Arama

Yetenekli dehaların tuvallerinden okunan rahatsızlıkları

Pablo Picasso migrenden, Claude Monet ile Vincent Van Gogh katarakttan, Galile şaşı olduğundan, kimisi de miyopluktan, astigmattan şikâyetçiydi. Eserleri bugün servet değerinde olan bu dehaları, sıradan insanlardan ayıran sadece yetenekleri miydi?

  • 5
  • 22
GÖRMEK BİR RESSAM İÇİN NE DEMEKTİR?
GÖRMEK BİR RESSAM İÇİN NE DEMEKTİR?

Görme duyusu, resim yaratırken sanatçının güçlü araçlarından birisidir. Bir sahnenin haritasını çıkarmak, sanatçının hareketlerini tuval üzerinde yönlendirmek, işin rengi ve şekli hakkında gözlerden alınan geri bildirim son derece önemlidir. Ancak, bir ressamın görsel algısını değiştiren hastalıklar ya da bozukluklar yaşanması da olası. Empresyonizm akımının öncülerinde miyopluk olduğunu ve gözlüğün kullanılmadığı zamanlarda bulanık görüş mesafesi, geniş, aceleci tarzlarını açıklayabileceğini iddia ediliyor.

Bu tarz bozukluklara ve bu bozuklukların eserlerdeki etkilerine deliller sunmak; genellikle spekülatiftir. Klinik kayıtların eksikliğinden kaynaklı da tanı koyabilmek zordur. Öte yandan spekülasyonları doğrulamak da son derece zor, çünkü sanatçı kendi dünyasını yansıtmakta son derece özgür davranır.

  • 6
  • 22
EN BÜYÜK SORUN KATARAKT
EN BÜYÜK SORUN KATARAKT

Resmi yapılanlarda en çok şaşılık, ressamlarda ise katarakt var. Ressamlarda neden çok katarakt oluyor diye araştırma yok. Ama belki açık havada çalışmaktan dolayı çok ultraviyole aldıkları için olabilir.

Osmanlı padişahlarının portrelerinde hep rötuş yapılmış, hiçbir problem görülmüyor.

Ama İtalyan Medici Ailesi'nin portreleri incelendiğinde onların aile boyu yüksek miyop olduğu görüldü. Gözleri büyük, öne doğru çıkık ve kısarak bakıyorlar.

James Joyce'un gözünde iltihaplanma olmuş, sayısız ameliyat geçirmiş ve sonunda da gözünü kaybetmiş. Hastalığın aşamalarını portrelerinden takip edebiliyorsunuz.

Galile'nin de şaşı olduğunu portrelerinden biliyoruz.

  • 7
  • 22
EL GRECO
EL GRECO

Astigmatlık, korneanın, her yönde aynı eğiklikte (daire şeklinde) olmamasından kaynaklanan bir göz kusurudur. Basitçe gözün bir küre şeklinde değil de yumurta şeklinde olmasıdır. Bu göz kusurunda göze gelen ışınlar bir odakta, yani belli bir noktada kesişemezler. Buna bağlı olarak da bir görüntüde belirli bir uyum içerisinde bulunan çizgiler ve dış hatlar da diğerlerine kıyasla odakta daha az toplanacaktır. Nihayetinde de retinada (görme tabakasında) bulanık bir görüntü oluşur.

İspanyol rönesansının mimar, ressam ve heykeltraşı El Greco (1541-1614), resimlerinde bazı figürleri dikey olarak uzatmasıyla bilinir. Göz doktoru German Beritens, bu uzatmaların astigmatlıktan kaynaklandığını ileri sürmüştü.

Beritens, astigmatizm teorisini, El Greco benzeri dikey uzamalar üreten özel bir lensi kullanarak konuklarına göstermeyi denedi. Fakat Beritens'in teorisinde bazı problemler bulunuyordu. Ortak bir itiraz, herhangi bir dikey uzamanın, El Greco'nun hem konu edindiği şeye hem de tuvale ilişkin görüşünü de etkilemesi gerektiğidir. Bu da, astigmatlık etkisinin büyük oranda ortadan kalkmış olması gerektiği anlamına gelir. Muhtemelen daha sorunlu olan, düzeltilmemiş astigmatizmin, görüntü boyutunda bir değişiklikten ziyade, esas olarak bulanık görüşe neden olmasıdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN