Küçük Albert Deneyi ve Davranışsal Psikolojinin Temelleri
Ivan Pavlov'un klasik koşullanma teorisinin hayvanlar üzerindeki etkilerini göstermesinden sonra, bu ilkenin insanlar üzerinde de geçerli olup olmadığını araştıran ünlü ancak etik açıdan tartışmalı bir deney, 1920 yılında John B. Watson ve Rosalie Rayner tarafından gerçekleştirildi. Watson'ın liderliğinde yürütülen bu araştırmanın temel amacı, Pavlov'un klasik koşullanma deneyini bir insan üzerinde uygulayarak, bireyi daha önce nötr olan nesnelere karşı negatif bir tepki geliştirmeye yönlendirmekti. Bu deney, fobilerin kökenine dair bir sorudan yola çıkarak gerçekleştirilmiş ve çarpıcı sonuçlar elde etmesiyle birlikte birçok etik tartışmayı da beraberinde getirmiştir.
Giriş Tarihi: 13.11.2023
10:26
Güncelleme Tarihi: 13.11.2023
11:34
Deney katılımcıları ve deney araçları
◾ Deneyin tek katılımcısı Albert B . adındaki 9 aylık bir bebek tir. Albert, doğumundan itibaren bir hastanede büyütülmüştür. Duygu durumu ve genel sağlığının normal olduğu deney raporlarında belirtilmiştir.
◾ Deneyin gerçekleştirildiği ortam bir laboratuvardır. Albert dışında deneyin diğer canlı araçları; kedi, fare, köpek, tavşan ve tokmak, palyaço maskes i ve bir çelik çubuk barı gibi materyaller olmuştur.
İTAATKARLIĞIN PSİKOLOJİSİ: MİLGRAM'IN DENEYİ
◾ Deney öncesinde denek olan Albert'e hayvanlara karşı bir ön test yapılmıştır. Albert'in hayvanlara karşı farklı bir tepki vermediği gözlemlenmiş, fareye karşı pozitif tepki verdiği raporlanmıştır.
◾ Klasik koşullanma teorisini desteklemek ve test etmek maksadıyla bu deney gerçekleştirilmiştir. Eğer, Watson'ın bu klasik koşullanma deneyi bir insan üzerinde başarılı olursa bunun genellenebilir olup olmayacağı da araştırmanın sonucu en çok merak edilen çıktılarından biridir.
Deneyde ölçülmek istenen hipotezler
◾ Dr. John B. Watson'ı bu deneyi yapmaya iten çeşitli hipotezler vardır. Daha evvel Pavlov'un hayvanlar üzerinde gerçekleştirdiği koşullanmanın insanlar üzerinde de gerçekleşip gerçekleştirilemeyeceğidir. Küçük Albert deneyinin hipotezleri şöyledir:
🔸 Denek, kendisine gösterilen bir hayvan veya nesneye, ortama koşulsuz bir uyarıcı sokularak yüksek ve rahatsız edici bir ses sebebiyle bir korku koşulanması gerçekleştirilebilir mi? 🔸 Koşullanmaların üzerinde zamanın herhangi bir etkisi var mıdır? 🔸 Korku koşullanması gerçekleşir ve bu koşullanma sonucunda denekte duygusal tepkiler sönmeyip devam ederse ne tür bir laboratuvar metotları kullanılarak bu koşullanma geriye alınabilir?
STOCKHOLM SENDROMU: REHİNE KRİZLERİNDE PSİKOLOJİK BİR FENOMEN
◾ Deneyin amacı, fobilerin ve korkuların doğuştan mı yoksa sonradan mı kazanıldığını anlamak üzerinedir.
◾ Deney, Albert'e beyaz bir fare gösterilerek başlatılır. Küçük Albert, fareyi görünce elini fareye doğru uzatır. Albert'in elini fareye doğru uzatmasıyla ortamda bulunan çekiçle çelik bara vurularak ses çıkartılmıştır. Sesi duyan denek irkilmiş ve yüzünü ağlamaklı bir ifadeye getirerek tepki vermiştir. Albert, bir süre sonra tekrar elini fareye doğru uzatarak dokunmaya çalıştığı bir anda çelik barla yeniden aynı rahatsız edici ses çıkartılır. Albert yine yerinden sıçrayarak ağlamaya başlamış ve rahatsız olmuştur. Ağlaması yatıştıktan sonra fareyle oynamak isteyen Albert, her temas etmek istediği anda hep aynı rahatsız edici sesi duymuştur.
TRUMAN SHOW SENDROMU NEDİR?
◾ Deney birkaç gün aralıkla tekrar edilmiştir. Küçük Albert, artık beyaz ve tüylü şeylere karşı klasik koşullanmış ve beyaz fareyi görmesi artık ağlaması için yeterli bir koşul olmuştur. Albert, artık beyaz ve tüylü bir fare gördüğü anda ağlama krizlerine girmiştir.
◾ Watson ve Rayner , deneyi ileri bir safhaya taşıyarak tavşan gibi farklı tüylü objeleri deney ortamına getirdi. Sonuç şuydu : Özellikle beyaz renkli, tüylü bir nesne gördüğünde Albert korkup ağlamaya başlıyor ve kaçmaya çalışıyordu. Albert, pamuk, beyaz tavşan gibi nesnelerin karşısında demir çubuklarla çıkarılan ses olmasa bile korkup ağlamaya başlamıştır.