Arama
Ne izlemeli diyenler için 5 film önerisi
Vakit kaybı yaşamadan, hızlıca film seçip, izlemek isteyenlerdenseniz, bu listemiz tam size göre... Hafta sonuna hazırlanabilmeniz için "mutlaka" izlemeniz gereken filmleri derledik. Listede; İran sinemasından, Japon sinemasına, Gürcistan sinemasından, Avusturya sinemasına kadar birçok tatta seyirlik öneriler yer alıyor.
Dersu ve Arseniev bir gün ormanda ilerlerken karşılarına bir kaplan çıkar. Ormanların kralı olan ve gücü simgeleyen kaplanı kendilerine saldırmak üzere olduğu için Dersu vurmak zorunda kalır. Bu onu çok korkutmuştur, yüzü donar. Tabiatın ve ormanın bir ruhu olduğuna inanan Dersu Uzala o andan itibaren bambaşka biri olur. Bu inancın adı Kanga'dır. Askerlere karşı asabi davranır, onları en küçük sebepten azarlar. Çünkü kaplanı vurarak tabiata zarar vermiş, dengesiyle oynamıştır. Bu olaydan sonra Dersu insanları, ağaçları görmesine rağmen doğada yaşayan ve av olan hayvanları göremez, onlara ateş edemez. Bu haliyle ormanda yaşayamayacağı için Arseniev onu kendi evine, şehre götürür.
🔸 Kurosawa böylece anlatmak istediği tabiat-şehir çatışmasını daha etkili bir şekilde gösterir. Bir şehre, bir odaya bağlı yaşamak Dersu'ya ölüm gibi gelir. Yüzü hiç gülmez. Suya neden para verdiklerine anlam veremez.
🔸Yönetmen, insan ve doğa ilişkisi üzerine seyirciyi düşünmeye davet eder ve insanın asıl ait olduğu yerin doğa olduğunu eşsiz bir anlatım diliyle aktarır.
😊IMDb: 8.1/10
🔸"Mandalina Bahçesi" filmi Gürcü yönetmen Zaza Urushadze'nin yönetmenliğinde 2013 yılında çekilir.
🔸Gürcistan - Estonya ortak yapımı olan film, 1990'larda gerçekleşen Gürcü - Abhaz Savaşı'nı anlatır. Savaş filmlerine farklı bir soluk getirir.
🎥Filmin konusu
Savaş nedeniyle Estonyalılar köylerini terk eder. Ancak Ivon ve Margus hariç. Topraklarına veda edemeyen ikili geçimlerini mandalina bahçelerinden sağlar. Bir gün Gürcü ve Çeçen askerler mandalina tarlasının sınırında çatışırlar. İçlerinden sadece iki asker Ivon ve Margus tarafından yaralı olarak kurtarılır. Bunlar, Çeçen Ahmed ve Gürcü Nika'dır. Ivon onları evinde tedavi eder ve savaşın taraflarının husumeti evin içine taşınır. Ivon, bu çatışmanın evinin dışında kalmasını ister ve öyle de olur. Zamanla ikili birbirini sevmeye bile başlar. Ancak dışarıda savaş devam etmektedir.
"-Yani oğlunu Gürcüler mi öldürdü?
+Evet, ama ne fark eder
-Nasıl yani, oğlunun mezarının yanına bir Gürcü gömdün.
+Ahmed, fark eder mi?
-…
+Cevap ver!
-Hayır, fark etmez."
🔸İşte bu diyalog savaşın ne kadar anlamsız olduğunu gözler önüne serer. Farklı dinlerden, farklı ırklardan, farklı ülkelerden olmanın dışında hepimizin insan olduğu gerçeğini açıkça anlatır. Savaşın beraberinde getirdiği ölümü, acımasızca öldürmeyi, anlamsız düşmanlığı sorgulatır.
🔸Savaş sinemasına farklı bir bakış açısından yaklaşan film, aksiyonlu sahnelere başvurmadan da savaşın çirkin tarafının anlatılabileceğini gösterir.
😊IMDb: 7.9/10
🔸 Avusturyalı film yönetmeni Michael Haneke'nin 2012 yapımı yarı otobiyografik filmidir, "Amour".
🔸 Film, Cannes Film Festivali'nden Altın Palmiye, en iyi yabancı film Oscar'ı ve aldığı sayısız ödül ile sinema dünyasının başyapıtları arasındadır.
🎥Filmin konusu
Seksenli yaşlarında emekli iki müzik öğretmeni çift Georges ve Anne, ilerlemiş yaşlarına rağmen yıllarını huzur ve mutlulukla süren bir çifttir. Kızları Eva'da kendileri gibi müzisyendir ve Avrupa'da yaşar. Yaşlı çiftin sakin hayatı bir gün Anne'nin kriz geçirerek boyundan aşağısınının felç olması ile tamamen ters yüz olur. Georges, karısına elinden geldiğince iyi bakar ancak onun da elinden gelen kısıtlıdır. Üstelik Anne'nin durumu git gide kötüleşir. İkilinin yıllardır süren evliliği büyük bir teste tabi tutulur.
🔸Bu iki aşığın en büyük acısı aslında birbirlerini kaybediyor olma sürecidir. Georges'ın "artık yaşamak istemediğini anladığınız sevdiğinize ne yaparsınız?" sorusuna ne yanıt vereceğini film boyunca onunla birlikte seyirci de düşünür.
🔸Filmin sonuna doğru Anne, Alzheimer yüzünden her şeyi unutur. Hayatta yaşanabilecek her şeyi birlikte yaşamış, ömürlerini huzurla geçirmişlerdir. Artık her şey sona doğru yaklaşır. Film birbirini çok seven iki insanın gelebileceği noktayı gösterir.
Amour Haneke'ye, üst üste iki filmiyle birden Altın Palmiye kazanan ilk yönetmen unvanını kazandırır.