Arama
Zihnimizin bize oynadığı oyun: Varsayımlarımız
Gerçekler, bazen bizim algıladığımızdan ve gördüğümüzden daha farklı olabilir. Bu farklılığın en önemli nedenlerinden biri varsayımlarımızdır. Varsayımlarımız bizim açımızdan olumlu bir durumu, olumsuz algılamamıza neden olabilirken tam tersine de sebep olabilirler. Temel olarak anne karnında başlayan varsayımlar, çevresel faktörler ve ebeveynlerin tutumuyla şekillenir ve benlik algımızı oluştururlar. Sizin için varsayımlarımızın oluşum sürecini ve yanlış varsayımlardan korunma yöntemlerini araştırdık.
🔴 Çektiğimiz psikolojik sıkıntıların temelinde farkında olmadan kendimize söylediğimiz yalanlar yattığını söyleyen Klinik Psikolog Zeynep Türkan, "Bilişsel varsayımlar, çarpıtmalar ile bebeklikten hatta anne rahmine düşmeden evvel kendimize bazı yalanlar söylüyorsak, zihin oyunları oynuyorsak o zaman yetişkinliğe doğru hayat daha da zorlaşıyor. Bu zihin oyunlarına ne zaman başladığımız oldukça önemlidir." cümleleriyle bebekliğin, dolayısıyla içine doğduğumuz evin, anne ve babanın psikolojik sağlımız açısından ne kadar önemli bir faktör olduğunu vurguladı.
🔴 Bebeklikte kendimize dair inançlarımızı anne ve babamızdan aldığımız duygularla besleriz. İlk olarak onların bizi hangi duygularla kabul ettikleri, istenen bir bebek olup olmamamız ve temel ihtiyaçlarımızın karşılanıp karşılanmadığı kısacası bizim için güvenli bir temel oluşturuldu mu? Sorusunun cevaplanması oldukça önemlidir. Çünkü her şey çocukluktaki bu temel üzerine inşa edilir.
🔴 Tıpkı uykumuz geldiğinde uyuduğumuz, acıkınca yemek yediğimiz gibi duyguların da ifade edilip yaşanması gerekir. Duygu ve düşüncelerimizi olduğu gibi kabul etmeli ve yaşamalıyız.
🔴 Örneğin, kendimizi değersiz hissediyorsak ilk önce kendi kendimizle konuşma dilimize bakmamız gerekir. Herhangi biri ya da bir arkadaşımız bizimle onunla konuştuğumuz gibi konuşsaydı onunla arkadaşlık yapmaya devam edebilir miydik? Bunu kendimize sorup cevaplamak oldukça önemlidir.
🔴 "İnsan sadece kendi davranışlarını kontrol edebilir. Psikolojide postmodern yaklaşım düşüncelerimizi ve duygularımızı olduğu gibi kabul etmemizi, duyguların yaşandıktan sonra bedeni terk edeceğini söyler." diyen Mutlu, duyguların olduğu gibi çarpıtılmadan ve inkar edilmeden yaşanmasının önemine bu sözleriyle dikkat çekti.
Aynalama tekniği nedir?
🔴 Aynalama, bir davranış olarak çocukların bebeklikten itibaren ihtiyaç duydukları, çocuğun ve daha ileriki zamanlarda yetişkinin duygularını tanıyarak ayırt etmesi için gerekli olan temel bir davranıştır.
Çocuklara aynalama tekniği nasıl uygulanır?
🔴 Anlaşıldığını, varlığını hisseden kişi hem daha değerli hisseder, hem de kendi duygularını daha iyi aktardığı için onunla iletişim daha kolay gerçekleşir.
🔴 Aynalama tekniği; kaygı, öfke, üzüntü, heyecan vb. duyguları hisseden çocuk karşısında anne ve babanın bütün o duyguların farkına varıp kendi yorumunu eklemeden, olduğu gibi çocuğa iletmesi ile başlar.
🔴 Aynalanma, çocukların duygularını tanımalarını ve olduğu hâliyle kabul etmelerini sağlar. Hislerinin aynalanması ile çocuklar duygularını bastırmadan ifade etmeyi öğrenirler.
🔴 Duygularını ifade edebilen, çevresinde ve aile içinde her duygusunun, düşüncesinin kabul edilebilir ve dinlenilmeye değer olduğunu fark eden kişiler, kendilerini güvende, desteklenmiş ve değerli biri olarak hisseder ve kabul ederler.
🔴 Programda zihnimizde kendimize dair yanlış inanışlarımızı varsayımlarımızı nasıl değiştirebiliriz? sorusuna Zeynep Özkan, "Duyguların bağının insanın özüyle kopmaması lazım." diyerek aynalama tekniğinden şu sözlerle bahsetti:
" Aynalama tekniği günlük hayatımızda bize çok katkısı olacak bir teknik. Nasıl yapıyoruz? Kabul etmek demek, onaylamak demek değil. Mesela, biz karşımızdaki kişiyi dinliyoruz. Bize duygularından düşüncelerinden ve yaşadıklarından bahsediyor. Bu konuşmanın iki arkadaş arasında da anne çocuk arasında da olduğunu hayal edebiliriz. Anne, çocuk açısından bakarsak çocuğumuz bize geldi yaşadığı günü anlatıyor, duygularından bahsediyor. Biz ona nasıl aynalama yapacağız? Duygularıyla, özüyle olan bağını nasıl göstereceğiz? Bize anlattı… Biz de onun bize anlattığı şeyleri, evet bunu bunu yaşadın, hissettin diyerek kendi cümlelerimizle ona aktaracağız."