Osmanlı'nın musiki okulları
Osmanlı Maârifi'nin teşkilatlanma sürecinde açılan okullar içerisinde bulunan mûsikî mektepleri müzik tarihimiz açısından önemli bir yere sahip. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde pek çok mûsikî okulu kuruldu. Başlangıçta bazı dernek ve cemiyetlerin bünyesinde bulunan küçük çaptaki topluluklar zamanla yerlerini profesyonel mûsikî eğitimi veren mekteplere bıraktı. Savaşın getirdiği olumsuz atmosferden dolayı uzun yıllar eğitim yapılamayan bu okullar günümüz konservatuar ve mûsikî cemiyetlerinin temellerini oluşturdu. İşte Osmanlı dönemindeki mûsikî eğitiminin profesyonelleşme süreci…
Giriş Tarihi: 11.01.2019
16:33
Güncelleme Tarihi: 06.01.2020
12:41
DÂRÜ’T-TÂLİM-İ MÛSİKÎ MEKTEBİ
Özel mûsikî okulları içinde en uzun ömürlü olan bu okul 1916 yılında Şehzadebaşı'nda açıldı. Konser ağırlıklı bir programın uygulandığı okulda nazari eğitim, nota yayını, plak çalışmaları ve yurt dışında yapılan turneler sayesinde Türk Mûsikîsi'ne ciddi hizmetler yapıldı. Okul 1931 yılında kapandı daha sonra Fahri Kopuz tarafından tekrar açıldı. Fahri Bey'in Ankara radyosuna tayin olmasının ardından faaliyetleri tamamen durdu.
MÛSİKÎ-İ OSMANİ HANIMLAR DERSHANESİ
Muallim İsmail Hakkı Bey tarafından Beyazıd'da kuruldu. Bu cemiyet 1920 yılına ait bir vesikada belirtildiğine göre Beyazıd'da Türk Ocağı konferans salonunda çok kalabalık bir topluluğa konser vermiştir. Konser oldukça beğenilmiş ve dershane hakkında olumlu mütalaalarda bulunulmuştur. Bu dershaneye ait program, müfredat ya da imtihan gibi herhangi bir belgeyle karşılaşılmamıştır.
PAUL LANGE MÛSİKÎ MEKTEBİ
Özel bir mûsikî mektebi olan okul, Paul Lange tarafından kurulmuştur. Lange Osmanlı'nın son dönemlerinde Batı mûsikîsi eğitimi veren ve askeri mızıkaları yetiştirmek için Avrupa'dan gelen bando şeflerindendir. Berlin Mûsikî Mektebi'nde öğrenim görmüş olan bu müzik adamı İstanbul'da ilk olarak özel Alman kolejinde mûsikî muallimliği ve Alman Protestan Kilisesi'nde orgculuk görevlerinde bulundu. Mûsikî çalışmalarını ilerleterek çeşitli Batı mûsikîsi koroları kurdu ve birçok öğrenci yetiştirdi. Paul Lange , İstanbul'un konser hayatının içinde aktif bir şekilde rol aldı, 1889 yılında gerçekleşen bir konserde piyanist ve orkestra şefi olarak yer aldı.
SARAYLARDAKİ MÜZİK EĞİTİM KURUMLARI
ENDERÛN-İ HÜMÂYÛN
Doğrudan doğruya padişahın şahsına bağlı olan Enderun Mektebi, I. Murad tarafından kurulmuş, II. Murad, Fâtih Sultan Mehmed ve II. Bayezid döneminde gelişmiştir. Enderûn Mektebi Osmanlı Devleti'nin kudretini muhâfaza etmek için nitelikli insan yetiştirmek amacıyla kurulmuş bir eğitim müessesesidir. Her öğrencinin yeteneğine göre Enderûn'da iki tür eğitim verilmiştir. Bir yandan ilim adamları ve sanat ustaları tarafından günlük eğitim yapılırken bir yandan da Enderûnlu subayların idaresinde askeri eğitim verilmiştir. Enderûn'da musîki öğrenimi titizlikle yapılmış, müziğe yatkın gençler belirlendikten sonra saz ve ses sanatkârı olmak üzere meşkhâneye gönderilmişlerdir.
Sarayın en önemli teşkilatlarından biri olan Enderun mektebinde müzik derslerinin yanı sıra matematik, geometri, hukuk, tarih, mimari, Türkçe, Arapça, Farsça, İslami bilimler gibi pek çok alanda eğitim verilmiştir. İstanbul'un fethinden sonra yönetim merkezi Topkapı Sarayı olmuş ve müzik çalışmaları burada devam etmiştir. Mekan olarak, saraya alınan çocukların müzik eğitimi için çoğunlukla 17. yüzyıla kadar Topkapı Sarayı'nda Enderun'daki Büyük ve Küçük Odalar tahsis edilmiş, IV. Murad döneminde bu faaliyet Seferli Koğuşu'na nakledilmiştir.
Mehterhâne Osmanlı döneminde askerî müzik yapmaktan sorumlu kurumun ismi. İstanbul başta olmak üzere eyalet ve vilâyet merkezlerinde ve kalelerde mehter takımları mevcut. Eskiden sadece davul ve kös'lerin kullanıldığı askeri müzik, Osmanlı zamanında kurumlaşmaya başladı. Tarihi Orta Asya'daki Türk boylarına kadar uzanan Mehter'in teşkilatlanma süreci Osman Gazi zamanına kadar dayanır. Savaş tekniği olarak kullanılan mehter müziğinin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaşan gök gürültüsüne benzer sesiyle düşmanın moralini bozarak, savaşacak güç bırakmamak, korkutarak teslim olmalarını sağlayarak insan kıyımını önlemekti.
Mehter'in ikamet ettiği binalara mehterhane deniliyordu. Bunun içerisinde meşkhane, koğuş, yemekhane gibi kışlalar (salonlar) bulunuyordu. Müzik eğitimi bu meşkhanelerde veriliyordu. Mehter müziği icracıları, görevliler ve öğrenciler bu kışlalarda barınırlardı. Mehterhanedeki öğrenciler genellikle devşirmelerden seçiliyordu ve eğitimlerine usul ile başlanıyordu. Mehterin müzik eğitimine Osmanlıda önem verildi, gerektiğinde dışarıdan alanında uzman hocalar saraya getirtildi.