İstanbul aşkıyla dile gelmiş 10 şarkı
Bir esere İstanbul şarkısı dememiz için, sözlerinde 'İstanbul' adının veya İstanbul'un bir semtinin mi geçmesi gerekiyor? Tabii ki hayır. Dünyada belki de hakkında en çok şarkı bestelenen şehir olan İstanbul'un kendisi aslında başlı başına bir müzik. Sizler için İstanbul hayatında en çok yer eden, İstanbullunun kuşaklar boyunca tuttuğu musiki eserlerinden 10 şarkıyı derledik.
Giriş Tarihi: 21.04.2019
09:35
Güncelleme Tarihi: 12.08.2019
17:26
MÜNİR NUREDDİN SELÇUK KİMDİR?
Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi'nde ve Kadıköy Sultanisi'nde okudu. Darülfeyi Musiki Cemiyeti'ne devam etti. Edhem Nuri, Ahmed Irsoy, Ali Rifat Çağatay ve Bestenigar Ziya Bey'in öğrencisi oldu. Darülelhan'a sınavla girdi. Şark Musiki Cemiyeti'nin kurucularındandı. Osmanlı döneminde Muzıka-yı Hümayun, Cumhuriyet döneminde Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti adlarını taşıyan kurumda hanende olarak çalıştı.
1926'dan itibaren doldurduğu plaklarla Türk Musikisinin ülke çapında yayılmasını sağladı. 1927'de Paris Konservatuarı'nda öğrenim gördü. Türk Musikisi tarihinde ilk solo konseri veren ses sanatçısıydı. Geleneksel okuyuş üslubuyla kendi anlayışını, olağanüstü hacim ve lezzetteki sesiyle birleştirerek soylu bir icra tekniği geliştirdi. Gazel tarzına da farklı bir açılım kazandırdı. 1953'te Konservatuar İcra Heyeti şefliğine getirildi.
İmza attığı 150'den fazla eserle İstanbul'la özdeşleşti. Eski tarz meşkten Fransa'daki Batı Müziği eğitimine, Muzıkayı Hümayundan Riyaset-i Cumhur Heyeti'ne, Darülelhan'dan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'na, Fransız Tiyatrosu'ndaki ilk solo konserinden Saray ve Şan sinemalarındaki konserlerine ve taş plaklarından TV ekranlarına kadar, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bir kültür köprüsüydü. Türk Musikisinde ''milat'' olarak değerlendirilen büyük musikişinaslarındandı.
GÖNLÜMDE AÇMADAN SOLAN BİR GÜLSÜN (SENEDE BİR GÜN)
Hicaz makamında Düyek usulünde şarkı Beste: Şekip Ayhan Özışık Güfte: Sadık Şendil
* İstanbul musiki dünyasının ne yazık ki çok genç yaşındayken kaybettiği udi ve bestekâr Şekip Ayhan Özışık'ın ''Senede Bir Gün'' adlı şarkısı toplum tarafından öyle büyük beğeni topladı ki, Yeşilçam klasikleri arasına giren bir filmi bile çekilen şarkı hala genç kuşaklar tarafından da sevilerek dinleniyor.
Gönlümde açmadan solan bir gülsün Her zaman gamlıyım her zaman üzgün Beklerim yolunu aylar boyunca Yeter ki gel bana senede bir gün
Ağarsın saçlarım solsun yanağım Adını anmaktan yansın dudağım Bu aşka canımı adayacağım Yeter ki gel bana senede bir gün
ŞEKİP AYHAN ÖZIŞIK KİMDİR?
İstanbul musikisinin son dönemin popüler bestekârı ve ud sanatçısıdır. Uda büyük ilgi duyduğu halde, musiki çalışmalarına babasının ısrarıyla keman dersleri alarak başladı. Ardından asıl şöhretini sağlayacağı uda geçti. Sadece iki saat ders aldığı Lütfiye Akduman adlı bir amatör müzisyenden başka ud hocası olmadı ve tamamen kendi kendini yetiştirdi. Arkadaşı Avni Anıl'ın önayak olmasıyla Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne girdi ve Emin Ongan'ın öğrencisi oldu. Askerliğinin ardından katıldığı İleri Türk Musikisi Konservatuarı'nda musiki bilgilerini geliştirdi.
Tanburi İzzeddi Ökte ile Tarık Kip'in ilgileri ve teşvikleri sonucunda 1958'tde sınavla girdiği Ankara Radyosu'nda 1966'ya kadar çakıştı. Daha sonra İstanbul Radyosu'na geçti. Çoğunun sözleri de kendisine ait olan geleneksel çizgiden farklı eserleriyle, özellikle 1970'li yılların başlarından itibaren ses sanatçılarının çokça tercih ettiği ve İstanbul halkının zevkine hitap eden şarkılara imza attı. Genç yaşında hayatını kaybeden Özışık'ın kabri Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.
Acemkürdi makamında Semai usulünde şarkı Beste: İsmail Hakkı Bey Güfte: Anonim
*İstanbul Musikisi'nin en önemli isimlerinden olan İsmail Hakkı Bey'İn verdiği ulaşılmaz sayıdaki eserlerden biri olan ''Fikrimin ince gülü'', İstanbul şehir kültürünü en üst çizgide yansıtan şarkılardandır.
Fikrimin ince gülü Ellerin ellerimde Kalbimin şen bülbülü Gözlerin gözlerimde
Ateşli dudakların (O gün ki gördüm seni Gamzeli yanakların Yaktın ah yaktın beni)
Türk Musikisi tarihine, İstanbul musikisinin en verimli bestekârı olarak geçen musiki hocası, orkestra şefi, arşivci ve notör. 13 yaşındayken girdiği Osmanlı Sarayı'nın müzik merkezi Muzıka-yı Hümayun'da Latif Ağa, Zati Arca ve Guatelli Paşa gibi hocalardan Türk ve Batı musikilerini öğrendi. ''Hünkar müezzini'' ve ''serhanende'' oldu. Halka açık konserler verdi. Kurduğu Musiki-i Osmani Mektebi, Türk Musikisi sivil öğretim tarihine geçen başlıca kurumlardandı. Darülelhan'da hoca, icra heyeti reisi, müdür ve tasnif heyeti üyesi olarak görev aldı.
Dini ve ladini beste şekillerinin hemen hepsini örnekleyen 2.000 civarında esere imza attı. Eserlerindeki makam ve usul zenginliği alışılmışın dışındaydı. Kabına sığmaya bir bestekarlık anlayışına sahipti. Klasik beste şekilleri dışında fokstrot, vals, polka, çoksesli marş, kanto, mazurka ve operet türlerinde de eder verdi. İstanbul tabiatı, şarkılarının değişmez dekorunu teşkil etti. Bazı eserlerinde Osmanlı İstanbul'unun geniş mozayiğine ait halk ağzını ustalıkla kullandı. Yaşadığı dönemin toplumsal hayatını canlı bir şekilde yansıtan eserlerinde balo, dans, otomobil, doktor, sinema, tiyatro gibi gündelik hayatla ilgili temaları uçarı, nükteli ve eğlendirici bir dille işledi. Hemen bütün beste şekillerinde eser verdi.
Yetiştirdiği öğrenciler, sonraki yıllarda Türk Musikisi'nin sürükleyici isimleriydi. Kurduğu ''İstanbul Opereti'' ve bestelediği 15 operet, Türk operet tarihi için çok önemlidir. Günümüze ulaşan ve binlerce eseri içeren elyazması nota koleksiyonu Türk Musikisi'nin önde gelen repertuvar kaynaklarından biridir. Mezarı, Eğrikapı Kabristanı'ndadır.