Arama

Kemal Sayar’ın insan ruhunu çözümlediği eseri: Ruh Hali

İnsanlar arasındaki iletişimin azaldığı, maddiyatın ve materyalizmin ön plana çıktığı çağımızda, ruhsal hastalıklar ve problemler toplumun hemen her sınıfında baş gösteriyor. Problemlerini çözme arayışındaki insanlar psikologlara, ilaçlara ve kişisel gelişim kitaplarına başvururken ne yazık ki yeterli zamanda kısa ve etkileyici çözümlere ulaşamıyorlar. Kemal Sayar'ın "Ruh Hali" kitabı ise tüm bu sorunları ele alan, karanlıkta kalmış alanlara ışık tutan, Türkiye'de ruh sağlığı alanındaki yerli kaynak açığını giderecek mütevazi bir eser mesabesinde. Sizler için Kemal Sayar'ın insana seslendiği "Ruh Hali" eserinden birbirinden güzel ve izah edici alıntıları bir araya getirdik.

  • 26
  • 51
Narsizizm
Narsizizm

"Reklâmlar çocuklara maddeci bir dünyayı ve satın almanın hazzını vazediyor. Böylece, kendisini maddi zenginliğe ve çabuk doyurulmaya ayarlamış o sığ "müşteri kimliği"nin tohumları, çocukluğun bereketli topraklarına serpiliyor. Bir düşünün, yetişkin birisi bir çocuğu süreğen bir biçimde aldatır ve istismar ederse, çocuktaki başkalarına güven ve kendisini emniyette hissetme duygusu zedelenmez mi? Aynı şekilde başarı, popülerlik, çekicilik gibi yalancı cennetler vaat eden reklâmlar da, aldatma ve kandırmaya dönük hilelerle çocuğun emniyet duygusunu zedeleyecek, işitip gördüklerine itimat etmesini zorlaştıracaktır. Reklâmlar, gördükleri sonsuz çeşitlilikteki ürüne sahip olamadıkları sürece kendilerini eksik hisseden çocuklarda, narsisistik bir yaraya yol açabilir. İskandinav ülkeleri ve Yunanistan'da, doğrudan çocuklara yönelik reklâmların yasaklanmasına yahut sınırlanmasına şaşmamak gerekir."

Kemal Sayar

İsmet Özel'in Bakanlar ve Görenler kitabından altı çizili cümleler

  • 27
  • 51

"Hepimizin sevgiden, şefkatten, güzel konuşmadan anladığımızı; kalbini karşısındakinin kah bine yaklaştıran insanların birbiriyle anlaşabileceğini düşünüyoruz.

Erkekler agresif ve kavgacıyken, kadınlar sesiz ve sakindir. Kadınlar kendilerine ve karşılarındaki insanlara daha saygılı davranmaya çalışır ve şiddet içeren olaylardan uzak dururlar. Kadınların intihar girişimlerinin erkeklerden daha az olmasının ve daha az agresif davranışlar göstermelerinin sebebi budur. Kadınların dinî inançları daha güçlüdür. Duyguları erkeklerden daha çabuk harekete geçer ve daha değişkendir. Erkekler olaylara daha soğukkanlı yaklaşırken, kadınlar daha aceleci ve sezgisel davranmayı tercih ederler. Daha korunaklı, dikkatli hareket etmeyi severler, daha çekingen ama daha konuşkandırlar. Erkekler kadınlardan daha iyi sır saklarlar."

Kemal Sayar

  • 28
  • 51
Ergenlik dönemi
Ergenlik dönemi

"Ergenlik dönemi karşı cinsi tanıma zamanıdır. Hormonal değişiklikler ergenlerin karşı cins hakkında fikir almak için harekete geçmesine yol açar. Yetişkinlikte herkes kendi kalesine çekilir. Cinsiyetler arasındaki ilişkiler yetişkinlik döneminde tamamen birbirinden ayrılır. İki cins arasındaki farklar gittikçe artmaya başlar.

İlerleyen yıllarda kadınlar bir veya iki yakın arkadaşla derin ilişkiler kurarken, erkekler yakın arkadaş yerine birçok arkadaştan oluşan bir grubun içerisinde yer almayı tercih ederler. Kadınlar arasındaki arkadaşlık, erkeklerin arkadaşlıklarına göre daha güçlüdür. Ayrı kutuplara çekilen kadınlar ve erkekler, yetişkinliklerinde romantik ilişkiler yaşamak için karşı cinse yakınlaşmaya çalışırlar. Ancak uzun süre ayrı geçen onca zamandan sonra bir araya gelmek zor olur. Her iki cinsin de arkadaşlık ilişkisini romantik duygular ile karıştırması işi daha da zorlaştırır. Oysa hem kadının hem de erkeğin her daim birbirine ihtiyacı vardır."

Kemal Sayar

Kafka'nın babasına mektubundan alıntılar

  • 29
  • 51
Aşk
Aşk

"Akıl duyguyu, kudret sevgiyi, dış içi arar. Âşık olan kişi, sevdiğiyle psikolojik olarak bütünleşmiş, anlam duygusunu yakalamış, doyum içinde bir varlıktır. Sevmekle zaman durur, uzak âlemlere kulaç atılır. Gerçek âşıklar, içe çekilir, içe doğru derinleşir, varoluşun kemikleri yakan ıstırabıyla kendilerinden geçerler.

Onlar bu sızıdan hiç uyanmak istemez, "Aşk derdiyle hoşem/El çek ilacımdan tabib" diyebilirler. Çünkü bilirler ki âşığın asıl derdi çileyle pişmek, çilede yanmak ve bu çileyle tamamlanmaktır. O yüzden erenler yüzyıllar boyu mum alevinde eriyen pervaneyi âşığa misal verdiler. Yanmazsan olmazsın. Ağlamazsan, çöle düşmezsen, inlemezsen tamamlanmazsın. "Mecnun olup çöle düşmeyeceksen/Ne Leylâ'yı çağır ne çölü incit" der bu toprakların bir türküsü. Çölü incitmeden, onun uğruna cefa çekmeyi göze alarak yaşanır aşk. Âşık bir çabayla sınanır önce. Ayrılıkla imtihan edilir."

Kemal Sayar

  • 30
  • 51
Aşk
Aşk

"Evliliğe pembe düşlerle başlayıp sevdiğimiz insanı yere göğe koyamazken, birdenbire onu çekilmez bir insan haline getirir, melek gibi bir insanı birden şeytan yapıveririz. Evlilik öncesi nişanlılık döneminde karşımızdaki insanın kusurlarını hiç görmeyiz. Olumlu özelliklerini ise yere göğe koyamaz, onu öve öve bitiremeyiz. Aradan birkaç sene geçince bir de bakarız ki karşımızda bambaşka bir insan var.

Evliliği dikensiz gül bahçesi olarak hayal etmek doğru değildir. Zaten hayatın kendisinin dikensiz gül bahçesi olması neredeyse imkânsızdır. Önemli olan hayatta memnun kaldığımız anların memnun kalmadığımız anlardan daha fazla olmasını sağlayabilmektir. Karşımızdaki insanla, çocuklarımızla, ailemizle en üst düzeyde uyum sağlayabildiğimiz, birbirimizi dinlediğimiz, anladığımız ve birbirimize tahammül edebildiğimiz bir beraberliği kurmanın yolunu aramak gerekir."

Kemal Sayar

Dervişane bir divan şairi: Usuli

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN