Arama
Yazı yazmanın olumlu etkileri
İnsan muhtelif şekillerde kendisini ifade eder. Yazmak da bu yollardan biri, en sessizidir. İlhan Berk yazmayı, "Yazmak sessizliği kanatmak hepsi bu." cümlesi ile tarif eder. Bir öğrenme biçimi olmasından tutun da duyguları aşikar etmeye kadar pek çok farklı manaya gelen yazmak aynı zamanda iyileştirici güce sahip bir rahatlama biçimidir. Sizler için yazmanın olumlu etkilerini derledik.
Yazı yazmanın psikolojik ve fizyolojik katkıları
🔶 Yaşadığımız duygusal süreçlerin yazı aracılığı ile dışa vurulmasının psikolojik ve fizyolojik faydaları araştırmalarla da ortaya konulur. Konuya dair James W. Pennebaker ve Sadra K. Beall tarafından 1986 yılında yapılan ilk çalışmada, katılımcılar yaşadıkları bir travma hakkında, kontrol grubundakilerse yüzeysel bir konu hakkında dört gün boyunca 15 ile 30 dk arasında değişen sürelerde yazılar yazdılar.
🔶 Sonuç olarak travmaları hakkında yazan katılımcıların kan basıncının düştüğü ve dört aylık süre boyunca sağlık merkezlerini daha az ziyaret ettikleri tespit edilir. Duyguların dışa vurulmasını sağlayacak şekilde yazı yazmanın stres düzeyini de düşürdüğü ve stresle ilişkili fiziksel şikayetlerinde azalmasına katkı sağladığı görülür.
🔶 Ayrıca kişilerin gelecek hedefleri hakkında yazı yazmaları da sağlık merkezini daha az ziyaret etmelerini sağlıyor. Yazmanın psikolojik ve fizyolojik olumlu etkileri sadece olumsuz duygularını ifade edenlerde değil, hem yaşadıkları travmatik olay hem de bu olayla ilgili sahip oldukları olumsuz duygularını ifade edenler de daha belirgin görülür.
🔶 Duyguların yazılı şekilde ifade edilmesi çalışma belleğini güçlendirir. Yapılan bir çalışmada, liseye yeni başlayan öğrencilerden üniversiteye girmekle ilgili duyguları ve düşünceleri hakkında yazı ile yazmaları istenir. Sonuçta olumsuz tecrübelerini ifade eden katılımcıların, olumlu tecrübelerini ve önemli olmayan bir konudaki tecrübelerini yazan öğrencilere göre anlamlı şekilde çalışma belleği performanslarının arttığı sonucuna ulaşılır.
🔶 Yaşanılan travma ya da olumsuz anıların yazı ile ifade edilmesi psikolojik sağlığımızı da olumlu yönde etkiler. Yoğun olumsuz duygular ortaya çıkaran bu anılar hakkında yazmak, bu duyguların yazıya aktarılırken tekrar yapılandırılmasını sağlıyor. Ayrıca travmatik olaylar hakkında yazmak, kişilerin yaşadıklarını dışarıdan bir bakış açısıyla değerlendirmesine imkan verir.
Odaklanmayı kolaylaştırır.
🔶 Yazı yazmak beyin fonksiyonlarımızın daha hızlı çalışarak geç yaşlanmasına neden olur. Yazı yazarken sürekli bir düşünsel süreç içinde oluruz. Uygun kelimelerin seçilerek cümlenin uygun şekilde kurulması beyin fonksiyonlarımızı çalıştırır ve hızlı düşünmemize katkı sağlar.
🔶 Bir konuya yönelip sürekli yazmak araştırmayı ve odaklanmayı gerektirir. Bu odaklanma sayesinde de bireyler yazarak o konu hakkında uzmanlık geliştirirler. Ayrıca odaklanma, bir konu üzerinde olduğunda bu konular üzerinde derinlemesine bilgiye ulaşılır.
Karar Almayı Kolaylaştırır.
🔶 Yazarken sürekli "Cümleyi nasıl toparlasam, nasıl daha iyi anlatırım, hangi kelimeyi kullanmak daha iyi olur?" gibi bazı kararlar alırız. Bu karar alma süreci zamanla hızlanmaya başlar ve doğal olarak bunu hayatımıza da yansıtmaya başlarız.
🔶 Ayrıca birey yazdıkça beyin daha çok çalışır ve yeni bağlantılar oluşturur. Bir zaman sonra düşünme ve karar verme süreçlerimiz kısalmaya başlar. Bu da hayatımıza önemli katkılar sağlar.
Bağışıklığı güçlendirir.
🔶 Yazı yazmanın sadece psikolojimizi olumlu etkilemediğini, aynı zamanda fiziksel sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren farklı çalışmalar da var. Yeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesinde 49 yaşlı ile yapılan araştırmada, üç gün boyunca her gün 20 dakika yaşadıkları üzücü, sıkıntılı olayları veya günlük aktiviteleri hakkında yazmaları istendi.
🔶 Sonrasında katılımcıların kollarındaki 4 milimetrelik yaraların iyileşme süreci takip edilerek şöyle bir sonuca ulaşılır: Yaşadıkları olumsuz bir durum hakkında yazan kişilerin iyileşme oranlarının günlük aktiviteleri hakkında yazan kişilere oranla daha yüksektir.