Ulusal sinemanın öncüsü: Halit Refiğ
Türk sinemasının özgün bir dili olması gerektiğini savunan yönetmen Halit Refiğ, çektiği filmleri ve yazdığı senaryoları bu düşünce üzerine oluşturur. "Ulusal Sinema" hareketinin öncülerinden olan isim, medeniyetimizi temel aldığı eserleri ile dikkat çeker. Karşısına çıkan her türlü zorluğa rağmen kameranın kayıt tuşuna basmaktan vazgeçmeyen yönetmen, kendi film dilini beyaz perdeye ustaca aktarmayı başarır.
Giriş Tarihi: 11.10.2023
16:27
Güncelleme Tarihi: 11.10.2023
16:33
SİNEMATEK NEDİR?
🔸 Halit Refiğ'in "Ulusal Sinema" hareketinin karşısında yer alan Sinematek Derneği, ticari kaygı güden ve yıldız oyuncu sistemine dayanan bir film sektörünü savundu. İşte Refiğ, tam olarak bu düşünüşe karşı kendi sinemasını savunma gayesi güttü.
🔸 Türk sinemasını az gelişmiş olarak nitelendiren Sinematek, filmlerin yoz bir kitle kültürünü temsil ettiğini dile getiriyordu. Sanat sinemasına karşıydı ve özgün sinema dili yerine dünya sinemasının kabul ettiği evrensel temaların işlenmesi gerektiğini ifade ediyordu. Bu nedenle yerlilik vurgusu yapan ulusal sinemacılar ile evrenselliği temeline alan sinematekçiler, dönem sinemasının iki uç noktasıydı.
SİNEMATEK İLE MÜCADELE
🔸 Sinematekçiler ve onlarla aynı fikirde olan sinema camiasına karşı ulusal sinemasını icra etmeye çalışan Refiğ, eleştirilerin odağındaydı.
🔸 Yönetmenin Sinematek çevresinden baskı görmesine değinen Refiğ, "Medyatik gazeteciler ve televizyoncular, Halit Refiğ'i methetmeye cesaret gösteremiyordu. Batı ile mücadele edenleri övemiyorlardı. Hiç kızmazdı onlara, "Ne yapsın zavallılar? Benim yüzümden aç, sefil, parasız mı kalsınlar?" derdi." ifadelerini kullandı.
Sinemayı tüketmek
🔸 Sinematek'in fikirlerinden bahseden Refiğ, "Onlar, siz neden Avrupalılar gibi sinema yapmıyorsunuz diyordu. Kendi kültür, inanç ve insanından hoşlanmıyorlardı. Kendini az gelişmiş bulanlara karşı siz de onun gerçeklerini ortaya koyduğunuz zaman ona inanmıyor ve reddediyor zaten. Halit Refiğ şöyle derdi: "Kimileri çok küçük avantajlar için kimileri de aklını kullanamadığı için böyle bakıyordu" Bazıları da herhalde metazori yapıyordu." ifadeleriyle o dönemde bir yönetmenin kendi sinemasını yapmasının cesaret istediğini dile getirdi.
VIDEO
REFİĞ'İN BEĞENDİĞİ YÖNETMENLER
🔸 Ülke sinemalarına değinen Refiğ, yönetmenin özellikle Japon sinemasından Akira Kurosawa , Hintli yönetmen Satyajit Ray ve Çinli yönetmen Xie Jin 'i beğendiğini ifade etti.
🔸 Ayırca Refiğ'in çekmek isteyip de yapamadığı filmleri şöyle anlatır: "53 tane yazdığı ve çekilmeyen, bütün tarihimizi anlattığı büyük senaryoları var. Cumhuriyet tarihinin önemli siyasi olaylarını konu alır. Birkaç tanesi "Şeytan Aldatması", "Puşkin Erzurum'da", "Koca Sinan" adları ile kitap olarak basıldı."
Akira Kurosawa'nın gözünden sinema
HALİT REFİĞ KİMDİR?
🔸 1934 yılında İzmir'de doğan Halit Refiğ, Robert Koleji'nde mühendislik okudu. Askerliğini Kore'de yedek subay olarak tamamlayan Refiğ, burada kendisine 8 mm'lik bir kamera aldı. İngiltere'den edindiği kitaplardan öğrendiği bilgiler ışığında amatör çekimler yaptı.
🔸 Atıf Yılmaz'ın "Yaşamak" adlı filminde asistanlık yaparak sinema hayatına atılan isim, üç yıl süren görevi esnasında senaryo yazarlığı da yaptı. 1960 yılında çektiği "Yasak Aşk" filmi ile yönetmenlik kariyerine başladı.
🔸 1962 yapımı filmi "Şehirdeki Yabancı" ile özgün sinemasının sinyallerini verdi. Şehir ve yabancılaşma üzerine yaptığı eseri, Refiğ filmlerinin önemli meseleleri arasında yer aldı. 1964'te çektiği "Gurbet Kuşları" nı "ilk önemli filmim" olarak tanımlayan Refiğ, bu yapıtında 1960'lı yıllarda Türkiye'nin gündeminde olan göç kavramını ele alır. 1965 yılında "Haremde Dört Kadın" adlı başyapıta imza atan yönetmen, "Kırık Hayatlar", "Karakolda Ayna Var", "Üç Korkusuz Arkadaş" filmlerini çekti.
🔸 1966'da çektiği "Bir Türk'e Gönül Verdim" , ulusal sinema kavramına örnek olarak çektiği ilk bilinçli filmidir. 1975'te "Aşk-ı Memnu" dizisini çeken isim, vicdan sineması üzerine "Hanım", "İki Yabancı" ve "Köpekler Adası" isimli üçleme yaptı. Olgunluk eserini ise 1990 yılında "Karılar Koğuşu" ile gerçekleştirdi. Çektiği filmler ve yazdığı senaryolar ile Türk sinemasına katkı sağlayan Refiğ, 11 Ekim 2009'da vefat etti.