Arama

Halk ozanlarımızdan türkü seçkisi

Millet olarak sevinçlerin paylaşılmasında, üzüntülerin azaltılmasında, düğünlerde, törenlerde, köy odalarında halk, âşıkları ve şairleri dinleyip, eğlenerek vakitlerini dolu dolu geçirirlerdi. Günümüz insanlarının çoğu bu âşıklara ve ortama şahit olmadı ama onlardan miras kalan türkülere ve şiirlere yüreklerinde yer açmasını bildiler. Değerli halk ozanlarımızdan biri olan Aşık Veysel'in doğum yıl dönümünde, âşıklarımızın türkülere dönüşen eserlerinden seçkiler hazırladık.

  • 7
  • 14
Karacaoğlan
Karacaoğlan

Âşık edebiyatının yetiştirdiği önemli isimlerden olan Karacaoğlan, sevdanın ve tabiatın şairi olarak anılır. Karacaoğlan'ın şiirlerindeki dil ve söyleyiş güzelliği Türk halk şairlerinin pek çoğuna öncülük etmiş, ancak bu güzelliğe az sayıda şair ulaşabilmiştir. Günümüze miras bıraktığı şiirleri serüvenini, nağmelerde sürdürür. Araştırmacıların büyük çoğunluğu Toroslar ve Güney Anadolu'da, özellikle Maraş-Antep dolaylarında yaşadığını belirtmekle beraber Kırşehirli, Kilis, Rumeli ve Belgradlı olduğunu söyleyenler de vardır. Âşık edebiyatının en belirgin özelliklerinden biri sayılan irticali söyleyiş yeteneği ve samimiyet Karacaoğlan'da pek çok halk şairinin ulaşamadığı bir seviyededir. Buna dilinin sadeliği, mahallî ve çarpıcı unsurları ustaca kullanması da eklenince Karacaoğlan şiirinin gerçek çehresi belirlenmiş olur.

Hayatı hakkında daha detaylı bilgi okumak için tıklayın.

  • 8
  • 14
Güzel ne güzel olmuşsun
Güzel ne güzel olmuşsun

Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış
Örülmeyi örülmeyi

Benim yarim bana küsmüş
Gayrı sözün benden kesmiş
Zülüflerin göze dökmüş
Sevilmeyi sevilmeyi

Seğirttim ardından yettim
Eğildim yüzünden öptüm
Adın bilirdim unuttum
Çağırmayı çağırmayı

  • 9
  • 14
Âşık Mahzuni Şerif
Âşık Mahzuni Şerif

Dünyanın en büyük üç ozanı arasında gösterilen Âşık Mahzuni Şerif, halk ozanlarının önemli isimlerindendir. Söz ve besteleri pek çok sanatçı tarafından sıklıkla kullanılmıştır. Eserlerinde kullandığı dil, vurgular ve söz öğeleri bakımından bir halk eğitimcisi olarak değerlendirilir. Bu nedenle bütün eserleri değer yüklü bir ozanımızdır. 12 yaşından itibaren amcası Âşık Fezali'den saz çalmayı öğrendi. Âşıklık yol ve erkânı ile tasavvuf bilgisini Şakir ve Cırık Baba'dan öğrendi. Cırık Baba, saz çalıp nefesler de söyleyen bu kara kuru mahcup delikanlıya "Mahzuni" mahlasını verdi.

Hayatı hakkında daha detaylı bilgi okumak için tıklayın.

  • 10
  • 14
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım

İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da

Hayli dolaşayım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ölmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet sıralansa da

Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuni'nin berbat haline
Mervanın elinde parelense de

Dinlemek için tıklayın.

  • 11
  • 14
Neşet Ertaş
Neşet Ertaş

Türkülerinde kendi hayatını anlatan Neşet Ertaş, sanatı kadar mütevazı kişiliği ve her konseri öncesinde sevenlerine söylediği "Ayaklarınızın türabı, gönüllerinizin hizmetçisiyim!" sözleriyle gönülleri fethetti. Garibi, garipliği iyice içine sindirmiş olan saz ve söz ustası Neşet Ertaş, eserlerinde garibi sadece mahlas olarak kullanmadı, bazı eserlerine isim de yaptı. Bu nedenle onun eserlerini bir feryat, bir ses olarak okuyup, dinlemek gerekir. Sayısını kendisinin bile bilmediği ve çok sayıda esere imzasını atan Anadolu'nun yanık bağırlı aşığı hem bir hoca hem bir usta hem de bir ruh ikizi olarak gördüğü babasının tavsiyesi ile türkülerinin çoğunda "garib"i mahlas olarak kullandı.

Hayatı hakkında daha detaylı bilgi okumak için tıklayın.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN