Renklerin ressamı: Vincent Van Gogh
Vincent Van Gogh, yaşarken değeri anlaşılamayan sanatçılardan biriydi. Geçirdiği ruhsal buhranlar ve yanlış seçimler nedeniyle melankolik bir hayatı vardı. Pek çok farklı yeri dolaştı, fakat aradığı huzura bir türlü kavuşamadı. Tüm bunlara rağmen, paletinden çıkan binlerce eseriyle adından yüzyıllar sonrasında bile söz ettirmeyi başardı. Sizler için renkli eserleriyle ün kazanan Van Gogh'un karamsar hayatını araştırdık...
Giriş Tarihi: 25.12.2022
11:05
Güncelleme Tarihi: 22.07.2023
12:29
Van Gogh'un çocukluğu
🔶 Van Gogh, ciddi ve saygılı bir çocuktu. Evde, annesi ve bir mürebbiyeden eğitim aldıktan sonra 1860'ta köy okuluna başladı. 1864'te bir yatılı okula gönderildi ama kendini terk edilmiş hissettiğinden geri dönmek istedi. Bunun yerine ebeveynleri onu 1866'da Tilburg'da bir ortaokula gönderdi fakat Van Gogh, burada da mutsuz günler yaşadı.
🔶 1868'de 15 yaşındayken aniden eve geri döndü . Babası rahip olmasını istiyor, o ise girdiği hiçbir sınavda başarılı olamıyordu.
🔶 Sürekli aynı yerde yaşayamayan Vincent, oradan oraya sürüklendi ve bir dönem akrabalarının yanında yaşadı.
🔶 Babasının yönlendirmesiyle bir süre sanat simsarlığı yaptı.
Van Gogh, kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplarından birinde çocukluk yıllarını "kasvetli, soğuk ve kısır" olarak nitelendirmiştir. Bu da aslında çocukluğumuzun psikolojik sağlığa ne denli etkili olduğunu gösterir.
Eser adı: "Badem Çiçekleri"
Doğu'nun gizemine kapılan 5 ressam
Resme olan ilgisi
🔶 Resme olan ilgisi küçük yaşlarda başlayan Van Gogh'u teşvik eden kişi annesiydi.
🔶 Resim çizmeye ilk başladığı zamanlarda kalem ya da kömür çubuklarını kullandı. Fakir ve çalışkan insanların resimlerini çizmeyi seven Van Gogh, genellikle çevresindeki kişileri resmetti. İlerleyen zamanlarda yağlı boya kullanmaya başladı.
🔶 Resim kariyerinin ilk başlarında, kahverengi ve koyu yeşil gibi karanlık renkler kullandı. O dönem tabloları genellikle melankolik, karanlık ve hüzünlüydü. Bu zamanlarda yaptığı en önemli resmi "Patates Yiyenler" idi. Akşam yemeğinde patates yiyen bir köylü- işçi ailenin oldukça kasvetli tablosuydu.
Eser adı: "Patates Yiyenler"
🔶 Kardeşi Theo, Vincent'a Paris'te 'izlenimcilik' adlı yeni bir resim tarzını tanıması için öneride bulundu. Bunun üzerine söz konusu akımı keşfetmek için Paris'e taşındı. Orada Claude Monet, Edgar Degas ve Camille Pissarro gibi ressamlardan etkilendi. Bu süre zarfında Van Gogh, daha parlak renkler kullanmaya başladı.
🔶 1886 yılında taşındığı Paris'te, izlenimci hassasiyete tepki gösteren, aralarında Emile Bernard ile Paul Gauguin'in de bulunduğu avangart sanat üyeleriyle tanıştı. Çalışmaları geliştikçe natürmortlara ve yerel manzaralara yeni bir yaklaşım getirdi.
Osmanlı saray resminin tek temsilcisi: Milli Saraylar Resim Müzesi
Van Gogh'un hayatındaki kilit isim
🔶 Van Gogh hakkında bilinen bilgilerin çoğu kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplardan elde edildi . Theo, Paris'te bir sanat galerisinde çalışıyordu. Vincent'ın sanat kariyerinin maddi ve manevi en büyük destekçisiydi.
🔶 Theo, resim yapması konusunda Van Gogh'u cesaretlendirdi. Onun resimlerini satmak için çabaladı fakat kimse satın almak istemedi. Zaten ömrü boyunca Van Gogh'un sadece bir resmi satıldı.
Eser adı: "Ayçiçekleri"
Van Gogh resimlerini nasıl çizerdi?
🔶 Van Gogh, 1888 yılında Fransa'nın Arles şehrine taşındı. Yaşamak için eserlerinde de konu olan meşhur sarı evi kiraladı ve sanatçı Paul Gauguin'i ona katılmaya davet etti. Şehrin canlı renklerini ve Arles kentinin parlak güneşini sevdi. Bu durum tablolarına da yansıyarak resimlerini daha canlı ve parlak hale getirdi.
🔶 Resimlerini yaparken boyayı doğrudan tuval üzerine, kaba fırça darbeleriyle oldukça kalın bırakarak tüplerden uygulardı. Boya katmanları, kalın olduğu için bazen resimlerinin kuruması haftalarca sürebiliyordu . Yani kendine özgü bir teknik geliştirmişti.
Eser adı: "Sarı ev"
Küçültülmüş gerçekliğin sanatı: Diorama