Darbeye göğsünü siper edenlerin objektife yansıyan destansı mücadelesi
Türkiye'nin en uzun gecesi 15 Temmuz'da, TSK içerisindeki FETÖ mensubu bir grup subay tarafından başlatılan darbe girişimi, tüm yurtta yaklaşık 22 saatte kontrol altına alındı. Darbe teşebbüsüne karşı ülkenin her köşesinde Türk milletince gösterilen direniş ve kararlı duruş, "demokrasinin zaferi, milletin büyük destanı" olarak tarihteki yerini aldı. İşte darbeye göğsünü siper edenlerin objektife yansıyan destansı mücadelesi...
Giriş Tarihi: 12.07.2019
13:26
Güncelleme Tarihi: 12.07.2019
14:07
Fotoğrafta İstanbul Taksim Meydanında zırhlı araçlara müdahale eden vatandaşlar görülüyor.
15 Temmuz şehitlerimizin ve gazilerimizin anısına hazırladığımız videoyu izlemek için tıklayın ...
Fotoğrafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde tanklara müdahale eden vatandaşlar görülüyor.
Karargahtaki hareketliliğin dikkatlerini çektiği FETÖ mensupları paniğe kapılarak, 16 Temmuz saat 03.00'te başlamasını planladıkları girişimi 15 Temmuz saat 20.30'a çekme kararı aldı. MİT Müsteşarı Fidan 'ın Genelkurmaydan ayrılmasından bir dakika sonra karargahtan yaklaşık 50 kilometre uzaktaki Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında darbe hazırlıkları için toplanan 33 Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli Genelkurmaya doğru otobüsle yola çıktı.
Karargaha dönen dönemin Genelkurmay Stratejik Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, saat 21.00'de makam odasına girdiği dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a, "Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar tugaylar yola çıktı. " sözleriyle darbeyi tebliğ etti. Söylenenlere tepki göstererek, girişimi desteklemeyeceğini belirten Akar'ın ağzı ve burnu içeri giren diğer darbecilerce kapatıldı, elleri plastik kelepçeyle bağlandı.
Fotoğrafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde zırhlı araçlara müdahale eden vatandaşlar görülüyor.
Akıncı Üssü'nden gelen darbeci ÖKK personeli, karargaha dönen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, beraberindeki Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ve emir subayı Yunus Can'ı derdest etti. Çolak'ın koruma astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın, olaya müdahale etmeye çalışırken şehit edildi. Hemen hemen aynı dakikalarda darbeci pilotların havalandırdığı uçaklar, Ankara semalarında alçak uçuşa başladı.
Ankara'daki Polatlı 58. Topçu Er Eğitim Tugayı ve Topçu Füze Okulu, Mamak 28. Mekanize Piyade Tugayı, Beytepe Jandarma Eğitim ve Okullar Komutanlığı, Kara Havacılık Komutanlığı, Harp Okulları Komutanlığı, Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki darbeciler de aktif olarak harekete geçti. Birçok tank, zırhlı personel taşıyıcı ve diğer araçlarla binlerce asker kışlaların dışına çıktı. Kuvvet Komutanlıklarındaki darbeciler de hareketlendi.
Fotoğrafta İstanbul Atatürk Havalimanı'nda zırhlı araçlara müdahale eden vatandaşlar görülüyor.
Ankara'da herkes olan biteni anlamaya çalışırken, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, saat 23.02'de televizyon kanallarına bağlanarak, "Bir kalkışma ihtimali üzerinde durduklarını" bildirdi ve "Bu kanunsuz eylemin içerisinde olanlar en ağır şekilde bedelini ödeyecekler ." dedi.
Darbenin başına geçme önerilerini reddeden dönemin Genelkurmay Başkanı Akar, saat 23.03'te Genelkurmay Başkanlığı bahçesinde bulunan helikopterle Akıncı Üssü'ne götürüldü.
Fotoğrafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde zırhlı araçlara müdahale eden vatandaşlar görülüyor.
Darbecilerin çeşitli planlarıyla derdest ettikleri dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile o dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'nun da arasında bulunduğu birçok general Ankara, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve bazı komutanlar ise İstanbul'dan alınarak Akıncı Üssü'ne götürüldü ve alıkonuldu.