Yağmur sığınağı şemsiyelerin kısa tarihçesi
Kimi zaman güneşten korunmak, kimi zaman yağmurdan ıslanmamak kimi zaman ise şıklığı tamamlamak için kullanılan şemsiye, tarih boyunca pek çok işlevde kullanılmış. Tarihi neredeyse 4 bin yıl öncesine dayanan şemsiyeler, insanoğluna hayat yolculuğu serüveninde uzun süredir eşlik etmişe benziyor. Peki, şemsiyenin çağlar hangi işlevlerde kullanıldığını, antik toplumlardaki simgesini ve özellikle İkinci Abdülhamit döneminde İstanbul halkının şemsiyeleri nasıl kullandığını biliyor musunuz?
Giriş Tarihi: 24.03.2020
09:45
Güncelleme Tarihi: 24.03.2020
09:46
İlk yağmur geçirmez şemsiyeler ise Çin'de ortaya çıktı ve günümüzdeki kullanım işlevine en yakını buydu. Güneşten korunma aracını ilk defa yağmura karşı kullanan Çinliler, yağlı kağıt, ipek ve bambu yapraklarından şemsiye yapıyorlardı.
Şemsiye, eski Yunan ve Roma'ya geçtiğinde kadın eşyası olarak benimsendi. Hatta öyle ki Amfiteatrda erkeklerin kadın şemsiyeleri yüzünden gösterieri izleyememesi Domitianus'a şikayet edilmiş fakat nazik kibar kadınların lehine bir karar vermişti.
Bahsedildiği gibi şemsiye, Acem gezgin ve yazar Jonas Hanway tarafından popüler olana kadar sadece kadınlar tarafından kullanılıyordu. 1750'lerde Hanway, rezil olmayı göze alarak 30 yıl boyunca şemsiye kullanmayı sürdürdü. Hanway, eski arkadaşlarınca kadınsı bulunuyor, sokak serserilerinin laflarına maruz kalıyor ve taksiciler yağmurlu günlerde üzerine su sıçratıyordu. John Macdonald'ın da 1778 yılında Londra'da yağmur yağdığında ipek bir şemsiye kullanması tarihe geçen başka bir ayrıntıydı. 1786'da ise Hanway ölmeden önce İngiltere'de erkek, centilmenlerin "Hanway" lakabını taktıkları şemsiyeyi kullanmaya başladılar.
Ayrıca Batı'daki tarihi ile ilgili ilginç bir ayrıntı olarak, İspanya ve Portekiz'de aynı dönemde ortaya çıkması gösterilebilir. Robinson Crusoe romanında Robinson'un kendisine bir şemsiye yapması da ilginç bir ayrıntıdır. İlerleyen zamanlarda ise ağır şemsiyelere Robinson adı verilmişti.
Viktorya çağında, şemsiyenin yapım maddelerinden biri ahşaptı. Fakat ahşap son derece pahalıydı ve ıslandığı zaman şemsiyenin katlanması mümkün olmuyordu. 1852'de çelik tellere sahip şemsiyeler Samuel Fox tarafından icat edildi.