Asıl sebebi 'düşünmek' olan hastalık
Haberlerde, gazetelerde birçok kez kulağımıza çalınan bir tabir var. Zihin yorgunluğu. Çalıştığımız ortam, öğrencilikte derslerde alınan bilgi yoğunluğu, yaşam standardını daha güzel bir seviyeye çekme çabası, teknolojik araçların üzerimizdeki etkiler gibi birçok etken bu hastalığı tetikliyor. Ancak yorgunluk olarak basite alınabilecek bir hastalık değil. Sonuçları oldukça ciddi sonuçlar getiriyor. Hastalığın keşfediliş süreci 60'lı yıllara dayanıyor ve hikayesi de oldukça ilginç. İşte, 'zihin yorgunluğu' hakkında bilinmeyenler…
Giriş Tarihi: 18.01.2019
19:16
Güncelleme Tarihi: 18.01.2019
19:46
SEREBROPATİNİN ASIL SEBEBİ ÇOK FAZLA DÜŞÜNMEK
Psikolojiye göre serebropati kavramı yoğunlaşma, karar verme, bellek ve sözcük çağrışımını etkileyen bilinç dalgalanmaları ile bilişsel bozukluğun sürekli mevcut olduğu durumdur. Serebropatiye neden olabilecek birçok faktör bulunmakla beraber asıl sebebinin çok fazla düşünmek ve zihni çok fazla zorlayan dışsal baskılar olduğu tahmin ediliyor.
SEREBROPATİ HAKKINDAKİ BİLGİLERİN ŞAŞIRTICI KAYNAKLARI
Serebropati ile ilgili literatürde yer alan hemen hemen tüm bilgiler Orta Doğu ve Afrika'da yapılan araştırmalar sayesinde edinildi. Ancak hastalık, dil farklılıkları nedeniyle Avrupa ülkelerinde ve Türkiye'de çok bilinmiyor. Ayrıca, çeviri hataları nedeniyle kaynaklarda serebropati üzerine yanlış bilgiler de mevcut.
SEREBROPATİ 1960 YILINDA ORTAYA ATILDI
Serebropati kavramının temeli ilk olarak 1960 yılında Kanadalı psikiyatrist Raymond Prince tarafından ortaya atılan Brain Fag Syndrome (BFS)'a dayanır. BFS, Türkçe 'de beyin yorgunluğu anlamına gelir. Prince, 60'lı yıllarda o dönemde yeni bağımsız olmuş Nijerya'da lise ve üniversite öğrencileriyle çalışıyordu.
Öğrenciler üzerinde yaptığı gözlemlerde duygusal ve bedensel şikayetleri ortaya çıkaran bir dizi belirti buldu. Uyku ile ilgili bilişsel şikayetler, baş ve boyun ağrıları, bilgi toplama ve saklamada zorluk ve göz ağrısı bu bulgulardan bazılarıydı. Birçok kez tekrarlanan bu referansları göz önüne alan Prince, bu belirti kümesine "zihinsel tükenme" ismini verdi. Prince'e göre semptomlar genellikle yoğun okuma ve çalışmalardan önce ya da sonra; kişinin "beyin işçiliği" denilen eyleme çok fazla maruz kaldığı zamanlarda ortaya çıkıyordu.
SÖMÜRGECİLİK ÖĞRENCİLERİN ZİHNİNİ YORDU
Bu durumlar literatürde yer almadığı için tanıdık da değildi. Dolayısıyla hastalık Güney Nijerya'da "kültüre bağlı sendrom" olarak düşünüldü. Daha sonra diğer Afrika bölgelerinde de konuyla alakalı raporlar gelmeye başladı ve bu vaka raporları Afrikalı öğrencilerde çalışma ile ilişkili psikolojik sıkıntılara dikkat çekti. Hastalığın sebebi olarak da kendilerine has bir dile ve bir kültüre sahip olarak büyümüş Afrikalı öğrencilerin Batı'nın eğitim sistemine uyum sağlamaya çalışmaları sırasında ortaya çıkan fazla zihin yükü olarak tahmin ediliyor.
ANKSİYETE VE DEPRESYON İLE KARIŞTIRILABİLİR
Konsantre olma, öğrenme, hatırlama veya düşünme yeteneğinin yitirilmesi ile karakterize edilen ve genellikle baş, boyun ağrısı ile birlikte ve bulanık görme hissi, basınç veya gerginlik hissinin eşlik ettiği hastalık, anksiyete, depresyon ve somatoform bozuklukları andırır ve bu bozuklukların bir arada görüldüğü vakalara benzetilebilir.