Annenin tutum ve davranışlarına göre şekillenen insan karakteri
Günümüz bireylerinde sıkça karşımıza çıkan birtakım psikolojik rahatsızlıkların, çocukluk döneminde bilhassa annenin tutum ve davranışlarıyla şekillenen alt yapılarının mevcut olduğunu biliyor muydunuz? Peki, İslamiyet'te cennetin ayaklarının altına serildiği annenin çocuğun karakterini oluşturmada nasıl bir rolü vardır? Siz Fikriyat okurları için bu konuyu incelemeye tabi tuttuk.
Giriş Tarihi: 21.12.2019
10:07
Güncelleme Tarihi: 21.12.2019
10:56
Dünyaya açılan gözler ilk anne babayı görür
Bebek, dünyaya gözünü açtığı andan itibaren ilk tanışıklığını çevresindekilerle, yani anne ve babayla gerçekleştirir . 0-3 yaş grubu olan gelişim döneminde annenin bebeğin her türlü bakımını üstlenmesi, ikisi arasındaki bağı en çok kuvvetlendiren unsurlardandır. Bu dönemde çocuk annesi ve kendi kimliği hakkında sezgisel olarak bir fikir oluşturmaya çalışır.
‘Kimlik mühürleyici’ rolü ile anne
Birçok psikolog kimlik oluşumundaki en belirleyici faktörün 'anne' olduğu konusunda hemfikirdir . Oğuz Cebeci, Psikanalitik Edebiyat Kuramı isimli eserinde Lishtenstein'ın bu konu eksenindeki görüşlerine yer verir. Lishtenstein'a göre, insan bir kimlikle doğmaz, bir kimlikle doğmadığına göre insana kimlik kazandıran varlık "anne"dir. Bu durum "annenin çocuğa mühürlediği kimlik kavramıyla açıklanır. Dünya hakkında fikri verecek olan annenin çocuğa göstereceği sıcaklık ve yakınlıktır.
Problem kaynağı olarak yetersiz sevgi
Çocuklukta yaşanılan birtakım problemler bütün hayatımızı ister istemez etkilemektedir. Bu konuda en büyük rolü ise çocuğun ilk sevgi nesnesi olan anne üstlenir. Çocuğun annesiyle kurmuş olduğu ilişkiler, ileriki yaşantısında çevresindekiyle kuracağı ilişkilerin alt yapısını oluşturur.
Çocuğa anne tarafından bir sevgi ve güven ortamı sağlandıysa, birey ileriki yaşantısında başkalarıyla anlamlı ve sağlıklı ilişkiler kurabilme yeteneğine sahip olur. Anne sevgisinden mahrum olan çocuklar, benliğinde birtakım yoksunluklar yaşarlar.
Annenin tutum ve davranışına göre şekillenen karakterler
Karen Horney, Ruhsal Çatışmalarımız isimli eserinde anne ve çocuk ilişkisine dair fikirlerini öne sürer. Horney'e göre, çocuk annesiyle olan ilişkisinde yeterince sıcaklık göremezse kişiliğinin gelişimi açısından kalıcı ve olumsuz etkilere maruz kalabilir. Anneden görülen, doğrudan veya dolaylı buyurganlık, umursamazlık, tutarsız davranışlar, çocuğun bireysel ihtiyaçlarına yönelik saygı yokluğu, gerçek bir yol göstericilikten yoksunluk, küçümseyici davranışlar, çok fazla beğeni ya da beğeni yokluğu, çocuğu birtakım davranış kalıplarına itebilir.
Çocuklardaki yakınlaşma, insanlara karşı tutum sergileme ve uzaklaşmalar
Horney'e göre, çocuk annesi tarafından bu davranışlara maruz kaldığında insanlara yönelebilir, insanlara karşı bir tutum sergileyebilir veya insanlardan uzaklaşabilir . İnsanlara yönelmede annenin açtığı sevgi boşluğunu, her daim başkaları aracılığıyla kapatmaya çalışmak esastır. Birey yaşamı boyunca sürekli isteyen, insanların sevgisini kazanmaya çalışan b ir konumda sürüklenir. İnsanlara karşı tutum sergilediğinde çevresindekilere karşı düşman ve çevresiyle sürekli çatışma halindedir.
En tehlikeli durum ise çocuğun insanlardan uzaklaştığı noktadır. Zira annenin bu olumsuz tutumları neticesinde çocuk artık diğer insanlarla hayatında ortak bir payda bulunmadığını ve insanların kendisini anlamadığını düşünür. Bu sebeple ne insanlara yönelir, ne de onlara karşı düşmanca bir tutum sergiler. İnsanlardan tamamen kopan çocuk, annesinin yerini tutacak sevgi nesneleri bulmaya çalışır kendine. Bu sevgi nesneleri; bazen doğadan bazen oyuncaklardan bazen ise kitaplardan veya düşlerden oluşur . Annenin olumsuz davranışları sonucunda diğer insanlara yönelen çocukta çaresizlik, insanlara karşı olmada düşmanlık, insanlardan uzaklaşmada ise toplumdan soyutlanma durumları hâkimdir