Türkiye’nin önde gelen inanç merkezleri
Türkiye'nin inançların beşiği olduğu gerçeği arkeolojik kazılar ve bilimsel araştırmalarla her geçen gün daha da güçleniyor. Atalarımızın henüz sığınacakları konutları dahi yapmadan önce dini yapılar inşa ettiklerini ortaya çıkaran ve böylece şimdiye kadar tarih sayfalarında yer eden bilgilerin bir kez daha gözden geçirilmesine neden olan Göbeklitepe, yakın tarihli bu keşiflerin en çarpıcısı. Türkiye'nin hemen her noktasında farklı dinlere ait kutsal mekanları görmek mümkün. Sizler için Türkiye'nin farklı noktalarında yer alan inanç merkezlerini derledik.
Giriş Tarihi: 13.07.2019
14:41
Güncelleme Tarihi: 13.07.2019
19:40
"Tarsus Aziz Paul'un Doğum Yeri", "Demre ve Patara Noel Baba'nın Yaşadığı Topraklar", "Selçuk, İzmir, Bergama, Akhisar, Salihli, Alaşehir Goncalı 7 Kiliseler", "Efes Hıristiyanlığın Dünyaya Yayıldığı Yer", "Deyrulzafaran Manastırı Süryanilerin Kutsal Tapınağı", "Sümela Manastırı Bulutlara Gizlenen Mabet", "Akdamar Kilisesi Van Gölündeki Hazine", "Hacı Bayram-ı Veli Camii Ankara'nın Manevi Mirası", "Hacı Bektaş Veli Külliyesi Hoşgörünün Merkezi" de kitapçıkta tanıtılan diğer merkezler arasında yer aldı.
Türkiye'nin kültürel zenginliğinin nedenlerinden biri, Anadolu'da hayat bulan uygarlıkların farklı inançları benimsemesi.
Bu toprakların tarihinde yer eden her medeniyetin farklı inançlara saygı ve anlayış göstermesi sayesinde kutsal yerlerin yaşatılarak korunması mümkün olmuştur.
İlk Hıristiyanlar zulümden kaçarak Anadolu topraklarına sığınmışlar ve ilk kiliselerini burada kurmuşlardı.
Selçuklu ve uzun yıllar tüm İslam dünyasının koruyuculuğu misyonunu üstlenen Osmanlı İmparatorluğu, yönetimi altındaki her dinin mensuplarına imtiyazlar tanımış ve ibadetlerin özgürce gerçekleştirilmesini güvence altına almıştı.
Günümüzde Türkiye halkının büyük bölümü Müslüman olmakla birlikte farklı din mensuplarının ibadetlerini rahatça gerçekleştirdiğinin görülebilmesi, dinler arası kardeşliğin hala geçerli olduğunu göstermektedir. Türk halkının bu hoşgörüsünün kaynağı henüz 13. yüzyıl gibi erken tarihlerde Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre gibi din büyüğü ve düşünürlerin sözlerinde karşımıza çıkıyor.
Mevlana'dan yaklaşık 200 yıl sonra 1430 yılında Edirne'de hahambaşılık yapan İzak Sarfati'nin , bu yıllarda Avrupa'da eziyetlerle karşılaşan dindaşlarına gönderdiği mektup da hoşgörü anlayışının Türk insanına atalarından miras kaldığının bir başka kanıtı:
"Ben burada huzur ve mutluluk buldum. Türkiye sizin için de barış ülkesi olabilir. Hepimiz barış ve özgürlük içinde yaşıyoruz. Kalkın kardeşlerim! Bize gelin! Burada düşmanlarımızdan kurtulacak, huzur bulacaksınız!"