The Family ve FETÖ ile benzerlikleri
FETÖ'nün birebir kopyası olan gizli bir örgüt: The Family ve sessiz güç Doug Coe… Ortaklıklar bol, hikâye çok tanıdık! Dinsel nitelikli paralel bir yapılanma, ABD'nin iç ve dış politikasına nasıl yön verdi? Netflix'te yayınlanan The Family isimli belgesel dizi, Evangelist ABD'yi anlamak adına aydınlatıcı bir bilgi kaynağı. İşte, ABD'nin kirli defteri olarak adlandırılabilecek örgütün, FETÖ ile olan benzerliklerini ve dünya genelinde amaçladıklarını anlatan belgeselin detayları...
Giriş Tarihi: 01.09.2019
09:32
Güncelleme Tarihi: 01.09.2019
17:51
Doug Coe 1969'da görevi devralmıştı. Oregonlu garip bir delikanlıydı ve pek tanınmıyordu. Aile'nin gizli bir örgüt olmasına karar veren oydu. Time dergisi en güçlü ilk 25 Protestan listesini yayınladığında Coe için atılan başlık "Gizli İkna Edici" ydi. Siyaset camiasında kendi inancını paylaşan kişileri bulup rehberlik ediyordu. Camp David'de başarılı olunmasını sağlayan da oydu. Herkes onu dinliyor, onun dediklerini yerine getiriyordu. Ona göre asıl gücün ufak gruplarda olduğuydu. Herkes her şey değişse de Doug 50 yıldır oradaydı.
"Örgütünüz ne kadar gizli olursa o kadar nüfuzu olur!" mottosu ile yapılanan örgütün, ulusa açık tek etkinliği "Ulusal dua kahvaltıları." 1953'te gerçekleşen ilk dua kahvaltısı, önemli bir dönüm noktasıydı. Bu etkinliğe her yıl tüm ABD başkanları, senatörleri, işadamları ve çeşitli ülke temsilcileri katılıyor. Dua kahvaltılarının perde arkasında ise ABD siyasetine yön vermek amacı yatıyor. Aktif olarak "dua kahvaltılarına" katılan Rusya vatandaşı Maria Butina'ya, ABD siyasetini Moskova lehine çevirmeye çalıştığı suçlamasıyla 18 ay hapis cezası verilmesi bunun bir örneğiydi. Maria'dan sonra kahvaltılarda kişisel, siyasi veya finansal kazanç için yapılacak her türlü faaliyet yasaklandı ancak bunun nasıl uygulandığı bilinmiyor.
Hatırlayalım : Maria Butina, eski bir Rus hükümet yetkilisinin idaresi altında, "Amerikan politikası üzerinde güç ve etki sahibi Amerikalılarla gayri resmi irtibat hattı kurma" suçlamasını kabul etmişti. Butina, Ulusal Silah Derneği'ne (NRA) girmeye çalıştığını da itiraf etmişti. Butina, karar duruşmasında "Kendi hayatımı mahvettim." dedi. Nisan 2019'da 18 ay hapis cezasına çarptırıldı.
FETÖ'nün de dua kahvaltıları gibi sözde dua listeleri vardı. Yürütülen operasyonlarda örgütün sözde 'dua listesi'nde adı geçen kişiler gözaltına alındı. Gülen'in birinci sırada yer aldığı listenin, örgütsel motivasyon sağlamaya yönelik bir araç olarak kullanıldığı açıklandı. Söz konusu listede kimlik bilgileri belirlenen kişiler arasında örgüt liderinin akrabası olan, örgütün Bylock adlı haberleşme ağını kullanan, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimine fiilen katılan, örgüt faaliyeti kapsamında kurulan çeşitli sivil toplum örgütlerine mensup olan ve yine örgüte ait ticari firmalarda çalışan kişiler vardı.
Tutuklu sanıkların ifadelerinde de kahvaltılardan bahsediliyordu. İfadelerde, eğitim sürecinde olanlar çarşı iznine gittiklerinde kahvaltıya götürüldüklerini ve cemaatten kişilerin ev tutmalarına yardım ederek, 'Dünyanın çeşitli yerlerinde çocuklar okutuyoruz, gönlünüzden kopanı verin. ' dedikleri belirtiliyordu. Sohbet toplantılarına katılanlara, o günün konusuyla ilgili ders anlatılıyordu ve Gülen'in kitapları okutuluyordu.
Örgütün faaliyet merkezleri
Örgüt faaliyetlerini yürütmek için iki merkez kullanıyordu. İlki Virginia'da bir ev, diğeri ise Washington DC'de. (C Street) İkinci evde üst düzey Amerikalı siyasetçiler birlikte yaşıyor. Bu ikinci evin yasal statüsü ise "kilise " olarak geçiyor. Dışarıdan hiçbir insanın alınmadığı kapısında "kilise " ibaresi dahi bulunmayan bu yer neden kilise statüsünde sorusunun cevabı ise çok basit: Vergi muafiyetleri sağlamak . C Street'le ilgili daha fazla araştırmanın sonucunda, kongre üyelerinin yaşam giderlerinin yüksek bir kısmını sağlamak için oluşturulduğu anlaşılıyordu. Burada yaşayanlar ayda 600 dolar kira veriyordu. Seks skandalları ve Clergy Voice'un resmi şikâyeti üzerine C Street'in vergi muafiyeti 2009'da kısmen kaldırıldı. Kardeşlik , burayla ilgili herhangi bir alakası olmadığını belirtti. Vergi kayıtları tam tersini gösteriyordu. Binanın şu anki sakinlerinin kimliği ise bilinmiyor.