Arama

Yaşam izlerimiz: Travma

Bireyin beklemediği bir olaya sınırlarını zorlayan bir şekilde maruz kalması olarak tanımlanan travma, kişilerde birtakım ruhsal izler bırakır. Travmanın boyutu bireyin kişilik özellikleri, anlamlandırma biçimleri ve içinde yaşadığı çevreden aldığı kodlar ışığında değişkenlik gösterir. Yani aynı travmatik olayı yaşayan kişiler arasında travmanın ettiği tesir değişir. Peki travma ile baş etme yöntemleri nelerdir?

🔶 Dr. Ayşe Kaya Göktepe, "Bir olayın travma mı stres mi olduğunu anlamak için dört temel kriterimiz var." diyerek bu kriterleri şu şekilde açıkladı:

"Travma süreğen ise ve kişide algı blokasyonuna sebep olmuş ise, duygularımız donuklaşmışsa, bedensiz bilinç durumu dediğimiz sanki bedenimizden uzaklaşıyorum gibi burası gerçek mi hayalde miyim gibi bir hisle kendine adeta dışarıdan bakıyormuş gibi hissediyorsa kişi ve en uç tabloda da alt kişiliklere ayrılma dediğimiz tablo varsa kişinin travmatizasyon yaşadığını söyleyebiliriz. Ama şunun da altını çizelim. Diyelim ki büyük bir olay yaşadık, algımız donuklaşabilir. Çok sevdiğimiz birini kaybettiğimizde bedenimizden uzaklaşmış gibi hissedebiliriz. Şu an gerçek mi hayal mi ayırt edemiyor gibi hissedebiliriz. Bunun temel kriteri 20 gündür. Genelde de biz kişi bir kayıp yaşadığında deriz ki bu yaşadığın normal. Bu 40 günde biraz daha azalır ve bir sene içerisinde bütün bunlar zamanla yok olur. Hemen bu yaşandı diye doğrudan travmatizasyon oldu, diyemiyoruz. Çünkü travma sonrası stres bozukluğunun ortaya çıkması içinde bir zaman kriteri var."

Duyguları özgürleştiren his: Affetmek

Travma sonrası stres bozukluğu nedir?

🔶 Kişinin yoğun travmatik bir stresle karşılaşmasından veya yaşamasından sonra ortaya çıkan bir sendromdur. Birey bu yaşantı karşısında korku ve çaresizlikle tepki verir, aynı olayı sürekli olarak yeniden yaşar ve travmayı anımsamaktan kaçınmaya çalışır.

🔶 Belirtiler en az bir ay devam ederse ve kişinin günlük yaşantısını olumsuz yönde etkilemeye başlarsa duruma "travma sonrası stres bozukluğu" teşhisi konulur. Genç erişkinlerde ve kadınlarda erkeklere oranla daha yaygın görülür.

Travma sonrası stres bozukluğunun (TSSB) nedenleri nelerdir?

🔶 Stres oluşturan durum

➡ Stres yaratan durum hem akut stres bozukluğunun hem de travma sonrası stres bozukluğunun sebeplerindendir. Fakat her stres oluşturan durum yaşayan kişi bu bozukluklara sahip olmaz. Bireylerde önceden var olan biyolojik ve psikososyal etkenler ile travmadan önce ve sonrasındaki olaylar bu bozukluğun oluşumunda etkendir.

🔶 Biyolojik etkenler

➡ Yapılan çalışmalarda travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin beyindeki bazı nörotransmiterler ve salgılarının farklı çalıştığı gözlemlenmiştir. Bunların başında hipotalamus-hipofiz-adrenalin arasındaki aktivite ve noradrenalin salgısındaki değişiklikler gelir.

Göçün insan psikolojilerine etkileri

Psikodinamik etkenler

🔶 Ruh sağlığına psikoanalitik yaklaşıma göre önceden çocuklukta yaşanmış ve çözülmemiş bir olay sonraki yaşlarda yaşanan travmatik bir duruma tepkiyi tetikler. Çocukluk çağındaki travmanın yeniden canlanması baskılama, inkar ve reaksiyon geliştirme gibi savunma mekanizmalarının kullanılmasıyla sonuçlanır.

Bilişsel-davranışsal etkenler

🔶 Bilişsel model, bu bozukluktan etkilenen insanların bozukluğu ortaya çıkaran travmayı işleyelemediklerini ve rasyonalize edemediklerini ileri sürer. Bireyler stresi yaşamaya devam ederler. Kaçınma tekniklerine başvurarak olayı tekrar yaşamaktan kaçınmaya çalışırlar.

🔶 Davranışsal modele göre ise travma klasik koşullanma vasıtasıyla koşullu bir uyaranla (olay esnasındaki ortamdaki koku, ses, renkler, vb.) eşleşmiştir.

Yabanigül, "Travmaların psikolojik ve bedensel sağlığımıza nasıl bir etkisi var?" sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:

"Travmatizasyon tabi ki organları da etkiliyor. Yaşanan affedemediğimiz, hazmedemediğimiz durumlar, öfkeler, kaygılar bunların ulaştığı yerler var. Dediğimiz gibi ruh ve beden ayrı şeyler değiller, insan bir bütün. Dolayısıyla insana bakarken ruhsal olarak aldığı tesirlere de bakabilmek çok daha işlevsel oluyor ve yolumuzu kolaylaştırıyor. Travmatizasyon ya da fıtratın yaşanmadığı durumlarda bu örselenmelerde gerek iç tesirler de gerek dış tesirlerde sürekli aynı yerden can yandığında ya da aynı tümseği aşamadığında orayla bağlantılı organ zarar görüyor. Kalp dediğimiz organ nedir ki? Sevginin kaynağı o kabulllenişin olduğu yerdir. Bizden öncekilerin de bizden sonrakilerin de tesiri bizde."

Zaman hırsızı: Erteleme hastalığı

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN