Türk ve Dünya edebiyatının önemli yazarlarının ilham evleri
Her yazar kendi başına kalma, eserlerini sakin bir kafayla yazma ihtiyacı duyar. Bu nedenle önce kendi dünyalarını kurmak, sonra okuyucusunu bu dünyanın içine dâhil etmek isterler. Bir yazarın evi, ister koca bir köşk olsun isterse yıkık dökük bir kulübe, o yazarın bir parçası olur. Bu nedenle yazarların eserlerini yazdıkları bu ilham kaleleri her daim merak konusu olmuştur. Türk ve Dünya edebiyatının önemli yazarları eserlerini nasıl, hangi ortamda yazdılar, ne gibi kişisel eşyalara sahiptiler? Sizler için ünlü yazarların eserlerini yazdıkları ilham evlerini listeledik.
Giriş Tarihi: 15.02.2019
15:38
Müzede en çok ilgi çeken eser de Jane Austen'in küçük masası olabilir. Ceviz onikigen masası birkaç kâğıt, tüylü kalemi ve mürekkep kabı için aslında yeterince büyük. Müzede ayrıca diğer öğeler arasında Austen'in turkuaz taşından yapılmış küçük altın yüzüğü ve ailesine ait küçük çerçeveli silüetler var.
Charles Dickens, İngiltere
Dickens'ın 1837'den 1839'a kadar ikamet ettiği, Londra'nın doğusundaki 48 Doughty Caddesi'nde bulunan evi, 1925 yılında müze olarak ziyaretçilere açıldı. Victoria Devri'nin usta kalemlerinden Dickens'ın Oliver Twist'ı kaleme aldığı evde, Dickens'a ait önemli eşyalar da görülebilir.
Friedrich Nietzsche, Switzerland
"Sevgili eski dostum, şimdi tekrar Engadin'e döndüm, üçüncü kez ve yine burada ve başka hiçbir yerde gerçek evim ve üreme yerim olmadığını hissediyorum." (Friedrich Nietzsche, 1883)
Nietzsche , 1883-1888 yıllarının ve 1881 yılının yaz aylarında İsviçre'deki bu evde yaşadı. Birinci katta bir oda kiraladı ve "İyi ve Kötünün Ötesinde", "Ahlaki Değerlerin Soyağacı", "Putların Alacakaranlığı" ve "Deccal" gibi en güçlü kitaplarını bu evde yazdı. Ev daha sonra bir Nietzsche müzesine dönüştürüldü.
Ernest Hemingway'in eşi Pauline ve iki oğlu Patrick ve Gregory ile birlikte 1931-1940 arasında yaşadığı Florida'da bulunan evi, 1964 yılında müze haline getirilir. Nobel ve Pulitzer Ödüllü yazar, birçok eserini bu evin ikinci katındaki çalışma odasında kaleme alır. Müze yetkilileri, Hemingway'in evde sadece dokuz yıl yaşadığını, ancak eserlerinin yüzde 70'ini burada ürettiğini belirtiyor.
Anton Çehov, 1900 yıllarında, Rusya'da yaşadı, eserlerinde bu coğrafyayı ve insanlarını konu edindi. Azak Denizi kıyısındaki Taganrog şehrinde Anton Çehov'un doğduğu ev bulunur. Bu nedenle, Rusya'da Taganrog Çehov'un şehri olarak anılır. Çehov'un Moskova Üniversitesi'ne tıp eğitimi için gitmeden önce ailesiyle birlikte yaşadığı mütevazı ev bugün bir müze. Şehirde yazarın adının verildiği bir cadde, meydan, tiyatro ve kütüphane de bulunuyor. Çehov, bir taraftan doktor olarak en uzak köylerdeki hastalarla bile ilgilenirken, bir taraftan köyde üç okul, bir klinik yaptırır. Yazarlığının en verimli yıllarından bir bölümünü burada geçirir. 6. Koğuş, Üç Yıl, Kara Keşiş, Bilinmeyen Bir Adamın Hikâyesi, Mujikler gibi hikâyelerini burada yazar. Başyapıtlarından biri olan Martı bu yılların ürünüdür. Bahçe işleriyle de uğraşır. 1899'da Çehovlar araziyi satıp Yalta'ya taşınır. 1940 yılında ev müzeye dönüştürülür.