Türkiye'nin en büyük bilim ve teknoloji atılımı Teknofest
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen TEKNOFEST'te düzenlenen törene katıldı. Erdoğan, "Savunma sanayimiz geliştikçe orta ve yüksek teknolojiye dayalı araştırma, geliştirme ve ticari ürün faaliyetleri de hızlanmaya başladı. Bunun yanında finans teknolojilerini sağlık, enerji ve diğer kritik teknolojileri yerli ve milli olarak geliştirerek bağımsızlığımızı perçinlemeye çalışıyoruz. Dünyanın en büyük ekonomisinden biri olacağız" dedi.
Giriş Tarihi: 22.09.2018
16:09
Güncelleme Tarihi: 22.09.2018
18:03
Burada konuşan Erdoğan, TEKNOFEST'in ülkeye ve gençlere hayırlı olmasını dileyerek Türkiye'nin 'Milli Teknoloji Hamlesi'nin sembolü olarak gördükleri bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik ederek, katıldıkları teknoloji yarışmalarında ödül alan gençleri de kutladı.
Bu tür etkinliklerin gençlere her alanda teknolojiyi sevdireceğine ve teknoloji geliştirme süreçlerine katkı sağlamaya yönelteceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, "Günümüz dünyasında gerçek anlamda bağımsızlığın birinci şartı, teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktır.Teknoloji konusunda sadece kullanıcı olarak kaldığımız sürece hiçbir alanda özgürlüğümüzü garanti altına alamayız. Son yıllarda yaşadığımız her hadise, özellikle bizlere bazı uyarılar yapıyor." diye konuştu.
''İLK AŞAMA HAYAL EDEBİLMEKTİR''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bakımdan atacakları adımların, bu alandaki yatırımların, teknolojinin tüm alanlarında en önlerde olmaları gerektiğini gösterdiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Her yenilik gibi teknolojik gelişmelerin de ilk aşaması hayal edebilmektir. Bizim milletimiz bu bakımdan gerçekten çok ileri bir seviyededir. Ecdadımız asırlar boyunca hep daha ileriyi, daha fazlasını hayal etmiş, bunun peşinden gitmiş, mücadelesini vermiş ve çoğunlukla da hedefine ulaşmıştır. 'Kızıl Elma' diye ifade ettiğimiz ufkun ötesindeki hedeflerimiz hep yenilenmiştir. Ne zaman hayal etmeyi bıraktıysak işte o zaman gerilemeye başladık. Biz de Türkiye'ye ne kazandırdıysak, hep hayallerimizin peşinden giderek başardık."
Türkiye'nin en büyük bilim ve teknoloji atılımı Teknofes
"Milli Teknoloji Hamlesi" ve TEKNOFEST'in bu noktada kendileri için bir sıçrama vesilesi olmasını dileyen Erdoğan, gençleri yeniden büyük hayaller kurmaya teşvik etmesini umduğunu söyledi.
"Ülkemizin 'Milli Teknoloji Hamlesi'nin başarıya ulaşması, teknoloji üreten bir toplum haline dönüşmemizle mümkündür. Festivalimize ülkemizin dört bir yanından gelen binlerce gencimizi ve diğer katılımcılarımızı işte bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak potansiyelimizin örnekleri olarak görüyorum.''
''Milli Teknoloji Hamlesi' doğrultusundaki tüm çalışmaları, Cumhurbaşkanlığı ve ilgili tüm kurumlar olarak sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte desteklemekte kararlıyız. Sadece bu etkinliğin düzenlendiği şu havalimanı bile ülkemizin teknoloji konusundaki vizyonunun en somut ifadesidir. Hezarfen'in, Ali Kuşçu'nun, Uluğ Bey'in başlattıkları hamleyi işte bu gün burada yeni havalimanımızda çok farklı bir yere taşıyoruz. Yıllardır başka yerlerdeki gösterilerini hayranlıkla izlediğimiz pek çok etkinlik, artık ülkemizde düzenleniyor. "
"BU TERCİHİN ÇOK DA İSABETLİ OLMADIĞINI ANLIYORUZ"
Erdoğan, güvenlik kavramının anlamının büyük ölçüde değiştiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Artık fiziki güvenliğinizi siber güvenlikle, dijital sanayiyle, yerli yazılımla, yapay zekayla tahkim etmiyorsanız kendi kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Günümüzde dijital güvenliğiniz yoksa istediğiniz kadar fiziki tedbir uygulayın, gerçek manada özgürlüğünüzü sağlayamazsınız. Esasen bizim ecdadımız, yıllarca kendi döneminin teknolojilerine öncülük etmiş, daha sonra liderliği ne yazık ki elinden kaçırmıştır. Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren teknoloji konusundaki geriliğinin farkına varmıştır.''
''Dönemin padişahları ve dirayetli yöneticileri bu sorunun çözümünü batının teknolojisini ülkemize taşımakta görmüştür. Bu tercihin tabii bir sonucu olarak teknolojiyi kullanacak insan kaynağı da yine batıda eğitilme yoluna gidilmiştir. Bugün geriye doğru baktığımızda bu tercihin çok da isabetli olmadığını anlıyoruz. Mühendislik öğrensin diye Batı'ya gönderdiğimiz öğrenciler çoğunlukla zihinleri bize yabancı fikirlerle iğfal edilmiş olarak ülkelerine dönmüşlerdir. Halbuki asıl olan hazır teknolojiyi almak ve onun kullanımını öğrenmek değil, teknolojiyi tasarlamak, geliştirmek ve öğretmektir. Osmanlı özellikle Sultan Abdülhamid-i Sani döneminde bu istikamette birtakım adımlar atmışsa da maalesef devletin ömrü bunları tamamlamaya yetmemiştir."