Filistin sinemasının tarihi
Bir sanat olan sinema, aynı zamanda toplumların derdini dile getirme ve gerçekleri kitlelerle buluşturma aracıdır. Bu özelliğinin en belirgin şekilde görüldüğü yer ise Filistin sinemasıdır. Özellikle 1948'de gerçekleşen Büyük Felaket'in ardından Siyonist İsrail, Filistinlilere zulmünü artırır. Bu süreçte işgal ve sürgüne karşı toplumun gösterdiği mücadelenin bir parçası haline gelen sinema, Siyonistlerin gerçek yüzünü göstermek adına oldukça önemlidir.
Giriş Tarihi: 04.11.2023
17:16
Güncelleme Tarihi: 17.02.2024
16:28
Sesli dinlemek için tıklayınız.
FİLİSTİN SİNEMASININ SESSİZLİK DÖNEMİ
🔸 1948'de gerçekleşen Nekbe yani Büyük Felaket şeklinde tanımlanan İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle toplum, her anlamda sessizliğe bürünür. Yüzlerce evin boşaltılıp mahalle ve köylerin yok edildiği ortamdan sinema da etkilenir.
🔸 Filistin sineması için 1948-1967 yılları, neredeyse hiç film çekilemediği için "sessizlik dönemi" olarak tanımlanır. Ulusal ve kişisel anlamda zor bir süreçten geçen Filistinliler soykırım, felaket ve sürgün ile mücadele eder.
🔸 Sessizlik döneminde teknik manada yetersizlik yaşayan sinemacılar bu alanda çalışmalarını ortaya koymakta güçlük çeker. Sürgünde yaşamını idame ettirmeye çalışan, bazen yiyecek yemeği bile güçlükle bulan insanlar için film üretmek hayal gibidir.
🔸 Teknik altyapı, sermaye, profesyonel ekibin olmadığı dönemin sonlarına doğru Filistinli yapımcılar toparlanmaya çalışırlar. Ancak birkaç eser dışında üretim gerçekleştiremezler.
🔸 Sessiz dönemin sonlarına doğru üretilen filmlerde işlenen kavramlar direniş, işgal ve şehitler dir. Filistin halkının zihninde unutulmayacak izler bırakan süreçte çekilen filmler, gösterime girmeyen sessiz sinema misalidir.
🔸 Bu süreçte Filistinli yönetmen Sulafa Mirsal, Nekbe esnasında İsrail askerleri tarafından şehit edilen kişileri fotoğraflar. Filistin sinemasının etkili ismi Mustafa Abu-Ali, Salah Abu Hannoud ve Hani Johariya gibi kişiler ise işgal esnasında çektikleri görüntülerden bir belgesel yapar.
SÜRGÜN SİNEMASI
🔸 Filistin sinemasının üçüncü dönemi olarak adlandırılan süreç, sürgündür. Arap toplumları için oldukça zor bir süreç olan 1967 Savaşı'nın ardından başlar. İsrail'e karşı Arap devletlerinin yenilgisini ifade eden dönem, yeni bir devrim anlayışını beraberinde getirir. Bu nedenle devrimci dönem olarak da anılır.
🔸 Üçüncü dönem sinemanın en belirgin özelliği, belirli bir siyasi kesime veya direniş örgütlerine bağlı kalınarak filmler üretilmesidir. Sinemaya ayrı bir ehemmiyet verilir ve propaganda aracı olarak kullanılır. Toplumun yürüttüğü savaşta mücadelenin bir parçası haline gelen sinema, "Sinematik Hareket" adıyla anılır. Tamamen sürgünde meydana gelen filmlerin amacı, Siyonistlerin gerçek yüzünü göstermek, devrimi anlatmak, Arap-Siyonist çatışmasının çağdaş ve tarihsel boyutuna vurgu yapmaktır. Bu dönemin öncüleri ise Sulafa Jadallah, Hani Jawhariya ve Mustafa Abu Ali'dir.
1980'DEN GÜNÜMÜZE FİLİSTİN SİNEMASI
🔸 Filistin mücadelesi ve direnişinin zirve noktaya ulaştığı 1980 yılından bugüne, film çekmek oldukça güç duruma gelmiştir. Yıllardır yaşanan ekonomik ve milli mücadele ortamında yönetmenler, filmlerine finansman bulmakta zorluk çekmelerinden dolayı düşük bütçelerle film yaparlar.
🔸 Her zaman olduğu gibi bu dönemde de sinema, Filistin mücadelesi ve direnişinin gölgesinde kalır. Filistin'de film çekmek demek diğer ülkelere göre kat kat fazla çaba göstermek anlamına gelir. Filistin sineması, bireysel girişim ve gayretler sonucu var olur. Bu anlamda Filistin film yapımcılarının çalışma serüvenleri, tahmin edilemeyecek şekilde uzun sürebilir. Örneğin, Filistinli Emad Burnat'ın çekiğ yönettiği "5 Kırık Kamera" filmi 6 yıllık büyük bir emek sonucu seyirci ile buluşur.