Arama

Kemal Sayar’ın insan ruhunu çözümlediği eseri: Ruh Hali

İnsanlar arasındaki iletişimin azaldığı, maddiyatın ve materyalizmin ön plana çıktığı çağımızda, ruhsal hastalıklar ve problemler toplumun hemen her sınıfında baş gösteriyor. Problemlerini çözme arayışındaki insanlar psikologlara, ilaçlara ve kişisel gelişim kitaplarına başvururken ne yazık ki yeterli zamanda kısa ve etkileyici çözümlere ulaşamıyorlar. Kemal Sayar'ın "Ruh Hali" kitabı ise tüm bu sorunları ele alan, karanlıkta kalmış alanlara ışık tutan, Türkiye'de ruh sağlığı alanındaki yerli kaynak açığını giderecek mütevazi bir eser mesabesinde. Sizler için Kemal Sayar'ın insana seslendiği "Ruh Hali" eserinden birbirinden güzel ve izah edici alıntıları bir araya getirdik.

  • 19
  • 51
Öfke
Öfke

"İlişkilerimizi mahveden, durduk yerde birbirimizi incitmemize yol açan öfkeyi kontrol etmek ve yapıcı bir hale dönüştürmek için öncelikle onu tanımak gerekir. Öfke çoğu zaman haksızlığa uğradığımızı hissettiğimizde ortaya çıkar. Öfkelenen insanlar genellikle kendilerini bir kurban gibi hissederler.

Öfkeyi çoğunlukla başkalarına karşı, zaman zaman da kendimize karşı hissederiz. Başkalarında bizi öfkelendiren, o insanların bize yönelik haksız davranışları ve incitici sözleridir. Böyle bir tavır karşısında kendimizi küçük ve değersiz hisseder ve bize bunu yaşatana öfkeleniriz. O anda aklımızdan şu geçer: "Ben bu kişiye karşı saldırıda bulunursam, onun bana karşı küçültücü davranışlarının intikamını almış olurum. Kendimi yeniden iyi hissederim." Oysaki çoğu zaman, sonuç düşündüğümüz gibi olmaz. Duyduğumuz öfke ve giriştiğimiz saldırgan tutumlar, kendimizi daha da kötü hissetmemize yol açar."

Kemal Sayar

Osman Yüksel'e göre bir nesil nasıl mahvoldu?

  • 20
  • 51
Evlilik
Evlilik

"Çoğu evlilikte şöyle cümleleri çok sık duyarsınız: "Sen zaten hep böylesin. Sen on sene önce de böyleydin. Senin annen de böyle, senin baban da böyle." Oysa ilişkilerde asıl olan, "ben" diye başlayan, "ben dili"yle ifade edilmiş cümleler kurmaktır. "Sen beni hiç anlamıyorsun zaten" yerine, "Ben yeterince anlaşılmadığımı hissettim. Derdimi sana yeterince anlatamadığımı hissettim" gibi cümleler seçmeliyiz.

"Sen"le başlayan cümleler karşı tarafı suçlar, oysa "ben"le başlayan bir cümle kurduğumuz zaman duygularımızı anlatmış oluruz. Karşımızdaki insan da bizi anlama şansına sahip olur. Zaten çoğu zaman öfke, buna benzer iletişim hatalarından kaynaklanır."

Kemal Sayar

Genç yaşta solan çiçek: Fehim-i Kadim

  • 21
  • 51
Şiddet
Şiddet

"Şiddete yönelik davranışları tırmanışa geçiren etkenlerin başta gelenlerinden biri medya, şüphesiz. Medyadaki şiddet çocuklarımızı nasıl etkiliyor? Bu, üzerinde çokça çalışılan ve araştırma yapılan bir konu. Özetle şunu söyleyebiliriz ki, yetişme çağında televizyondan veya bilgisayar ve video oyunlarından şiddet içerikli mesajlar alan kişiler, erişkin hayatlarında şiddeti çok daha kolay uygulayabiliyorlar. Demek ki şiddetle büyüyen insanlar, şiddeti daha kolay meşrulaştırabiliyor."

Kemal Sayar

Sezai Karakoç'un kaleminden alıntılarla "İslam"

  • 22
  • 51

"Zayıf insanların daima mağdur edildiği, iyilerin ezildiği bir dünya tasavvuru insanları kendi adaletlerini kendileri tesis etme noktasına getirir. Herkes kısasa kısas prensibince hareket edip kendi adaletine tesis etmeye çalışınca da çok kaotik bir yapı ortaya çıkar. Oysa şiddet ancak düzenli ve meşru bir güç tarafından kontrol altına alınabilir. Bu da insanların bireysel inisiyatiflerinden başka, daha yüksek bir otorite tarafından, devletin kolluk güçleriyle, adalet mekanizmasıyla yerine getirilmesi gereken bir ödevdir."

Kemal Sayar

Medeniyetimizi besleyen kaynak: Tercüme-i Kitab-ı Coğrafya

  • 23
  • 51
Televizyon
Televizyon

"Televizyondan verilen mesajlar hepimizin ama özellikle çocuklarımızın gerçeklik algısını ciddi biçimde etkiliyor. Çünkü televizyon doğası gereği "normal" olana itibar etmez; daima anormal olanı, sıra dışı olanı konu eder. O nedenle televizyondan gelecek mesajların bir süzgeçten geçirilerek, eleştirel gözle bakılarak alınması veya reddedilmesi gerekir. Bu türden televizyon izleme faaliyetine biz "televizyon okuryazarlığı" diyoruz. Televizyon okuryazarlığı, televizyonda olup biten her şeyi bir eleştiri süzgecinden geçiren, neyin niçin yapıldığını bilen bilinçli bir izleme faaliyetine işaret eder."

Kemal Sayar

İmam Şafii Divanı'ndan inciler

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN