Peygamberimizin tavsiye ettiği spor faaliyetleri
İnsanın günlük koşuşturma içerisinde biriken enerjisini atmasını, rahatlamasını, günlük hayatın gerginlik ve sıkıntılarından kurtulmasını sağlayan spor aynı zamanda, insanın yetkinlik kazanmasında, beden ve ahlâk gelişimini sağlamasında da büyük rol oynar. Öyle ki Peygamberimizin de sporla ilgili teşvik ve tavsiyeleri hadis kaynaklarında yerini alır. İşte Peygamber Efendimizin tavsiye ettiği sporlar…
Giriş Tarihi: 29.01.2019
18:02
Güncelleme Tarihi: 29.01.2019
18:36
Riyazet tasavvufta farklı manalarda kullanılırken sporu ifade etmek için genellikle "er-riyâzetü'l-bedeniyye / cesediyye" terkibi tercih edilir. Sporla ilişkili olarak Arapça'da temrîn kelimesi "bir şeyi yumuşatmak, bir işte maharet kazanması için kişiyi eğitmek", idmân ise "bir şeye devam etmek, sürekli yapmak" demektir.
Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. Mûsâ ile ilgili bir âyette Peygamber Şuayb'ın kızlarının dilinden istihdama en uygun kimsenin bedenî yönden güçlü, ahlâkî açıdan güvenilir kişiler olduğu belirtilerek (el-Kasas 28/26) insanın yetkinlik kazanmasında beden ve ahlâk gelişiminin önemine dikkat çekilmiştir.
SPOR VE DÜRÜSTLÜK İLİŞKİSİ
Hz. Peygamber'in imandan sonra en üstün erdem olarak gösterdiği dürüstlük ilkesi (Müsned, III, 413; IV, 385; Müslim, "Îmân", 95) spor için de geçerlidir. Müsabaka sırasında yapılan hileler İslâm kültüründe spor ahlâkına aykırı görülmüştür. Nitekim okçuluk sporunun yapıldığı ok meydanları mescid gibi kutsal telakki edilip buralara abdestsiz girilmezdi. Okçularla ilgili risâlelerde onların yalnız atıcılıktaki maharetine ve gücüne değinilmez, bunun yanına sâlih, imanlı, ruhu pak gibi notlar düşülürdü.
Ahî teşkilâtı bünyesinde kurulan, belli sporların yapıldığı tekkelerde spor ahlâkı da verilirdi. Günümüzde sayıları oldukça artan bireysel sporlarla takım oyunlarında pek çok hilenin yapıldığı görülmekte, bunların başında da doping gelmektedir. Doping hem sağlığa zararlı hem de sahtekârlık ve haksızlık içerdiği için ahlâka aykırıdır ve câiz değildir. Bugün spor ahlâkı "âdil, dürüst oyun" anlamına gelen İngilizce "fair play " deyimiyle karşılanmaktadır. Bu ilkeye göre sportmen denildiği zaman sadece kas geliştiren insan değil nezaket kurallarına uyan kimse anlaşılmaktadır. Özellikle rekabete dayalı takım oyunlarında rakibe zarar vermek ve hakemi aldatmaya yönelik hareketler sportmenliğe yakışmaz.
Sizler için Peygamber Efendimizin tavsiye ettiği sporları derlerdik.
Günümüzde en yaygın uygulama imkânı olan spor dallarından biridir. Koşu yarışmaları, bu sporu yapanların sağlığı açısından yararlı olduğu gibi, bunu izleyenler açısından da heyecan verici, dinlendirici ve hoş vakit geçirici özelliktedir. Hz. Peygamber'in, eşi Hz. Âişe ile zaman zaman koşu yarışı yaptığı, bu şekildeki yarışları teşvik ettiği ve sahâbenin de bu tür yarışmalar yaptığı kaynaklarda zikredilmektedir (Ebû Dâvûd, "Cihâd", 68).
Kur'an'da uhrevî mükâfatlar için yarışılmasına dair ayetlerde (el-Mü'minûn 23/61; el-Hadîd 57/21; el-Mutaffifîn 83/26) koşuya telmih vardır. Hadis kaynaklarında da aynı konuyla ilgili haberlere rastlanır; İbn Ebû Şeybe (el-Muṣannef, VI, 531) ve Ebû Dâvûd ("Cihâd", 68) buna dair başlıklar açmıştır. Bir rivayette Hz. Peygamber'in iki defa Hz. Âişe ile yarıştığı, ilkinde eşinin, ikincisinde kendisinin kazandığı ve bunu onun kilo almasına bağladığı belirtilmektedir (Müsned, VI, 39, 264). Sahâbîler de birbirleriyle yarışırdı. Ashap arasında çok iyi koşanlar vardı; Ebû Hırâş el-Hüzelî'nin atları dahi geçtiği rivayet edilir.