Çağın vebası: Tükenmişlik sendromu
Zaman zaman her şeyi otomatikleşmiş bir şekilde yaptığınızı, işinizden keyif almadığınızı mı hissediyorsunuz? Yahut çalışırken "bitse de gitsek" düşüncesinde olup, saatleri hatta dakikaları mı sayıyorsunuz? Bu sorulara cevabınız evet ise hisleriniz kronikleşmiş demektir. Bu durumda tükenmişlik sendromu yaşıyor olabilirsiniz. Peki tükenmişlik sendromu nedir ve neden görülür? Sizler için araştırdık…
Giriş Tarihi: 02.01.2023
12:14
Güncelleme Tarihi: 01.01.2024
10:45
🔶 Tükenmişlik sendromu yaşayan kişiler, genelde çevrelerine sağlayabilecekleri veya verebilecekleri bir şeyler kalmadığını hissederler. Hatta sabahları yataktan kalkmakta bile zorlanabilirler. Daha ileri durumlarda yaşama karşı karamsar bir bakış açısı benimseyebilir ve sürekli kendilerini umutsuz hissedebilirler.
Programda Dr. Ömer Erdem Koçak, tükenmişlik sendromuna nelerin sebep olabileceğini şu şekilde açıkladı:
"En genel ifadesiyle basit bir şekilde söyleyecek olursak yükü kaldıramadığımız, yükü kaldıramayacak noktaya geldiğimiz zaman aslında tükenmeye başlıyoruz. Bu iş, aile hayatındaki yüklerimiz olabilir. Belki ikili ilişkilerdeki yükler olabilir. Bu yükler psikolojik veya maddi olabilir. Aslında birçok faktör olabilir. Bu yükleri ne zaman kaldıramıyoruz? Bunlar kronikleşiyor yani her gün sürekli hale gelmeye başlıyor. Biz o yüklerin ağır etkisinden kurtulamıyoruz. Yani atıyorum, gündüz çalışıyoruz, iş hayatında hepimiz stres yaşıyoruz. Ardından eve gidip dinleyemiyoruz. Dinlediğimizde yarın sabah tekrar işe gidip dünden kalan stresin üstüne ekleyerek devam ettiğimizde ve bu durum kronikleştiği zaman bu iş artık o tükenmeye doğru yavaş yavaş yol alıyor. İşin arka planında bu var. Ev hanımları için de bu geçerli. Yani gündüz bütün ev içerisindeki uğraşlardan sonra eğer akşam o günün yorgunluğunu, stresini üzerinden atamıyorsa, dinlemiyorsa tekrardan kendine gelip normal haline dönüp de bir sonraki güne taze bir şekilde başlayamıyorsa o tükenmişliği götüren en önemli şeylerden biri oluyor. Demek istediğim şey şu aslında. Bir yük var ve bu yükü kronikleştirip kaldıramadığımız zaman tükenmeye başlıyoruz."
🔶 Tükenmişlik sendromu kendiliğinden geçebilen bir sorun değildir. Uzun süre boyunca tedavi edilmeden ilerlemesine izin verilirse depresyon, kalp hastalığı ve diyabet gibi ciddi fiziksel veya psikolojik hastalıklara yol açabilir.
Kağan, yoğunluğun tükenmişlik üzerindeki etkili olup olmadığı hakkında şunları söyledi:
"Yoğunluk dediğimiz şey, ev hanımları üzerinden ele alıyor olursak 7/24 çalışsak da maddi bir karşılığı olmaması. Gönüllü de olsa buradaki önemli nokta enerji veren kaynak ne? Annelik doğası gereği çocuk için fedakarlık gerektiriyor. Ç alışırken de işin hayatına kattığı bir anlamı olmalı. Ne kadar yoğun tempoda çalıştığımızdan ziyade aslında o yoğun tempoda çalışma, enerji ve motivasyonun ne? Mesela işe ilk başladığında gençsin, yaparsından ziyade öğrenmek, merak etmek, anlamaya çalışmak, keşfetmeye çalışmak... İlerlediğinde öğrenmeye başladığında aynı şey tekdüze geliyor. O yüzden yükselme bunun için vardır. Yani bir yerden sonra yükseleceğim mi, yükselmeyeceğim mi? Teyit etme ve öğrenmeye çalışma, memnun kalmama... Aslında kendini bir enerji kaynağı arıyor insan, diyebilirim. Günlük hayatın içerisinde o yoğunlukta kendimizi çok da unutmamak. Mesela sürekli kapalı bir yerde çalışıyorsunuz? Arada bir nefes almak dışarıda hava nasıl demek? İşte gidip bir bakmak, işte çayını yudumlarken onu yavaş yavaş yudumlamak yani sadece 5 dakikalık molalar bile çok iyi gelecektir."
Panik atak belirtileri ve tedavisi
Tükenmişlik sendromunun farklı aşamaları vardır:
🔶 Aşırı dürtü ve hırs tükenmişlik sendromunun ilk aşaması olarak görülür. Yeni bir görev üstlenen ya da yeni bir işe başlayan kişilerde genel olarak görülen aşırı hırs, kısa zaman içinde tükenmişliğe neden olabilir.
🔶 Hırs kişiyi daha çok çalışmaya iteceğinden kişi, ikinci aşamada kendisini daha çok çalışmaya zorlar ve bunun sonucunda kişinin kendisini gerekenden daha fazla çalışmaya zorlaması, kendi ihtiyaçlarını ihmal etmesine neden olur.
🔶 Sonrasında birey, durumun kendi davranışlarından yani kendisini sürekli zorlayarak çalıştığından kaynaklandığını düşünmek yerine sorunun patronundan veya iş arkadaşlarından kaynaklandığını düşünebilir.
🔶 Daha sonra kişi, işi veya sorumluluğu dışındaki ihtiyaçlar için zaman ayırmayı bırakır ve ailesinden, arkadaşlarından uzaklaşmaya başlar. Sosyal davetlere, sinemaya, tiyatroya gitmek kişiye külfetli bir durum gibi görünür ve kişi içine kapanmaya başlar.
🔶 Zamanla bireyin etrafındakilere karşı sabırsızlığı artar . Birey davranışlarının sorumluluğunu üstlenmek yerine başkalarını suçlayarak onları yetersiz, tembel ve zorba olarak görerek agresifleşebilir.
🔶 Sonraki aşamada birey duyarsızlaşarak kendisini hayatını kontrol etme yeteneğinden kopuk hissederek boşluk ya da endişe duyguları hisseder. Boşluk ve endişe duygusuyla başa çıkmak için madde kullanımı, kumar, aşırı yemek yeme gibi alışkanlıklar edindiği gözlemlenebilir.
🔶 Tükenmişlik sendromunun son aşamasında ise kişi depresyona girer, hayat anlamını yitirir ve kendisini umutsuz hissetmeye başlar. Bu aşamada ruh sağlığı uzmanından yardım almak çözüme ulaşmada en etkili yöntem dir.
Kentleşmenin insan psikolojisine etkileri
Kağan, tükenmişlikle başa çıkmada dinlenmenin ve yardım istemenin önemini şu şekilde vurguladı:
"Dinlenmek ve yardım istemek önemli. Yardım istemek, profesyonel bir desteğin dışında o iş yükü çok zorluyorsa arkadaşımızdan istemek ya da biriyle paylaşmak, konuşmak olabilir. Ne yapabileceğine yönelik belki bir arkadaşına danışmak olabilir. Diğer nokta kendimizi düzenlemek, yani günlük yaşamımızı düzenlemek. Uyku en önemli noktalardan biri pek çok psikolojik hastalığa baktığımızda, uykusuzluğun temel etken ve tetikleyici nokta olduğunu görüyoruz."
🔶 Bunların yanında fiziksel aktivitenin de tükenmişliğe çözüm bulmada etkili olduğunu aktaran Kağan , kimi zaman yalnızlığında kişiyi tükenmişlik hissinden uzaklaştırdığını şu şekilde ifade etti:
"Yalnızlığı, insanlar olumsuz bir şey olarak yorumluyor ama her insanın kendi kendine kalmaya ihtiyacı vardır. Baktığımızda en önemli projeler, hiç akla gelmeyecek fikirler kendi kendine kaldığında ortaya çıkar. Kendi kendine aktivite, yani kendi kendinle vakit geçirme önemli. Bu, kitap okumak, bir yere kendi başına gidip bir kafede vakit geçirmek, evde oturup hiçbir şey yapmamak da olabilir."