Ünlü yönetmenlerin genç sinemacılara tavsiyeler
Sorumluluk son kertede yönetmenindir elbette. Film başarılı olursa ilk alkışlar yönetmene gider; başarısız olursa fatura yine ona kesilir… Peki, Alfred Hitchcock'a göre kötü adam neden önemli? Sizler için, ünlü yönetmenlerin genç sinemacılara verdiği tavsiyeleri derledik.
Giriş Tarihi: 26.06.2019
15:02
Güncelleme Tarihi: 26.06.2019
16:53
Haneke, "Buzlaşma" adını verdiği, Avusturya'nın duygusal buzlaşmasını temsil eden üçlemeyi oluşturdu. Bu üçleme, Haneke'nin bütün işlerinde kendini gösterecek olan medya saldırıları, aileye ve topluma yabancılaşma ve rastgele şiddet temalarını ortaya koydu.
Dipnot: Yalın ve duygusuz imgelerle anlatılan hikayeleri, izleyiciyi kendi hayal gücünü kullanmaya yönlendiriyordu.
Clint Eastwood 1971'de Ölümün Sesi'yle yönetmen koltuğuna ilk kez oturduğunda filmleri gişe rekorları kırmış bir film yıldızıydı. Oyunculuk kariyerine bundan sonra da devam etmekle birlikte en büyük başarılarını ilk yönetmenlik denemesinden sonra çektiği otuz küsür filmle yakaladı.
Dipnot: Kısa zamanda Oscar'ları teker teker toplayıp, bir yıl sonra da Milyon Dolarlık Bebek'le yine En İyi Film ve En İyi Yönetmen Oscar'ına değer görüldü.
Doksanlarda dünya sinemasını kasıp kavuran Meksika yeni dalgasının önde gelen isimlerinden ve günümüzün de hayal gücü en kuvvetli yönetmelerinden biri olan Guillermo del Toro, değişik dillerde değişik bütçeler, bağımsız sektörle Hollywood arasında gidip geliyor.
Dipnot: Hollywood'la ilk anlaşmasını yapıp dev böcekli filmi Mimic'i çekti; ne var ki bu deneyim onu epey yıprattı.
1949 doğumlu Pedro, film çekmeye Franco'nun devrilmesinin ardından başladı. Yalnızca İspanya'da değil, dünyanın her tarafında kültürel vurgularıyla yeni dalga filmleri temsil etti.
Canlı, renkli ve vurucu sineması, 1980'lerden sonra Almodovar'ın ilerleyen yaşıyla birlikte sivriliğini kaybedip yerine yönetmenini saygın bir konuma getiren bir olgunluk ve incelik kazanarak dünyanın dört yanından takipçiler edindi.