The Family ve FETÖ ile benzerlikleri
FETÖ'nün birebir kopyası olan gizli bir örgüt: The Family ve sessiz güç Doug Coe… Ortaklıklar bol, hikâye çok tanıdık! Dinsel nitelikli paralel bir yapılanma, ABD'nin iç ve dış politikasına nasıl yön verdi? Netflix'te yayınlanan The Family isimli belgesel dizi, Evangelist ABD'yi anlamak adına aydınlatıcı bir bilgi kaynağı. İşte, ABD'nin kirli defteri olarak adlandırılabilecek örgütün, FETÖ ile olan benzerliklerini ve dünya genelinde amaçladıklarını anlatan belgeselin detayları...
Giriş Tarihi: 01.09.2019
09:32
Güncelleme Tarihi: 01.09.2019
17:51
Hareketin lideri Doug Coe
Kendilerine Aile ve Kardeşlik adlarını veren Amerika'nın belki de en güçlü Evanjelist Hıristiyan örgütünün lideri Doug Coe (Douglas Evans Coe), 2004'te Time dergisi tarafından ABD'deki en nüfuzlu 25 Evanjelik Hristiyan'dan biri olarak seçildi. Grubun kurucusu Abraham Vereide ise Amerika'ya Norveç'ten gelmiş bir göçmen. Vereide, ilk olarak Seattle'da iş adamlarını komünizm tehlikesine karşı dua etmek için bir araya topluyor . "Dua seansları " ile dinden bağımsız gibi görünen siyaset arenasında hızlıca yükseliyor. 1953'ten günümüze her yıl bir gelenek halinde düzenlenen dua etkinliği, Aile'nin sponsorluğunda devam ediyor.
Doug Coe 1969'da görevi devralmıştı. Oregonlu garip bir delikanlıydı ve pek tanınmıyordu. Aile'nin gizli bir örgüt olmasına karar veren oydu. Time dergisi en güçlü ilk 25 Protestan listesini yayınladığında Coe için atılan başlık "Gizli İkna Edici" ydi. Siyaset camiasında kendi inancını paylaşan kişileri bulup rehberlik ediyordu. Camp David'de başarılı olunmasını sağlayan da oydu. Herkes onu dinliyor, onun dediklerini yerine getiriyordu. Ona göre asıl gücün ufak gruplarda olduğuydu. Herkes her şey değişse de Doug 50 yıldır oradaydı.
"Örgütünüz ne kadar gizli olursa o kadar nüfuzu olur!" mottosu ile yapılanan örgütün, ulusa açık tek etkinliği "Ulusal dua kahvaltıları." 1953'te gerçekleşen ilk dua kahvaltısı, önemli bir dönüm noktasıydı. Bu etkinliğe her yıl tüm ABD başkanları, senatörleri, işadamları ve çeşitli ülke temsilcileri katılıyor. Dua kahvaltılarının perde arkasında ise ABD siyasetine yön vermek amacı yatıyor. Aktif olarak "dua kahvaltılarına" katılan Rusya vatandaşı Maria Butina'ya, ABD siyasetini Moskova lehine çevirmeye çalıştığı suçlamasıyla 18 ay hapis cezası verilmesi bunun bir örneğiydi. Maria'dan sonra kahvaltılarda kişisel, siyasi veya finansal kazanç için yapılacak her türlü faaliyet yasaklandı ancak bunun nasıl uygulandığı bilinmiyor.
Hatırlayalım : Maria Butina, eski bir Rus hükümet yetkilisinin idaresi altında, "Amerikan politikası üzerinde güç ve etki sahibi Amerikalılarla gayri resmi irtibat hattı kurma" suçlamasını kabul etmişti. Butina, Ulusal Silah Derneği'ne (NRA) girmeye çalıştığını da itiraf etmişti. Butina, karar duruşmasında "Kendi hayatımı mahvettim." dedi. Nisan 2019'da 18 ay hapis cezasına çarptırıldı.
FETÖ'nün de dua kahvaltıları gibi sözde dua listeleri vardı. Yürütülen operasyonlarda örgütün sözde 'dua listesi'nde adı geçen kişiler gözaltına alındı. Gülen'in birinci sırada yer aldığı listenin, örgütsel motivasyon sağlamaya yönelik bir araç olarak kullanıldığı açıklandı. Söz konusu listede kimlik bilgileri belirlenen kişiler arasında örgüt liderinin akrabası olan, örgütün Bylock adlı haberleşme ağını kullanan, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimine fiilen katılan, örgüt faaliyeti kapsamında kurulan çeşitli sivil toplum örgütlerine mensup olan ve yine örgüte ait ticari firmalarda çalışan kişiler vardı.
Tutuklu sanıkların ifadelerinde de kahvaltılardan bahsediliyordu. İfadelerde, eğitim sürecinde olanlar çarşı iznine gittiklerinde kahvaltıya götürüldüklerini ve cemaatten kişilerin ev tutmalarına yardım ederek, 'Dünyanın çeşitli yerlerinde çocuklar okutuyoruz, gönlünüzden kopanı verin. ' dedikleri belirtiliyordu. Sohbet toplantılarına katılanlara, o günün konusuyla ilgili ders anlatılıyordu ve Gülen'in kitapları okutuluyordu.