunmaktadır. Ayrıca; kitaplarının orijinal ilk baskıları, özel mektupları, hakkındaki yazılar, makaleler ve doktora tezleri, çalışma odası, yazarın kullandığı daktilo, kalemi ve öldüğünde yüzünden alınan yüz kalıbı gibi çeşitli eşyalar da sergilenir.
Sait Faik Abasıyanık, Burgazada
Sait Faik, hem geleneksel Türk hikâyesini modernist bir çizgiye taşıması hem de kendinden sonraki yazarları etkilemesi açısından Cumhuriyet dönemi Türk hikâyeciliğinin önemli isimlerinden biri. 1939 yılında babasının ölümü üzerine, kışları Şişli'de, yazları Burgazada'da yaşamaya başlayan Sait Faik Abasıyanık, yaşamının özellikle son 10 yılını adada geçirir ve ada günlerinden geriye ölümsüz eserlerden oluşan paha biçilmez bir miras bırakır. Sait Faik'in anılarına tanık olunan müze, kendisinin vasiyeti sayesinde ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Müze, ilk olarak 22 Ağustos 1959 tarihinde açıldı. 1964 yılından bu yana Darüşşafaka Cemiyeti'nin sorumluğunda olan müzede, yazarın bugüne kadar tam olarak elden geçirilmeyen ve büyük bir kısmı eski yazı olan çok sayıda el yazması, mektubu, notu, defteri, kişisel eşyaları sergilenmektedir.