Zonaro’yu Abdülhamid’in ‘saray ressamı’ yapan tablosu
Osmanlı topraklarında köklü değişimlerin yaşandığı, kültür ve sanatın oldukça önem kazandığı bir dönemde İstanbul'a gelmişti ressam Fausto Zonaro. Resmettiği bir tablo dönemin sultanı Abdülhamid'e sunulmuş; kısa sürede "saray ressamı" unvanı almış ve bu görevi tam 14 yıl boyunca sürdürmüştü. Sultan Abdülhamid'in portresini yapan tek ressam olan Zonaro'nun bir duvar ustası olarak başlayan yaşam öyküsünü ve ünlü tablolarını sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 07.03.2019
16:14
Güncelleme Tarihi: 27.12.2021
18:56
ZONARO’NUN SANAT YAŞAMINI ETKİLEYEN İKİ KİTAP
Zonaro'nun sanat yaşamını çocukluk yıllarında zorlukla edinebildiği Jacopo Barozzi (II Vignola) ve Andrea Palladio hakkında yazılmış iki kitap oldukça etkiledi.
1870 yılından itibaren yaşadığı şehrin yakınlarındaki Lendinara'da bir teknik okulda 3 yıl boyunca resim öğrenimi görmüş, burada Profesör Federico Cordenons'un öğrencisi olmuştu.
Fausto Zonaro tarafından resmedilen Fatih Sultan Mehmet Portresi tablosu, 1910.
AÇTIĞI SERGİ SAYESİNDE EĞİTİMİNİ SÜRDÜRDÜ
Zonaro, hocasının yardımıyla Lendinara Belediye Binası'nda bir resim sergisi açtı. Sergiyi ziyaret eden sanatsever Veronalı bir kadın, Zonaro'yu Verona'ya götürerek, dönemin önde gelen güzel sanatlar akademilerinden biri olan Accademia Cignaroli'ye girmesini sağladı.
Bu okulu bitirdikten sonra Roma'da L'Accademia di Belle Arti'de resim eğitimi aldı.
Fausto Zonaro tarafından resmedilen Sandalda Genç Bayan Göksu tablosu, 1910.
ZONARO İSTANBUL’A NASIL GELDİ?
1880 yılında tablolarını İtalya'da sergileyen Zonaro, daha sonra Paris'e gitti ve 9 yıl boyunca Paris'te kendi atölyesinde çalıştı. Bu süre içinde Fransız izlenimci ressamlardan etkilendi.
Venedik, Napoli ve Padova'ya yaptığı gezilerden sonra 1891 yılında eşinin isteğiyle İstanbul'a doğru yola çıktı. Bu yolculuk sırasında sanatçının cebinde birkaç yüz frangı vardır ve yaptığı gemi yolculuğunun masraflarını gemi kaptanının portresini yaparak ödeyebilmişti.
Fausto Zonaro tarafından resmedilen Fatih Atını Denize Sürerken tablosu, 1908.
“İSTANBUL’DA KAZANDIĞIM İLK PARA BU OLDU”
Fausto Zonaro, İstanbul'a geldikten sonra kısa sürede saray çevresinde adını duyurdu. Resimlerinde İstanbul'un çeşitli köşeleri, düğün, bayram, dinî ve resmi tören gibi sosyal olaylar, savaş ve çeşitli mesleklerden insanları konu aldı.
Zonaro, İstanbul'a geldikten ve ismini duyurmaya başladıktan sonra eşi Elisa Pante'ye yazdığı mektupta şu sözleri kaleme almıştı:
"Elisa, sevgili eşim, İstanbul'da yaşama gücümü senin sayende kazandım. Başlangıç yıllarını düşünüyorum da, suluboya tablolar yaparak geçimimizi sağladık. Çerçeve tamirleri yaptık, fotoğraf tab ettik… Fakat bize en yakın ilgiyi gösteren Yüksek Kaldırım'daki Zellich Kitabevi'nin sahibi Bay Zellich'i ve oğullarını asla unutmayacağım. Tablolarımı geniş vitrinine yerleştirmiş ve tanesine 1 lira değer biçmiştik. Tablolarım iyi satıldığından dolayı Bay Zellich benim adıma siparişler almaya başlamış ve ilk satılan dört tablonun parasını hemen vermişti. İstanbul'da ilk kazandığım para bu olmuştu."
Fausto Zonaro tarafından resmedilen Tekneler Haliç'e indirilirken tablosu, 1908.
İSTANBUL’DA AÇTIĞI KURSLARA KATILIM OLDUKÇA YOĞUNDU
Zonaro, eşi ile birlikte İstanbul'daki ilk yıllarında Taksim civarında bir eve yerleşti. Zonaro kente geldiği ilk günlerde küçük boyutlu manzaralar, kent yaşamından sahneleri gösteren tablolar yaparak bunları Peralı bir tacire satarak geçimini sağladı.
Kısa zamanda birçok dost edinen sanatçı, yabancı elçilikler tarafından himaye görmüştü. Hatta İtalyan Elçiliği'nin desteğiyle İstanbul'da yaşayan elçilik mensuplarının hanımlarının devam ettiği bir resim kursu açmış, kurs ücretinin yüksek tutulmasına karşın katılım oranı büyük olmuştu.
Fausto Zonaro tarafından resmedilen Eminönü Manzarası tablosu, 1910.