Sanatın hasta eden tesirleri
Bir kitap okuduğumuzda ya da bir film izlediğimizde etkisinden uzun süre çıkamadığımız olur. Uyur uyanırız ama aklımızda hep o sahneler canlanır. Bir şarkıyı duyunca kulağımız günlerce bıkmadan onu dinler. Bir müzikalden ya da sanat galerisinden çıktığımızda heyecanını hissettiğimiz de olmuştur. Peki, bir sanat eserinden sonra bayıldığınız ya da halüsinasyon gördüğünüz oldu mu? Bu durum, sanatseverlerden bir kısmının yaşadığı sendrom. İsmini Fransız edebiyatçıdan alan "Stendhal Sendromu" belli belirtilerle ortaya çıkıyor. Üzerindeki araştırmalar devam etmekte ve bazı sergi salonlarına önlem amaçlı dinlenme salonları kuruluyor.
Giriş Tarihi: 04.12.2018
17:26
Güncelleme Tarihi: 04.12.2018
17:47
"Floransa'da olmaktan, o muhteşem insanların mezarında dolaşmaktan dolayı kendimden geçmiştim. Bu yüce güzelliğin düşüncesi beni avuçları içine almıştı. Bir an ilahi hislere gömüldüm. O an her şey ruhuma sahicilikle hitap etmeye başladı. Ah, keşke unutabilsem. Kalbim hızla atmaya başlamıştı. Hayat gözlerimin önünden çekilmişti. Yürürken yere yuvarlanıp gitmekten korktum." Stendhal günlüğünde, gördüğü sanat eserleri karşısında tarifsiz duygularını bu şekilde anlatmıştı.
FLORANSA SENDROMU DA DENİR
1979 itibariyle Floransa'ya gelen 100'den fazla kişide aynı semptomlar görülmeye başlandı. 'Stendhal Sendromu', 'Floransa Sendromu' ya da 'sanat zehirlenmesi' adı verilen bu rahatsızlığın gerçekten var olup olmadığı ve belirtileri bilimsel bir araştırmaya konu oldu.
1977 YILINDA LİTERATÜRE GİRDİ
Psikiyatr Graziella Magherini, acil servise bir gün içinde aynı şekilde başvuran yüz altı turist olması üzerine hastaları incelemiş ve bu incelemenin sonunca 1977 yılında Stendhal Sendromu resmi olarak literatürde yerini aldı. Bu dönemden sonra Floransa'yı gezen insanlar arasında da aynı belirtiler görüldüğü için İtalyan psikologlar bu sendrom üzerinde birçok deney gerçekleştirdiler.
MEDİCİ RİCCARDİ SARAYI'NDAKİ DENEY
Yakın zamanda, İtalya'daki bir sanat araştırmaları merkezinin, psikolog ve teknik uzmanlarla işbirliği içinde yaptığı deneyde, Floransa'da bulunan Medici Riccardi Sarayı'nın ziyaretçileri gözlemlendi.
Medici Riccardi Sarayı'nda, fresklerle süslü şapeli gezen ziyaretçilerin kalp atış ve nefes alış hızları, tansiyonları, göz ve kas hareketleri incelendi. Fresklere bakan ziyaretçilerin görüntüleri kaydedildi ve kendilerinden eserlere bakarken neler hissettiklerini yazmaları da istendi.
HASTALARIN SENDROM TANIMI
Deneyde, bazı ziyaretçilerin eserlere bakarken yüz kaslarının gevşediği, gözbebeklerinin küçüldüğü, kalp atışı, nefes alış hızı ve tansiyonlarında değişiklikler olduğu belirlendi.
Görsel sanat eserlerine işitsel uyarıcılar da eşlik ettiğinde ise beyindeki aktivitenin daha da arttığı görüldü. Ziyaretçilerin bazıları da hislerini "aşırı duygulanma" ve "tatlı bir yorgunluk" olarak tanımladı.