Gücün Karanlık Tarafı: Stanford Hapishane Deneyi'nin öğrettikleri
1971 yılında, psikoloji biliminde çığır açan bir deney yapıldı. Bu deneyde, rastgele olarak seçilen gönüllü öğrenciler, gardiyan ve mahkum rolleri olarak ikiye ayrıldı. Psikolog Philip Zimbardo tarafından yürütülen bu deney, insanların çevresel faktörler altında nasıl davranabileceğini ve nasıl değişebileceğini göstermesini hedeflemişti. Ancak Stanford Hapishane Deneyi, etik tartışmaları ve rahatsız edici sonuçları olması nedeniyle son derece tartışmalı bir deney oldu. İnsan psikolojisinin anlaşılmasına dair önemli olan bu deneyin boyutlarını araştırdık.
Giriş Tarihi: 03.10.2023
16:15
Güncelleme Tarihi: 03.10.2024
09:03
🔹 Her hücre, üç mahkuma yer veren son derece dar alanlardan oluşuyordu. Mahkumlar için sadece bir hapishane avlusu bulunuyor ve gardiyanlar için ise geniş ve rahat bölgeler ayrılmıştı. Gardiyanlar, üçlü gruplar halinde çalışarak 8 saatlik vardiya larla görev yapıyorlardı. Görev sonrası gardiyanların hapishane alanında bulunmaları gerekmiyordu.
🔹 Deney bu şekilde başladı ve görece sorunsuz bir ilk günün ardından, ikinci gün itibariyle olaylar karışmaya başladı. İkinci gün, mahkumlar kapıları yataklarla kapatıp, kıyafetlerini çıkararak gardiyanların emirlerine uymayı reddettiler ve onları dinlemeyeceklerini belirttiler. Bu olaylar, sonuçları oldukça rahatsız edici bir deneyin başlangıcıydı.
🔹 Deney başlanmadan evvel Zimbardo 'nun, gardiyanlara şu sözleri söylediği yıllar sonra yayınlanan deney kayıtlarında ortaya çıkmıştır:
"Mahkumlar üzerinde sıkıntı ve hatta korku hissi yaratabilirsiniz; hayatlarının kontrolünün tamamen dış güçler, sistemler ve bizler tarafından belirlendiği hissini uyandırabilirsiniz. Özel yaşamları olmayacak ve bireyselliklerini farklı yollarla ellerinden alacağız. Bu, genellikle onların kendilerini güçsüz hissetmelerine neden olur ve bu da bize tamamen hakimiyet sağlar, onlar ise hiçbir güce sahip olamazlar."
🔹 Gardiyanlar, kısa bir süre içinde önce gizli, sonra ise açık şiddet uygulamaya başladılar. Yemeklerini reddeden mahkumlar için gardiyanlar tarafından karanlık bir hücre oluşturuldu ve bu hücreye hapsedilme cezası verildi.
🔹 Deneyin üzerinden henüz 36 saat kadar bir zaman geçmesine rağmen, gardiyanların mahkumlara karşı şiddetinin artması, 8612 no'lu mahkum un davranışlarında aşırı bir reaksiyon gözlemlenmesi neden oldu ve bu durum sonucunda 8612 no'lu mahkum deney ekibinden çıkartılmak zorunda kalmıştır. Zimbardo, deneyden çıkartılan denek hakkında şu sözleri söylemiştir:
"8612 numaralı mahkum delice davranmaya başladı; bağırıyor, çığlık atıyor, küfür ediyor ve kontrolsüz öfke nöbetleri geçiriyordu. Onun gerçekten bu psikolojik durumda olduğunu kabullenmek zaman aldı ve sonunda serbest bırakma kararı aldık."
🔹 Deneyin başladığı ilk günlerden itibaren gardiyanlar, mahkumların itaat etmelerini sağlamak için giderek daha şiddetli yöntemler kullanmışlardır. Mahkumlar, başlangıçta gardiyanların gerçek hayatta kendileriyle aynı düzeyde olduklarını bildikleri için rollerini inatçı bir şekilde oynamışlardır, ancak zamanla artan gardiyan şiddeti , onları daha uysal ve korkak bir hale getirmiştir.
🔹 Deney, beklenenden çok daha hızlı bir şekilde tırmanan psikolojik ve duygusal stres nedeniyle tartışmalı hale geldi. Gardiyan rolündeki katılımcılar, mahkum rolündeki katılımcılara kötü muamelede bulunmaya başladılar ve bu davranışlar giderek arttı.
🔹 Beş gün boyunca mahkumlara gardiyanlar tarafından uygulanan psikolojik taciz giderek daha acımasız hale geldi. Psikolog Christina Maslach , koşulları değerlendirmek için ziyarete geldikten sonra, çalışma katılımcılarının nasıl davrandığını görünce yapılanlara inanamadı ve Zimbardo 'yla yüzleşti. Deneyin insan psikolojisindeki yıkıcılığı açıkça ortaya çıkmıştı.