Türkiye'de mutlaka görülmesi gereken 40 yer
Fransız bir gezgin 1800'lü yılların sonuna doğru Kapadokya'yı gezerek gördüklerini çizmeye başladığında ve bu çizimlerden bir seyahatname meydana getirdiğinde, Fransız halkının onu ciddiye almayıp alay ettiğini biliyor muydunuz? Ya da Kommagene Kralı I. Antiochos'un tüm kültürleri bir araya getirerek heykeller yaptırdığını? İşte sizin için Türkiye'nin eşsiz güzelliklerini derledik.
Giriş Tarihi: 19.12.2018
11:17
Güncelleme Tarihi: 19.12.2018
16:23
Türkiye'nin en soğuk şehri olan Kars'ta merkeze 55 kilometre uzaklıkta bulunan kayak merkezine gidebilirsiniz. Kars'ın en büyük özelliği, Alplerde bulunan kristal kar yapısına sahip olmasıdır. Bazı seyahatlerde yolda olmak daha güzeldir. Bunun örneklerinden biri Kars yolcuğudur. Masalsı bir yolculuk olan Doğu Ekspresi ile Ankara'dan Kars'a kadar enfes manzaraları keşfedebilirsiniz. Türkiye'nin en uzun tren yolculuklarından biri olan Doğu Ekspresi'yle yaklaşık 24,5 saat yolculuk yapmış olursunuz.
Kartepe'nin büyülü dünyasını keşfedin
Türkiye'nin en önemli kayak merkezlerinden bir diğeri olan Kocaeli'ndeki Kartepe, heybetli dağları, muhteşem manzaraları, tarihi merkezleriyle görenlerin nefesini kesiyor. Deniz seviyesinden 1608 metre yükseklikte olan Kartepe'de kendinize uygun gezi rotası oluşturarak bölgenin muhteşem manzarasını gözlemleyebilirsiniz.
Harput, Elâzığ'da bulunan bir antik kenttir. MÖ 20. yüzyıldan kalıntılar bulunur. Antik Harput yerleşim alanı, bir açık hava müzesi gibidir. Müzesi, kalesi, camileri ve Buzluk Mağarasıyla günümüzde bir turizm merkezidir.
Çanakkale destanının merkezi
Birinci Dünya Savaşı'nın en kanlı çarpışmalarının yaşandığı Gelibolu Yarımadası, âdeta bir savaş müzesi görünümündedir. Çanakkale'de bulunan şehitlik, birçok ziyaret mekân ile hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
İlk uygarlıklardan bugüne
Türkiye'nin en büyük doğal mağaraları arasında olan Karain mağarası, önünde bulunan traverten ovasından 150 metre, denizden ise 430-450 metre yüksekliktedir. İnsanlık tarihinin başlangıcındaki süreç içinde mağara, alt Yontmataş'tan başlayarak, orta ve üst Yontmataş evreleri, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç gibi Prehistorik Çağlarda insanlar tarafından sürekli bir biçimde iskân edildi.