27 Mayıs 1960 Darbesi'nin unutturulmuş mağduru; Zakar Tarver
1960 darbesinin ardından tutuklanarak camları gazete yapıştırılarak kapatılmış bir gemiyle Yassıada'ya götürülenler arasında iki dönem Demokrat Parti milletvekili yapan Zakar Tarver de vardı. Adnan Menderes ile sevk edildiği Yassıada'da gördüğü işkenceden hayatını kaybeden Tarver'in yaşadıkları, 27 Mayıs'ın bilinmeyen hikayeleri arasında yer alıyor.
Giriş Tarihi: 27.05.2019
11:51
Güncelleme Tarihi: 27.05.2019
12:10
İstanbul Milletvekili ve eski Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, hastalanarak Yassıada'dan Kasımpaşa Hastanesine kaldırıldı. Yamut, 5 Haziran 1961'de kaldırıldığı hastanede üç ay sonra vefat etti.
İstanbul Milletvekili Yusuf Salman, Yassıada'ya gönderildikten sonra hastalanıyor ve hastaneye kaldırılıyor. Duruşmalar başladıktan sonra 28 Kasım 1960'ta kalp krizi geçirdi, hayatını kaybetti.
Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı ile Bursa Milletvekili Kenan Yılmaz da Yassıada'da vefat edenler arasındaydı.
KANLI DARBE NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Türkiye'nin 1946 yılında çok partili hayata geçmesinin ardından daha kurulalı 6 ay olan Demokrat Parti de kısa bir tereddüdün ardından seçimlere girme kararı almıştı. Demokrat Parti, 21 Temmuz 1946'da gerçekleşen genel seçimlerin ardından seçim yasasının antidemokratik hükümleri olduğu ve seçimlerde usulsüzlük yapıldığına yönelik eleştirilerde bulunmuştu. Bu nedenle 1946 seçimleri "hileli seçimler" olarak anıldı.
DP'nin "CHP'nin baskı ve müdahalesi altında bir seçim gerçekleştiğine" yönelik açıklamaları üzerine CHP, partiyi "halkı ayaklanmaya kışkırtmakla" suçlamıştı. CHP, bu argümanı 1950 yılında gerçekleşecek seçimler öncesinde de kullanarak daha iktidara gelmeden DP'nin "bölücülük" yaptığı şeklinde bir imaj oluşturmuştu. Bu iddia, DP aleyhine 1960 darbesine giden süreçte de en önemli argümanlardan biri olarak kullanılacaktı.
Yedi partinin katıldığı 14 Mayıs 1950'deki seçimlerde DP ilk büyük zaferini kazandı ve yüzde 53 oy alarak 416 milletvekili ile meclise girdi. Aynı seçimde, CHP 69 sandalye kazandı.
DEMOKRAT PARTİ'NİN EN ÖNEMLİ İCRAATI
Seçimi kazandıktan sonraki dönemde halkı yücelten bir politika izlemeyi tercih eden DP'nin ilk yıllarında yaptığı en önemli icraatlarının başında Türkçe okunan ezanın, tekrar Arapça okunmasına dair kanunun Meclise sunulup kabul edilmesi olmuştu. Katılımın yüzde 88,63 gibi oldukça yüksek bir oranda gerçekleştiği 1954 seçimlerinde Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek oyunu alarak iktidarda kalmayı başaran DP, ilk yıllarından itibaren sivil ve askeri kanadın muhalefeti ile karşı karşıya kaldı.
Ankara'da 5 Mayıs 1960'da bir öğrenci grubu, ''555K'' yani "5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi.
Adnan Menderes, kendisine karşı eylem yapılan yere giderek eylemcilerin arasına girdi. O sırada bir genç Menderes'in boğazını sıktı. "Ne istiyorsun" diye sorduğu gençten "Hürriyet istiyorum" cevabını alan Menderes, "Bir başbakanın boğazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var? " ifadelerini kullandı.
21 Mayıs'ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüş yaptı.
BİLDİRİYİ ALPARSLAN TÜRKEŞ OKUDU
Olaylardan rahatsızlık duyulduğu iddiasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçelerini ileri sürerek 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu.
Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosundan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu. Bildiride, şöyle denildi:
"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekâta Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır ."