Arama
Yeni çıkan, öneri ve güncele dair kitaplar…
Okuma meselesini kendisine amaç edinmiş, bilgi ve kültür peşinde koşmak için çabalayanların en çok üzüldüğü durum, her yeni günde ortaya çıkan vasıfsız kitapların durumu olmuştur. Fırından çıkan ekmek gibi kolay bir şekilde kaleme alınan ve basılan bu kitaplar, kültür dünyasını zenginleştirmeye yönelik değil aksine 'çöp kitaplar' diye tabir ettiğimiz bir oluşumun meydana gelmesine neden oluyor.
Nitekim bir şeyler öğretme çabasında olan kitaplar bu koşullar içerisinde ayakta kalmak için çaba göstermeye devam ederken, biz de Fikriyat olarak, okumayı kendisine mesele edinen ve bu doğrultuda ilerleyen Turkuvaz Kitap 'Yeni çıkanlar' başlığında birkaç kitabı ve nihayetinde öneri ve güncele dair olan kitapları sizin için derledik.
İlmihal Yahut Arzuhal
Mustafa Kutlu
"Aydınlığa ve vuzuha açılan bir kapı, sonsuzluğa doğru uzanan bir yol, hakikat ve merhamet deryasına doğru akan bir nehir, göğe yükselen bir miraç...
Mustafa Kutlu'nun İlmihali'nde (ki yıllar önce ilk metinler ortaya çıktığında ona birlikte Kutlu İlmihal adını vermiştik) yüksek bir hissiyatın eşlik ettiği bu hikmetli anlatım edebin ve edebiyatın, sanatın imkânlarıyla yeni bir biçime ve üsluba kavuşuyor, terütaze yeni bir ihmihal türüne kanatlanıyor.
Yazar metinlerin neredeyse tamamında aslında kendi tecrübelerini, müşahedelerini, içten duyduklarını, tazarru ve niyazlarını, ızdıraplarını, zevk ve acılarını, ümit ve korkularını, rüya ve hayallerini anlatıyor. Bir dua gibi, bir rahmet seli gibi hikâye ediyor. Merhamet, hürmet, hizmet sütunları üzerine yükselen bir ahlâk dünyası, bir insanlık meşheri kuruyor."
Dikbaşlılar
Rachel Swaby
Rachel Swaby, Dikbaşlılar kitabıyla, matematikten teknolojiye, kimyadan genetiğe kadar birçok alanda bilim ve dünyayı değiştiren kadınları anlatıyor. Yazar, bu kadınların başarıları ile karşılaştıkları engellere karşı verdikleri mücadeleleri de gözler önüne seriyor.
Dünyanın çeşitli coğrafyalarında 52 kadının yaşam öyküsü bir araya getirildi... Bu kadınların ortak noktası, bilim ve dünyayı değiştirmeleri. Tıptan bilgisayara kadar birçok alanda buluşları ve çalışmaları ile iz bırakan bu kadınların yaşam öykülerini bir araya getiren Rachel Swbay'in kitabı Koç Üniversitesi Yayınları'ndan Dikbaslılar adıyla çıktı. Yazar, bu isimlerin uğradıkları haksızlıklara, alay edilmesi ve küçük görülmelerine karşı çalışmalarını inatla sürdürmelerine dikkat çekiyor. Bu konuda, 1964'te Dorothy Crowfoot Hodgkin'in kimya alanında en büyük ödülü kazanmasıyla gazetede 'İngiliz eşe Nobel Ödülü' başlığının atılmasını örnek gösteriyor. Yazarın bir başka örneği de, Amerikalı ilk kadın astronot Sally Ride'in babasının, bir kurumun reklamında uzaya gideceği günün hayalini kuran bir erkek çocuğu resmedilince yazdığı şu mektup: "İlk ABD'li kadın astronotun velisi olarak kızların da matematikle bilime ilgi duyduğunu ve bizlerin bu kızları Amerika'nın uzaydaki geleceğine ulaşma konusunda teşvik etmemiz gerektiğini ilk elden biliyorum." Yazar, tüm bunlara karşın bu kadınların çalışmalarıyla kabul görerek haklı çıktıklarının da altını çiziyor. Rachel Swaby'in kitabındaki 52 kadının bir başka ortak yanı da hayatta olmamaları. Yazar bunu "Geride bıraktıkları etki konusunda net olabilmek için" cümlesiyle açıklıyor. DNA yapısının çözülmesinden tüp bebek yönteminin geliştirilmesine, uzaya ilk giden kadından hastalık tedavilerine kadar bilime ve dünyaya katkı sunan o isimlerden birkaçı:
Alice Ball (1892-1916/Kimya): Cüzam tedavisinde şolmogra ağacının tohumları kullanılıyordu. Kimi hastalar ciltlerine sürüyor kimileri içiyor kimileri damarlarına enjekte ediyordu. Bu yöntemler sorun yaratıyordu. Amerikalı kimyager Ball, bu yağın inceltilmesi için uğraştı. Çünkü böylelikle vücuttan atılmak yerine emilecekti. Böylece bir yağı vücuda enjekte edilip emilebilecek forma çevirebilen ilk kişi oldu.
İtibarlar
Juan Gabriel Vasquez / Everest Yayınları
Sadece kalem ve mürekkep kullanarak bir insanın hayatını değiştirme gücüne sahipsiniz. Bu güç beraberinde zaaflarınızı tetikliyor. Juan Gabriel Vasquez İtibarlar'da bir karikatürist ve politikacı arasındaki çatışmayı anlatırken itibar suikastını sorguluyor.
İtibarlar, politikacı ve mizah ilişkisini en riskli yönleriyle ele alan bir roman. Doğruluğundan emin olmadan yapılan bir eleştirinin nasıl sonuçlanacağını asla tahmin edemeyeceğiniz bir hikaye var karşımızda. Hikayenin kahramanı devlet adamlarını "lütfen beni bu şekilde çizme, insanlar beni böyle tanısın istemiyorum" diye yalvartan karikatürist Mallarino... 28 yıl önce, bir milletvekilini çocuk tacizcisi olarak resmediyor. Milletvekili de bu suçlamayı ağır bulup intihar ediyor. Mallarino'nun vicdan muhasebesi de başlıyor. Gerçekten o milletvekili çocuk tacizcisi miydi? Hikayesini düz bir şekilde anlatmak yerine zaman atlamalı bir kurguyu tercih eden yazar, karakterlerinin ruh halini, motivasyonlarını ayrıntılı aktarırken, sürükleyici bir anlatımı da es geçmiyor. Geçmişle hesaplaşmak... Önce bir kapı aralamak gerek ama nasıl? Kitapta sıklıkla geçen "Sadece geriye doğru işleyen bir hafıza çok zayıftır" cümlesi aslında bir anahtar. Politik intiharın etrafına bir şüphe duygusu sarıyor Vasquez. Bir insanı emin olmadan suçlamak ne kadar kolay, bu suçlamalar karşısında ortaya çıkacak sonuçlara ne kadar hazırlıklıyız? Yazar bu soruların cevaplarını ararken şüpheci yaklaşıma sırtını dayıyor. Ki aslında bu da doğal. Çünkü Vasquez Kolombiya'da bir gazetede çalışıyor. Simon Bolivar Gazetecilik Ödülü almışlığı var. Vasquez, romanında Kolombiya betimlemelerine fazlasıyla yer veriyor. Betimlemeleri ayrıntılı ve canlı kanlı. Ünlü meydanlarında halkın yaşayış tarzına ilk elden tanıklık ediyor gibisiniz. Üç bölüme ayrılmış olan kurgu sizi ilk bölümde nazikçe kolunuzdan tutup bir parkın ortasına bırakıyor. Karikatürist Javier Mallarino'nun gözüyle Kolombiya'da medyanın gücüne tanıklık ediyorsunuz. Hiç kimsenin bugüne kadar yüzünü görmediği bu karikatürist nasıl oluyor da tepkilerden sıyrılarak elindeki güçle büyüyor? Adına gerçekleştirilen bir törenle yüzünü tüm dünyaya gösterdiğinde bir tehdit mektubuyla hayatı değişiyor. Olaylar buradan sonra peşi sıra gelişiyor.
Uzayda Piknik
Boris ve Arkadiy Strugatskiy
Bu eşsiz romanı Tarkovski'nin Stalker filminden hatırlayacaksınız… Boris ve Arkadi Strugaski kardeşlerin Uzayda Piknik adlı romanı yeniden Türkçe'de.
ÖNERİLER:
Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi: Homeroscu İlahilerden Pindarosa / Yapı Kredi Yayınları
Bin yıllar öncesinden bugüne seslenen şairler… Bu kitap bir şiir antolojisidir, sözcüğün Yunancadaki anlamıyla şiirin bir "çiçek-dermesi"dir. Homerosçu İlahiler'in huşu veren buhuru, Arkhilokhos, Semonides ve Hipponaks'ın taşlamalarının keskin aromasıyla karışır; Kallinos ve Tyrtaios'un askeri teşviklerinden heyecanlanan okur, Solon'un yahut Ksenophanes'in bilge dizelerinin ferahlatıcı deminde soluklanır. Theognis'in kadim sofralarında, aşk hasretiyle kavrulan Mimnermos, Sappho, Alkaios ve Anakreon'un rayihaları yarışır. Bu bir demet çiçeğe kulak verenler Alkman, Stesikhoros ve Ibykos'un anlattığı mitlerin kokusundan sarhoş olur. Simonides yeğeni Bakkhylides'le birlikte Keos'un ıtırlarını sunarken, Pindaros Thebai'ın geniş düzlüklerinin eşsiz goncalarıyla rakip olur onlara. Korinna ve Praksilla'nın tenlerinde kadınca sedalar tüter ve daha nice isimsiz şair kendi kokularıyla temsil edilirler. 2 bin 750 yıl önceden 300 yılı aşkın süre boyunca kokularla Yunan dünyasında bir seyahattir Arkaik Yunan Şiiri…