Arama

Unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek: Ramazan ilahileri

Ramazan ayı, İslam dünyasında her sene manevî iklimin hüküm sürdüğü bir dönemdir. Hicri takvimin sırasıyla yedinci, sekizinci ve dokuzuncu ayları olan Receb, Şâban ve Ramazan ayı bütün İslam tarihi boyunca Müslümanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. Ramazanın gelişini kutlamak için yazılan Ramazan ilahileri bu coşkuya örnek teşkil etmekle beraber halk arasında çokça sevilen eserler arasında olmuştur. Peki, unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek olan Ramazan ilahisi nedir? Musiki ve sosyal hayatımızdaki yeri nedir? Hangi ünlü isimler tarafından bestelenmiştir? İşte bu soruların cevabı ve daha fazlasını sizler için derledik...

  • 12
  • 19
Aziz Mahmut Hüdayi'nin şeyhi Üftade Hazretleri
Aziz Mahmut Hüdayi’nin şeyhi Üftade Hazretleri

Üftade Hazretleri ise mübarek Ramazan ayının gidişine karşı duyduğu üzüntüyü şu ilahisiyle anlatır:

"Üftâde Hazretleri
Ey dostlarım ağlaşalım
Oruç ayı gitti yine
Hasret ile inleşelim
Oruç ayı gitti yine
İr nûr idi Hakk'dan gelip
Yere göğe nuru dolup
Sadıkların elin alup
Oruç ayı gitti yine
Etmiş idi ahde vefâ
Vermiş idi cana safâ
Olmuş idi derde şifâ
Oruç ayı gitti yine
Üftâde'yi şâd eyleyen
Mü'minleri yâd eyleyen
Kaygudan âzâd eyleyen
Oruç ayı gitti yine "

  • 13
  • 19

Güfteleri ve mûsiki yapıları, özellikle de usulleri bakımından cami ve tekke ilâhileri kısmen birbirinden farklıdır. Ancak her iki türde sevilen eserler hem cami hem tekkelerde, bazan da dinî toplantılarda okunmuştur. Güftesinin Yûnus Emre'ye ait olduğu söylenen, Zekâi Dede'nin uşşak makamında bestelediği, "Ey enbiyâlar serveri / Ey evliyâlar rehberi / Ey ins ü can peygamberi / Ehlen ve sehlen merhabâ" mısralarıyla başlayan, güftesi ve bestesi itibariyle tevşîh formundaki ilâhi ramazan ayında, "Yâ merhabâ dost merhabâ / Mâh-ı mübârek merhabâ" veya, "Yâ elvedâ dost elvedâ / Şehr-i ramazan elvedâ" nakaratının ilâvesiyle teravih namazının ilk dört rek'atından sonra okunduğu gibi minareden verilen temcîdlerde de okunurdu.

  • 14
  • 19
Şuğul şeklinde bestelenen Ramazan ilahileri
Şuğul şeklinde bestelenen Ramazan ilahileri

Şuğl, Türk dinî mûsikisinde bestekârların Türk mûsikisi makam ve usulleriyle besteledikleri Arapça güfteli ilâhilere verilen isimdir. Şuğul adı verilen Arapça ilâhiler arasında ramazan için tertiplenmiş olanlar da vardır. "Esselâmü aleyke yâ şehre'l-lutfi ve'l-ihsân / Esselâmü aleyke yâ şehre'n-nûri ve'l-îmân / Ente şehrün azîmün ünzile fîke'l-Kur'ân / Ente dayfün kerîmün vu'ide fîke'l-gufrân" bunlara bir örnektir...

  • 15
  • 19
Ramazan ilahisi şeklinde okunan "Tevşih"ler
Ramazan ilahisi şeklinde okunan Tevşihler

Türk dinî mûsikisinde mevlid ve mi'râciyye gibi büyük formda ve uzun eserlerin bölümleri arasında okunmak üzere bestelenmiş, güfteleri Hz. Peygamber'i konu alan ilâhilere tevşih adı verilir. Hz. Peygamber vasfında yazılmış tevşîhlerin ramazan ilâhisi şeklinde okunduğuna işaret edilmelidir. Bu tevşîhlerin en tanınmışları arasında yer alan Dede Ömer Rûşenî'nin, "Çün doğup tuttu cihan yüzünü hüsnün güneşi / Kim ola sevmeye bu vechile sen mâhveşi" matla'lı na'tı ile Nazîm, Nahîfî, Kânî, Râkım, Müstakimzâde gibi şairlerin yaptığı tahmîs veya tanzîrlerin başta Itrî, Ali Rıza (Şengel), Muallim İsmâil Hakkı Bey gibi bestekârlar tarafından tevşîh formundaki yirmi beşten fazla bestenin birçoğu ramazan ilâhisi şeklinde okunmuştur.

  • 16
  • 19
Ramazan ilahisi şeklinde okunan "Mersiye" ve "Muharremiye"ler
Ramazan ilahisi şeklinde okunan Mersiye ve Muharremiyeler

Hz. Hüseyin'in şehâdeti dolayısıyla yazılmış mersiye ve muharremiyyelerin ramazan ilâhisi şeklinde okunduğu bilinmektedir. Bazı Arapça tesbihler de güfteleri itibariyle ramazan ilâhisi niteliğindedir. Çoğu "sübhâneke" diye başlayan, bir kısmının başında bulunan, "Sübhâne'l-meliki'l-mevlâ, sübhâne'l-meliki'l-a'lâ" mısralarının ardından esmâ-i hüsnâdan bazı isimlerin zikredildiği mısraların yer aldığı bu tür tesbihler "merhabâ (elvedâ) yâ şehr-i ramazân" mısraıyla son bulmaktadır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN