Hayatımızı zorlaştıran düşünce hataları
Bilişsel çarpıtmalar, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıklara yakalanmayı kolaylaştıran ve yakalandıktan sonra da hastalığı sürdürücü etkenlerden biri olarak kabul ediliyor. Bu düşünce hataları yüzünden insanlar yaşamanın kendisini bile felaketleştirebiliyor.
Giriş Tarihi: 11.11.2018
18:23
Güncelleme Tarihi: 11.11.2018
18:48
Aşırı genelleme: Hepimiz zaman zaman hatalar yapabiliriz. Olumsuz bir durumla karşılaştığımızda ya da bir hata yaptığımızda bunu tüm hayatımıza genelleyebilir ya da hiç bitmeyecek bir durum gibi görebiliriz. Mesela arabamız arızalandığında "Bunlar hep beni bulur!", "Asla işlerim yoluna girmeyecek!" şeklinde yorumlayabiliriz ve bu durum ruh halimizi olumsuz etkiler. Bir tek hata yetersiz, beceriksiz bir insan olduğumuza dair hisler oluşturur ve bizi sorun çözmekten uzaklaştırabilir. Eğer siz de kendiniz için "asla", "hiçbir zaman" veya "her zaman" gibi kalıpları kullanıyorsanız aşırı genelleme yaptığınızı düşünebilirsiniz.
Felaketleştirme: Bazen karşılaştığımız bir zorlukta, doğabilecek sonuçları abartabilir; hatta sorun yaşamanın kendisini bile felaketleştirebiliriz. Örneğin, bir sunum yaparken şaşırmanın felaket olacağına dair kaygılar ya da baş ağrısını amansız bir hastalığın habercisi olarak görmek buna örnek olarak verilebilir. Felaketleştirme, sağlık kaygısı ve panik bozuklukta en çok görülen çarpıtma biçimidir.
Zihin okuma: Karşımızdakinin ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini, yeteri kadar kanıt olmasa da, tam olarak bildiğimizi düşünürüz. Örneğin bir arkadaşımızla sohbet ederken kısa süreli sessizlik yaşandığında "Benden sıkıldı, beni eğlenceli bulmuyor." diye yorumlayabilir; ya da sevmediğimiz bir şey ikram edildiğinde kendimizi, "Reddedersem buna çok kırılır." diye düşünürken bulabiliriz.
Ya hep ya hiç (siyah-beyaz): Kutuplaştırma adıyla da bilinir. İçinde bulunduğumuz durum ya da olaylara siyah-beyaz, doğru-yanlış biçiminde kategorize ederek bakarız. Siyah ve beyaz arasındaki gri tonlarını göz ardı ederiz. Örneğin eşimiz bizi incittiğinde "Sen zaten beni hiç sevmedin!" deyiveririz. Ya da kendimize "Eğer çok iyi bir gitarist olmayacaksam gitara başlamamın bir anlamı yok!" diye telkinde bulunabiliriz.
OLUMSUZ VARSAYIMLARA BOĞULMA
Olumsuz varsayımlar: Adından da anlaşılacağı üzere bazen gelecekte olabilecek durumlarla ilgili olumsuz tahminlerde bulunup gerçekmiş gibi hisseder ve yaşarız. "Asla iyi bir baba olamayacağım." ya da "Şimdi parmak kaldırıp fikrimi söylersem herkes bana gülecek." "Beni seçmeyecekler." gibi yargılar bu kalıba verilebilecek örnekler olabilir.