Arama

Yönetmen için sinema ne anlama geliyor?

Her yönetmenin sinema yapmak için bir nedeni vardır. Kimi yaşadığı iyi kötü anıları kimi ise doğduğu toprakların tarihini, kültürünü beyaz perdeye aktarır. Yönetmen Bekir ve Büşra Bülbül'ü sinemaya yönlendiren ise kendi topraklarından beslenerek insana dair hikayelerden film yapmaktır. Bu düstur ile yola çıkan ikili, Benim Küçük Sözlerim, Bir Tutam Karanfil gibi birbirinden eşsiz yapımlar ortaya koyar. Peki, genç yönetmenler için sinema ne anlama gelir?

MEKAN KULLANIMININ FİLME ETKİSİ

🔸 Filmin çekileceği, olayın geçtiği mekan, hikaye hakkında izleyenlerin fikir edinmesine yardımcı olur. Mekan, çekimlerin daha gerçekçi olması ve seyircinin kendisini olayın akışına bırakması için oldukça mühim bir unsurdur.

🔸 Mekanın ne denli etkili olduğuna değinen Büşra Bülbül, "Benim için mekanın hikayeyi tam anlamıyla anlatıyor olması lazım. Mekan, anlatmak istediğim hikayeye uymuyorsa orada tıkanıyorum. Çünkü oraya ait bir hikaye. O olmazsa da olur diyemiyorum" der.

🔸 Mekan seçimi noktasında stüdyodan ziyade doğal ortamları tercih ettiklerini söyleyen Bekir Bülbül, "Stüdyo çekimlerinin de çok yapay olduğunu düşünüyorum. Ondan dolayı gerçek hayattan direkt gerçek ev, sokak, mahalle gibi her şeyi gerçek bulmak daha organik" ifadelerini kullanır.

10 maddede sinema

FİLM MÜZİĞİ

🔸 Müzik, görüntüyü destekleyen, filmin tamamlayıcı unsurları arasındadır. Bazen bir sahneyi oldukça dramatize edebilecek bazen ise aynı görüntüyü güldürüye dönüştürecek kadar etkilidir.

🔸 Ancak Bekir Bülbül, filmlerinde müzik kullanımını pek tercih etmeyen bir yönetmendir. Bunun nedenini ise şu sözlerle ifade eder, "Bir resmin altına müzik koyduğumuz zaman zaten duyguları alıp çoşturan bir tarafı var ama bu bir taraftan da seyirciyi manipüle etmek gibi geliyor bana. Manipüle etmeden, daha belgesel ile kurgu arası seyirlik gibi bir derdim var."

Türüne özgü sinema

SENARYODAN SİNEMAYA GEÇEN SÜREÇ

🔸 Bir filmin üç oluşum aşaması vardır. Bunlar yapım öncesi, yapım, ve yapım sonrasıdır. Yapım öncesi süreç, filmin kağıda döküldüğü, senaryosunun yazılarak karakterlerinin oluşturulduğu zamandır. Yapım, filmin çekildiği kısımdır. Yapım sonrası ise kurgusundan sinema salonlarına uzanan yolculuğu kapsar.

🔸 Bir filmin ortaya çıkış sürecinden bahseden Bekir Bülbül, "Aslında sinemanın en kısa zamanı çekim zamanıdır. Çünkü biz bir senaryoyu yazdığımız zaman, nereden baksanız iki sene gibi bir süreç. Hem yeni eklemeler, düzeltmeler yapmak hem senaryo doktorları ile çalışmak ve bir nevi senaryonun demlenmesini beklemek yaklaşık iki seneyi alıyor senaryo bazında. Çekim bittikten sonra yapım sonrası süreç de nereden baksanız bir seneyi alıyor. Çünkü kurgusu, rengi, müziği vesaire derken bir yıl sürüyor" şeklinde konuşur.

BENİM KÜÇÜK SÖZLERİM FİLMİ

🔸 Bekir Bülbül'ün yönettiği ilk uzun metrajlı film olan Benim Küçük Sözlerim, Anadolu'nun fakir bir köyünde yaşayan üç küçük çocuğun köyden baktıkları zaman gördükleri ve hayran kaldıkları göle girebilme hayalini konu edinir. Çocuklar, hayallerinin aksine ancak köyde bulunan çeşme oluğunda serinleyebilirler. Bir gün üç kafadar, hayran hayran seyrettikleri göle gitmeye karar verirler. Apar topar yola koyulan çocuklar için bu yolculuk hiç de düşledikleri gibi olmayacaktr.

🔸 20 farklı ülkede gösterilen ve İtalya, Kosova, Güney Kore gibi ülke festivallerinden en iyi film ödülleri alan yapım hakkında Bekir Bülbül, "Bu film, benim çocukluk anılarım aslında. Çocukken köyde uzaktan görünen Beyşehir gölüne gitmek üzere bir yolculuk yapmıştık. Amcamın oğlu, arkadaşlardan oluşan üç dört kişi. Onlardan yola çıkarak böyle bir hikaye gelişti. Böylelikle ortaya çocukluk anılarıma dair bir hikaye çıktı" der ve ekler, "Otuz yaşındayken bu hikayeyi yazmıştım. O zamandaki hayata bakış açımla alakalı biraz bu durum. Biz dünyayı dışarıdan biraz böyle cilveli, civcivli, albenisi yüksek ama içine girdiğiniz zaman o bataklık hissi özellikle kırk yaşına yaklaştığınız zaman daha çok hissettirmeye başlar kendini. Biraz onun ile ilgili bir dertti gölü uzaktan görmek."

BİR TUTAM KARANFİL FİLMİ

🔸 Yönetmen koltuğunda Bekir Bülbül'ün oturduğu Bir Tutam Karanfil filmi, yaşlı bir mültecinin, karısının cenazesini ülkesine götürüp defnetmek istemesini anlatır. Küçük torununu da yanına alan yaşlı adam, tabut ile yola çıkar. Savaşın halen hüküm sürdüğü topraklara geri dönmek istemeyen küçük kız ile özlemini çektiği ülkesine bir an önce kavuşmak isteyen yaşlı adamın yolculuk sırasında yaşadıkları beyaz perdeye aktarılır.

🔸 Akdeniz Film Festivali'nde "En İyi Film Ödülü"nü kazanan yapımın ortaya çıkış serüvenini Büşra Bülbül şu sözlerle aktarır: "2017 yılında doğdu bu film. O zamanlar senaryo yazım aşamasındaydık, kurmaca hikayeler yazıyorduk. Ama bir türlü beğenemiyorduk. Bir gün Bekir ile sokakta yürürken bir mülteci gördüm. O zamanlar da Bekir'in dedesi İstanbul'da. Sürekli "Beni köyüme götürün, ben burada ölmek istemiyorum. Beni topaklarıma götürün" diyordu. Memleket özlemini bu kadar yakından görmüşken "Aynı mülteci de yaşlı ve o da köyüne gitmek, memleketinde ölmek istiyordur ama isteğini dile getirmek gibi bir lüksü bile yok. Gerçekten cenazesini götürmek zorunda kalsa ne yapar?" sorusunu sordum. Bekir de direkt düşündü ve bunu anlatmalıyız dedi."

Sinema ve savaş

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN