İstanbul aşkıyla dile gelmiş 10 şarkı
Bir esere İstanbul şarkısı dememiz için, sözlerinde 'İstanbul' adının veya İstanbul'un bir semtinin mi geçmesi gerekiyor? Tabii ki hayır. Dünyada belki de hakkında en çok şarkı bestelenen şehir olan İstanbul'un kendisi aslında başlı başına bir müzik. Sizler için İstanbul hayatında en çok yer eden, İstanbullunun kuşaklar boyunca tuttuğu musiki eserlerinden 10 şarkıyı derledik.
Giriş Tarihi: 21.04.2019
09:35
Güncelleme Tarihi: 12.08.2019
17:26
Bestekâr, neyzen, nısfiyezen, hanende, musiki hocası ve şair. Bestekâr Neyzen Salim Bey'in kardeşidir. Musikiyi Dellalzade İsmail Efendi'den öğrendi. Ney ve nısfiye sazlarının en iyi icracılarından biridir. Hanende olarak da üstad çizgisine erişmişti.
Aksaray Kız Sanayi Mektebi'yle Haseki Hastanesi müdürlüklerinde bulundu. Mevlevi ve Sadi'ydi. Şiirlerinde ''Faik'' mahlasını kullandı. Güftelerinin birçoğunu kendisi yazdı. Öğrencileri arasında VI. Mehmed (Vahideddin), Hacı Kirami Efendi, Hammamizade Osman Bey, Lem'i Atlı, Şeyh Edhem Efendi, Hafız Mustafa İhsan Bey, Hafız Ahmed Nazif Efendi, Hafız Hüseyin Tevfik Efendi ve Şeyh Said Özok gibi musikiciler bulunmaktadır. Klasik çizgide büyük formların bestekarı olduğu kadar gerçek anlamda halka mal olmuş eserler de verdi.
1881 yılında yayınlanan Faiku'l-Asar adlı bir güfte mecmuası bulunan Faik Bey'in ayin, tevşih, şugl, ilahi, kar, beste, ağır semai, yürük semai ve şarkı formlarında bestelediği 600 kadar eserden Türk musikisi repertuvarına ulaşabilenlerin sayısı ancak 170 civarındadır.
NEDİR A SEVDİĞİM SÖYLE BU HALİN
Nihavend makamında Semai usulünde şarkı Beste: Lem'i Atlı Güfte: Anonim
Nedir a sevdiğim söyle bu halin Niçin böyle sarardı gül cemalin Senin elbette vardır bir melalin Niçin böyle sarardı gül cemalin
İstanbul'la özdeşleşen musiki adamlarının önde gelenlerinden olan bestekâr ve efsanevi sesli hanende. Özel hocalardan Arapça ve Fransızca dersleri aldı. 1887'de mezun olduğu Soğukçeşme Rüşdiyesi'nden sonra bir süre Mülkiye'de okudu. 1889'da devrin İçişleri Bakanlığı'nda memurluk yaptı. Dönemin Resmi Gazete 'sinde 18 yıl yazarlık yaptı. 1907'de memuriyetten ayrıldı ve yalnızca musikiyle uğraştı.
Musikide Hafız Yusuf Efendi, Hacı Arif Bey, Hacı Faik Bey, Bolahenk Nuri Bey, Leon Hancıyan, Enderuni Ali Bey ve Rifat Bey'in öğrencisi oldu. Henüz 14 yaşındayken bestelediği bir eserle musiki çevrelerinde tanınmaya başladı. Mahmud Celaleddin ve Said Halim paşalar gibi ileri gelenler tarafından korundu. ''Muhteşem'' sıfatıyla nitelendirilen sesiyle Boğaziçi mehtap âlemlerinin vazgeçilmez hanendesiydi. Okuduğu şarkılar ve gazeller edebi eserlere bile konu olmuş, kendisine ''Boğaziçi Bülbülü'' lakabını kazandırmıştı.
Bimen Şen ve Arif Sami Toker gibi bestekârlarının yetişmesine katkıda bulundu. Hayatının son yıllarında kaleme aldığı Hatıralar adlı kitabı, yaşadığı dönemin ve öncesinin musiki dünyası konusunda önemli belgeleri içermektedir. Eserlerinin, dönemin ünlü okuyucuları tarafından plaklara okunup sahnelerde ve radyo mikrofonlarında seslendirilmesi, ününün ülke çapına yayılmasını sağladı. Türk Musikisi repertuvarında bulunan eserlerinin sayısı 170 civarındadır.
AHESTE ÇEK KÜREKLERİ MEHTAB UYANMASIN
Uşak makamında Gazel Doğaçlama: Münir Nurettin Selçuk Güfte: Yahya Kemal Beyatlı
*İstanbul'un en önde gelen sesi diye değerlendirilen Münir Nureddin'in bir İstanbul şairi olan Yahya Kemal'den büyük bir ustalıkla doğaçladığı "Aheste çek kürekleri" gazeli İstanbul halkının hafızasına öylesine yerleşti ki, gazel, besteli bir tür olmamasına rağmen adeta bir beste muamelesi gördü ve bir şarkı gibi dillerde dolaştı.
Aheste çek kürekleri mehtab uyanmasın Bir alem-i hayale dalan ab uyanmasın Agüş-i nevbaharda habidedir cihan Sürsün sabah-ı haşre kadar hab uyanmasın Dursun bu musiki-i semavi içinde saz Leyl-i tarabda bir dahi mızrab uyanmasın Ey gül sukuta varmayı emreyle bülbüle Gülşende mest ü zevk olan ahbab uyanmasın Değmez Kemal uyanmaya ikmal-i ömr için Varsın bu uykudan dil-i bitab uyanmasın
Münir Nurettin Selçuk - Aheste çek kürekleri dinlemek için tıklayın.
MÜNİR NUREDDİN SELÇUK KİMDİR?
Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi'nde ve Kadıköy Sultanisi'nde okudu. Darülfeyi Musiki Cemiyeti'ne devam etti. Edhem Nuri, Ahmed Irsoy, Ali Rifat Çağatay ve Bestenigar Ziya Bey'in öğrencisi oldu. Darülelhan'a sınavla girdi. Şark Musiki Cemiyeti'nin kurucularındandı. Osmanlı döneminde Muzıka-yı Hümayun, Cumhuriyet döneminde Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti adlarını taşıyan kurumda hanende olarak çalıştı.
1926'dan itibaren doldurduğu plaklarla Türk Musikisinin ülke çapında yayılmasını sağladı. 1927'de Paris Konservatuarı'nda öğrenim gördü. Türk Musikisi tarihinde ilk solo konseri veren ses sanatçısıydı. Geleneksel okuyuş üslubuyla kendi anlayışını, olağanüstü hacim ve lezzetteki sesiyle birleştirerek soylu bir icra tekniği geliştirdi. Gazel tarzına da farklı bir açılım kazandırdı. 1953'te Konservatuar İcra Heyeti şefliğine getirildi.
İmza attığı 150'den fazla eserle İstanbul'la özdeşleşti. Eski tarz meşkten Fransa'daki Batı Müziği eğitimine, Muzıkayı Hümayundan Riyaset-i Cumhur Heyeti'ne, Darülelhan'dan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'na, Fransız Tiyatrosu'ndaki ilk solo konserinden Saray ve Şan sinemalarındaki konserlerine ve taş plaklarından TV ekranlarına kadar, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bir kültür köprüsüydü. Türk Musikisinde ''milat'' olarak değerlendirilen büyük musikişinaslarındandı.