"Vahyin Mübarek Kıldığı Özgür Belde Kudüs" sergisi
Çınar Kültür ve Sanat Merkezi'nde açılan "Vahyin Mübarek Kıldığı Özgür Belde Kudüs" sergisinde sanatçı Muhammed Hamdi Kasapoğlu'nun, Filistin devletinin bağımsızlık ilanının 36. yılında 36 ebru resim ve minyatürle 6 yılda tamamladığı birbirinden değerli eserleri yer alıyor. Allah Resulü'nün (SAV) emaneti olan, müminlerin ortak davası Kudüs ve Filistin davasını eserlerinde işleyen sanatçı, vicdan sahibi tüm insanları bu davaya yürek vermeye davet ediyor. Sergi 6 Mart'a kadar ziyarete açık olacak.
Giriş Tarihi: 10.02.2024
17:06
Güncelleme Tarihi: 11.02.2024
01:30
🔸 Altı yıldır bir amaç uğruna eserlerini yapma gayretinde olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, çalışmanın nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlattı:
"Sergimizin ismi Vahyin Mübarek Kıldığı Özgür Belde Kudüs. Fıtratım gereği çocukluğumdan itibaren oyuncaklarımı yapmaktan başlayıp, kitaplarımı kaplayıp ciltlemekten, hep içimde var olan bir sanatı yaşadım, yaşattım. Yaş ilerleyince geleneksel sanatlarla, Türk İslam Sanatları ile de tanışmak nasip oldu. Sanat eserleri üretmeye başlayınca 2016 yılında gördüğüm bir rüya üzerine "19 Harfe Sırlanmış İlahi Parola Besmele" adıyla, Besmele'de bulunan her bir harf için kufi besmeleler tasarlayıp ilk proje bazlı sanat eserimi 19 Besmele ile yapmış oldum.
Sonrasında ondan büyük bir duygu büyük bir hissiyat alınca kendime şöyle bir soru sorma ihtiyacı hissettim: Kısacık bir ömrüm olsaydı, bu kalan ömrümde sanat adına, değer adına ne üretip ardımda miras bırakmak isterdim?
Çok fazla düşünmeden ilk aklıma gelen cevap, Kudüs davası, Filistin davası, Mescid-i Aksa davası oldu. Bu cevabı verdikten sonra 2018 yılında Bismillah deyip, Besmele projesinin ardından kolları sıvayarak Kudüs ve Mescid-i Aksa davası üzerine daha fazla okuyarak, düşünerek bu eserleri üretmeye başladım.
Tabi zaman nasıl geçti bilmiyorum. Eserlerin tamamlanması dört buçuk yıl sürdü, bu bir aşka, iştiyaka dönüştü. Bunu yaparken başka bir motivasyonum olduğunu fark ettim. Filistin Devleti ve Filistin halkı 15 Kasım 1988 tarihinde bağımsızlık ilan etti. 100'e yakın devlet, bağımsızlığını tanımış olmasına rağmen Filistinlilere bir bağımsız devlet hakkı verilmedi. Orada insanlara hürriyet içinde bir hayat sürme hakkı tanınmadı. Ben bu eserleri yapmaya başladığımda Filistin Devleti'nin bağımsızlık ilanının 32. yıl dönümü idi. Bu eserleri ne zaman bitirirsem Filistin Devleti'nin bağımsızlık ilanının o yılına armağan edeceğim diye niyetlendim."
🔸 Filistin davasına eserleri ile bir farkındalık oluşturmak isteyen, hisli yürekleri bu konuya odaklanmaya davet eden Muhammed Kasapoğlu , Filistin davasının ehemmiyetine şu sözler ile dikkat çekti:
"2023 yılında çalışmam bitti. 35 parça eser oldu: Filistin'in bağımsızlığının 35. yılı. Bu yıl 36 yıl oldu ve biz bir eser daha ilave ettik. Böylece 36 eser oldu. Gönlümüzde hep bu iştiyak, ateş, yangın, heyecan duracak. Filistin'de, bu toprakların gerçek sahiplerinin çocukları Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın bahçesinde, Gazze'nin sokaklarında ellerinde uçurtmalarla, güllerle koşup oynadıklarını görünceye kadar bizim de Kudüs için ter akıtmamız, mesai harcamamız bitmeyecek. Bugün 36 eserle Kudüs davasını; Filistin Devleti'nin bağımsızlık ilanının 36. yıl dönümünde burada, Çınar Kültür Eğitim Vakfı'nda anlatmaya gayret ediyoruz. Ömrüm vefa ettikçe, yaşadığım müddetçe, Filistin Devleti'nde yaşayan dindaşlarımız, kardeşlerimiz, masum insanlar hürriyet içerisinde hayat sürecekleri güne kadar benim de Kudüs'ü anlatmam, bu eserlere ilave yapmam devam edecek."
Uluslararası hukuk bağlamında Gazze'de yaşananlar
🔸 Serginin 36. ve son eserini Resulullah 'ın (SAV) bir hadis-i şerifi üzerinden yaptığını anlatan sanatçı, Kudüs'ün Müslümanların ortak davası olduğu hakikatini dile getirdi ve son eserin hikayesini şöyle anlattı:
"Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ın bir hadis-i şerifi var. 'Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin' diyor. Bu mesajı ben şöyle okudum; "Kudüs size emanettir, kıyamet saatine kadar Ümmet-i Muhammed'in ve insanlığın emanetidir. Yani oraya, kandillerine yağ gönderin. Kudüs'ün kandillerini kıyamet saatine kadar söndürmeyin. Kudüs; barış şehri, Kudüs huzurun şehri, Kudüs insanlığın huzur duyduğu başkenti olarak yaşasın."
Bu çalışmanın içerisinde böyle bir esere yer vermemiştik. Bu vesile ile onu da tamamlamış olduk. Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın bu vasiyetini de önce Ümmet-i Muhammed'e, biz inanan insanlara, daha sonra da kalbinde vicdan olan bütün insanlara, bu vesileyle duyurma imkanına kavuştuk."
🔸 Her bir eseri belli duygular çerçevesinde icra ettiğini vurgulayan sanatçı Kasapoğlu , "en yoğun duygular içerisinde olduğunuz eseriniz" sorusuna şöyle cevap verdi:
"Çok zor bir soru sordunuz. Her birinin bir hissiyatla oluştuğu muhakkak ama gözüme ilk ilişen eserlerden bir tanesini anlatayım. Filistinli gelinlik çağına gelmiş bir kız evladımız, Filistin haritasına sarılmış. Üzerinde Kubbet-üs Sahra'nın yer aldığı bir görsel. Şunu ifade ettik; Gazze'de, Filistin'de, Mescid-i Aksa'nın yurdunda, o barış yurdunda kız çocukları kaderleri ile nikahlandılar. Yani Kudüs'ü müdafaa etmekle nikahlandılar. Anne olduklarında, çocuklarını dünyaya getirirken, onlara dünyalık bir hayat vaat etmek için değil; Kudüs'ü müdafaa etme şuuruyla yuvalar kurdular. Bu, benim çok duygulandığım ve esere de gözyaşı olarak ilave ettiğim bir çalışmaydı."
İsrail'in kuruluşunun arka planı
🔸 Sanatçı Hamdi Kasapoğlu , bir başka duygu yüklü eserine ise şöyle değindi:
"Filistin devletinin bağımsızlığını temsil eden, bayraklarının renkleri ile oluşturduğumuz bir zemin üzerinde aynı zamanda kırmızı kana boğulmuş Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın, Gazze'nin sokaklarında imdat dileyen ama kalplerinde o ölüm halinde bile Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı, Kubbet'üs Sahra'yı hayatta tutmak için yaşayan insanları resmettiğimiz bir çalışma var. Orada güneşin doğuşunu temsil ettiğimiz, Filistin haritasını parçalanmamış, bütün haliyle ışıkların süzdüğü bir çalışma... Yani her bir detayında bizi duyguya boğan hislere boğan hikayeler var. Tabi bunu uzun uzun anlatmak mümkün değil. Gönül arzu eder ki bu işin meraklıları, sanatın meraklıları, Kudüs'ün merakları burada bu sergide bu eserleri kendileri bakıp, gördüklerinde o manaları belki de başka bir terennümünde kendileri okumuş, görmüş olacaklar."