Sanat tarihinin karanlık sayfası: Bitmemiş Senfoni
Hümanist özelliği ile insanları kucaklayan bir müziğin temsilcisiydi Franz Schubert. Melodi zenginliği ile dikkat çeken şaheserlere imza attı; 600'ün üzerinde şarkı, 9 senfoni, çok sayıda oda müziği, opera ve piyano parçaları besteledi. Onun en ilginç eseri ise, "Bitmemiş Senfoni" ydi. Schubert, 6 yıl boyunca bu ünlü yapıtını bitirmemiş ve ölümüne yakın, onu arkadaşına emanet etmişti. Senfoniyi bitirmek için daha sonra yarışmalar düzenlense de, eserin niteliğine uygun görülecek bir yapıta rastlanmamış ve senfoni yarım kalmıştı…
Giriş Tarihi: 12.09.2018
15:54
Güncelleme Tarihi: 13.09.2018
11:54
BESTECİLİK YETENEĞİ ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI
Bu dönemde, Allah vergisi olan bestecilik yeteneği de, patlamaya hazır bir volkan gibi gün yüzüne çıkmaya başladı.
Arkadaş çevresinin ve öğretmenlerinin ortak bir kanısı vardı: "Tanrı ona her şeyi öğretmişti"
Okul yaşamı biterken, birçok bestesinin yanı sıra ilk senfonisini de yazmıştı.
SCHUBERT’İN KADERİNİN DÖNÜM NOKTASI
1815 yılı, Schubert için bir dönüm noktası oldu.
Almanya'da doğup büyüyen İsveç asıllı Franz von Schober, iyi bir aileye sahip, ekonomik sorunları olmayan bir hukuk öğrencisiydi. Schubert'in şarkılarını duyup çok etkilendi ve kendisiyle tanışmak üzere Viyana'ya geldi. Birkaç kez onu evini ziyaret etti.
O günlerde, Lichtenthal'deki öğretmenlik görevinden çok sıkılan Schubert, yeni arkadaşına beste yapmaya zaman bulamamaktan yakınıyordu. Schober, ona okulu bırakmasını, ailesinden ayrılıp yalnız yaşayacağı bir eve taşınmasını ve tüm zamanını beste çalışmalarına vermesini öğütledi.
Öğretmenlik onun yaratıcılığını köstekliyordu.
SCHUBERT’İN KADERİNİN DÖNÜM NOKTASI
Fikir güzeldi ancak Schubert'in bunu karşılayacak denli maddi gücü yoktu.
Schober, para konusunda endişelenmemesini, tüm giderleri karşılayacağını söyledi. Schubert'e yalnızca beste çalışmaları yapmak kalıyordu.
Bu görüşü her iki gencin aileleri de onaylayınca, kiraladıkları daireye taşındılar.
KALABALIK BİR ARKADAŞ ÇEVRESİ VARDI
Yeni yaşamı Schubert'e oldukça iyi geldi.
Arkadaş çevresi genişledi. Kendisinden 30 yaş büyük olan ünlü bariton Johann Michael Vogl ile bu dönemde tanıştı ve kurdukları dostluk, Schubert'in ölümüne dek sürdü.
Schubert'in çok arkadaşı vardı. Viyana'da gerçekleştirdikleri arkadaş toplantıları çok eğlenceli geçerdi. Oyunlar oynanır, dans edilir, konuşmalar yapılır ama en önemlisi ve keyiflisi, Schubert en son bestelerini çalarak arkadaşlarını mest ederdi.
Şairler, filozoflar, ressamlar, politikacılar, saray görevlileri, aktrisler, şarkıcılar, kısaca hemen her kesimden insanın katıldığı bu toplantılar "Schubertiade" adıyla anılırdı.
BİR SÜRE VİYANA’DAN UZAK YAŞADI
1818 yazına gelindiğinde Schubert, Viyana'dan ayrılıp Kont Esterhazy'nin davetlisi olarak Macaristan'da bulunan Zeleesz'ye gitti.
Bu daveti kabul etmesinin ana nedeni, maddi açıdan büyük bir sıkıntıda olmasıydı. Esterhazy'ler müzik âşığı bir aileydi. Kont'un güzel bas sesi vardı. Eşi kontes'in ve 13 yaşındaki büyük kızının kontralto, 11 yaşındaki küçük kızının da soprano seslerinin yanı sıra tümü piyano çalmayı biliyordu.
Schubert, Esterhazy'lerin evinde, müzik dolu çok güzel günler geçirdi. Bu arada beste yapmak için de bol zamanı oldu. Fakat Viyana'yı ve arkadaşlarını da özlemişti. Bu nedenle 1819 yılı başlarında Viyana'ya geri döndü.
Birlikte kaldığı Schober'in evinde yer olmadığı için, yakın arkadaşı ozan Mayrhofer ile birlikte bir daire kiraladılar.