Renklerin ressamı: Vincent Van Gogh
Vincent Van Gogh, yaşarken değeri anlaşılamayan sanatçılardan biriydi. Geçirdiği ruhsal buhranlar ve yanlış seçimler nedeniyle melankolik bir hayatı vardı. Pek çok farklı yeri dolaştı, fakat aradığı huzura bir türlü kavuşamadı. Tüm bunlara rağmen, paletinden çıkan binlerce eseriyle adından yüzyıllar sonrasında bile söz ettirmeyi başardı. Sizler için renkli eserleriyle ün kazanan Van Gogh'un karamsar hayatını araştırdık...
Giriş Tarihi: 25.12.2022
11:05
Güncelleme Tarihi: 22.07.2023
12:29
🔶 Ruhsal dalgalanmalar ve sanrılar yaşayan Van Gogh , zihin sağlığının yanında fiziksel sağlığını da ihmal ederek düzgün beslenmiyordu.
🔶 Arkadaşı Gauguin'in küstah kişiliği, Van Gogh'u hayal kırıklığına uğrattı. Yine bir tartışma esnasında Vincent geçirdiği sinir krizinin etkisiyle ustura ile sol kulağının bir kısmını keserek kendini yaraladı. Bu olaya Van Gogh'un duyduğu seslerden kurtulmak istemesinin de neden olduğu düşünüldü. Gauguin ile arkadaşlığı da böylece sona ermiş oldu.
Eser adı: "Arles'deki Yatak Odası"
Seyyahların fırçasıyla İstanbul
🔶 1889 yılında kendi ihtiyaçlarını zar zor karşılayabilecek durumdaydı. Akıl hastanesine yatırıldı ve bir süre orada kaldı.
🔶 Hastane odasının penceresinden gördüğü manzaradan ilham alarak en ünlü eserlerinden biri olan "Yıldızlı Gece" tablosunu resmetti. Bu dönemdeki resimlerinin çoğunda "dönen renk kütleleri" dikkat çekiyordu.
Eser adı: "Yıldızlı Gece"
🔶 Van Gogh'un zihinsel durumu, akıl hastanesine yattıktan sonra da bozulmaya devam etti. Hastaneden kendi isteği ile ayrılan Gogh, 29 Temmuz 1890'da göğsünde açılan kurşun yarası sebebiyle vefat etti.
🔶 Ölümünün intihar olduğu söylense de olaya şahit olan kimsenin olmaması ve silahın hiçbir zaman bulunamaması cinayet olabileceği kuşkusunu doğurdu.
Türkiye topraklarından Louvre'a: Çalınan tarihi eserlerimiz
🔶 Yaşamı boyunca, eserleri bir başarısızlıklar silsilesi olarak görülen Van Gogh'a deli gözüyle bakıldı. Belki anlaşılamadı ya da anlatamadı.
🔶 Birçok sanatçı gibi sonradan ün kazandı. Geliştirdiği resim üslubuyla fovistler ve Alman dışavurumcuları etkileyerek özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren eserleri ile popülerleşmeye başladı.