Arama

"Vahyin Mübarek Kıldığı Özgür Belde Kudüs" sergisi

Çınar Kültür ve Sanat Merkezi'nde açılan "Vahyin Mübarek Kıldığı Özgür Belde Kudüs" sergisinde sanatçı Muhammed Hamdi Kasapoğlu'nun, Filistin devletinin bağımsızlık ilanının 36. yılında 36 ebru resim ve minyatürle 6 yılda tamamladığı birbirinden değerli eserleri yer alıyor. Allah Resulü'nün (SAV) emaneti olan, müminlerin ortak davası Kudüs ve Filistin davasını eserlerinde işleyen sanatçı, vicdan sahibi tüm insanları bu davaya yürek vermeye davet ediyor. Sergi 6 Mart'a kadar ziyarete açık olacak.

🔸 Sanatçı Hamdi Kasapoğlu, bir başka duygu yüklü eserine ise şöyle değindi:

"Filistin devletinin bağımsızlığını temsil eden, bayraklarının renkleri ile oluşturduğumuz bir zemin üzerinde aynı zamanda kırmızı kana boğulmuş Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın, Gazze'nin sokaklarında imdat dileyen ama kalplerinde o ölüm halinde bile Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı, Kubbet'üs Sahra'yı hayatta tutmak için yaşayan insanları resmettiğimiz bir çalışma var. Orada güneşin doğuşunu temsil ettiğimiz, Filistin haritasını parçalanmamış, bütün haliyle ışıkların süzdüğü bir çalışma... Yani her bir detayında bizi duyguya boğan hislere boğan hikayeler var. Tabi bunu uzun uzun anlatmak mümkün değil. Gönül arzu eder ki bu işin meraklıları, sanatın meraklıları, Kudüs'ün merakları burada bu sergide bu eserleri kendileri bakıp, gördüklerinde o manaları belki de başka bir terennümünde kendileri okumuş, görmüş olacaklar."

🔸 Muhammed Kasapoğlu kendisine yöneltilen "Filistin davası ile ilgili vermek istediğiniz bir mesaj var mı?" sorusuna;

"Filistin davası dediğimiz dava yalnızca Filistin davası ile ilgili değil insanlık davası ile de ilgilidir. Gazze'de Filistin'de yaşananlar; vicdanların sorunu, insanlığın sorunudur. O yüzden bu mesele bir kimlik meselesi, bir dini aidiyet meselesinin ötesindedir." sözleriyle cevap vererek, konuşmasını şu şekilde devam ettirdi:

"Baktığımızda Avrupa'nın en ücra köşelerinde, Afrika'da, dünyanın nice farklı coğrafyalarında, Filistin bayrakları ile Filistin'deki mazlum ve masum annelerin, bebeklerin, çocukların yaşadığı bu insanlık dışı zulme itiraz etmek üzere insanlar; sokaklardalar, stadyumdalar, sanat sahnelerindeler. Bunların dini aidiyetleri, kimlikleri, dünyaya bakışları bu coğrafyada yaşayan insanlardan çok daha farklıdır. Bu bize şunu gösterdi; artık biz, dini aidiyetlerimizin ötesinde vicdanlarımızın sesini duyarak vicdan sahibi insanlarla el ele verip bu dünyanın herhangi bir coğrafyasında artık sadece mazlum oldukları için insanların ezilmesine razı gelemeyiz, sessiz kalamayız. Burada sanatçılar olarak, toplumun mihmandarları olarak yahut da normal, sıradan insanlar olarak eline Filistin bayrağını almış, diline Filistin davasını almış, kalemine, fırçasına, sözüne yani gücü neye yetiyorsa onunla Filistin'i müdafaa eden, mücadeleye destek veren bütün dünya insanlarına, dünya vatandaşlarına bir Müslüman olarak, bir din adamı olarak, bir sanatçı olarak canı gönülden teşekkür ediyorum. Onları en kalbi duygularla tebrik ediyorum, kutluyorum. Onlarla mücadelemiz birdir. Hep birlikte vicdan sahibi insanlar olarak Filistin'deki akan kanı ancak biz durdurabiliriz.

Dış basının gözünden "Aksa Tufanı"

🔸 Çınar Kültür ve Sanat Merkezi Koordinatörü Ayşe Nur Kapusuz hem merkezin faaliyetlerini izah etti hem de sergi ile alakalı bilgi verdi.

"Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği 3 yıldır faaliyetlerine devam ediyor. Sanat ağırlıklı çalışmalar yapıyoruz ama bu arada kültürel çalışmalarımız ve seminerlerimiz de yapılmakta. Derneğimizin "sanatın huzurunun adresi" olmak gibi bir mottosu var. Burada birçok sanat alanında çalışmalar, atölyeler var; resim, ebru, çini, porselen... Bunun yanı sıra geleneksel el sanatlarımız; mefruşat, nakış gibi alanlarda atölyelerimiz var. Yine müzik alanında da atölyeler ve çalışmalar devam ediyor. İçinde bulunduğumuz sanat galerimizde hem hocalarımızın ve öğrencilerimizin eserlerini sergilediğimiz gibi başka sanatçıların eserlerine de ev sahipliği yapabiliyoruz.

Gündemimizde Gazze var, hepimizin gündeminde, hepimizin kalbinde bir yara... Çünkü insanlığın büyük bir sınavdan geçtiğini ve hepimizin gözleri önünde bir soykırımın gerçekleştirildiğini görüyoruz. Biz de dernek olarak bu konuda duyarlılığımızı göstermek istedik. Sanatçımız, Hamdi Kasapoğlu hocamızın bu projesini biliyoruz. Projesine burada ev sahipliği yapacağız. 15 gün boyunca hem sanatseverlere hem de bu konuda duyarlılığı olan herkese açık olacak sergimiz."

🔸 Ziyarete açılmasının ardından ziyaretçiler, eserleri uzun uzun incelediler. Sergi ziyaretçilerinden Ufuk Adalı,"Hepimizin kalbini acıtan Filistin davası, Kudüs davası... Bir resimle binlerce şey anlatabilen, çok güzel tasvirler yapabilen bir insan. Müthiş bir sergi, çok hoşuma gitti ve çok etkilendim. Yani bir resimde birçok şeyi görebiliyorsunuz." cümleleri ile serginin kendisinde uyandırdığı duyguları anlattı.

🔸 Bir diğer sergi ziyaretçisi Handan Adalı ise serginin kendisinde oluşturduğu duyguları,"Hepimizin yüreğindeki fırtınaları çok güzel resme dökmüş. Bir çerçevenin içinde bu kadar duygunun bir arada anlatılabilmesi gerçekten çok etkileyici. Gerçekten çok güzel. Tebrik ediyorum." cümleleri ile izah etti.

Filistin'deki zulme karşı Müslüman tavrı nasıl olmalı?

  • 10
  • 12

🔸 Sergide bulunan ziyaretçilerden Emin Baykırkık, serginin hemen açılışından önce yapılan seminer ve bu bağlamda eserler hakkında şu ifadelerde bulundu:

"Kendimi Gazze'de, Kudüs'te hissettim. Yani Kudüs'ün bizim için kutsi bir yer olduğunu daha çok anlamış olduk. Aylardır devam eden katliamda, yürekleriniz parça parça oluyor. Dayanılmaz bir acı ama o çocuklar annelerini babalarını kaybetmişler fakat burası bizim vatanımız diyorlar. Biz burada kalacağız, Filistin'i bırakmayacağız, Filistin davası bizim davamız, hiçbir zaman için bırakmayacağız, diyorlar. Bu sergiye gelince sergide de ressam arkadaşımız o kadar güzel anlatmış ki birkaç tanesini çektim, eşime de götüreceğim onları. O çocukların çırpınışları, isyanları, duaları içimizi parçalıyor ve sanatçımız bunları çok güzel aksettirmiş. Biraz önce Muhammed Hamdi Kasapoğlu'nun da konuşmasında da söylediği gibi, "bunları resim gibi görmeyin" diyor, yaşanmışlıklar bunlar ama o kadar güzel anlatmış ki onun yüreğine sağlık diyorum."

Emin Baykırkık kimdir?

Emin Baykırkık, Ocak 1947'de Akhisar'da doğmuştur. 1970'de TRT İstanbul Radyosu Çocuk Kulübü'nde görev almıştır. 1971'de İstanbul İktisadî Ticari İlimler Akademisi'ni bitirmiş ve 1972'de Diyarbakır Radyosu'na spiker olarak atanmıştır. Uzun yıllar mesleğini icra eden Emin Baykırık, 17 Mart 2006'da TRT'den Başspiker olarak emekli olmuştur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN