Piri Reis 1465'li yılların sonuna doğru Gelibolu'da doğdu. Tam adı Muhyiddin Piri'dir. Doğduğu bölgenin ahalisi denizle iç içe yaşadıklarından çoğu denizci olmaktaydı. Piri Reis'in memleketi olan Gelibolu'da doğanları Osmanlı Şeyhülislâmı ve tarihçisi İbn Kemal şöyle anlatır: ''Gelibolu'da doğan çocuklar timsah gibi su içinde büyürler. Beşikleri ecel tekneleridir. Sabah ve akşam gemilerin sesleri ile uyurlar.'' Piri Reis'in amcası II. Bayezid devrinin en ünlü kaptanlarından Kemal Reis idi. Çocukluk yıllarından sonra Piri, kendisini amcasının gemisinde buldu. 1487'de amcası ile birlikte İspanya'daki Müslümanların yardımına gitti. 1491-1493 arasında Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına ve Güney Fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldı. Yaklaşık otuz yıl amcası Kemal Reis ile birlikte Akdeniz'de hem korsanlık faaliyetlerine, hem de Osmanlı İmparatorluğu hizmetindeki deniz seferlerine katıldı. Bu yıllardaki yaşantısını Kitâb-ı Bahriye isimli eserinde şöyle zikreder: Akdeniz'de seyrederdik o zaman Kâfirlere vermezdik aman. Amcasını, Osmanlı hükümdarı II. Bayezid'in davet etmesi üzerine, Piri Reis de onunla beraber Osmanlı donanmasında çalışmaya başladı. 1502'de Osmanlı-Venedik savaşında bir geminin kaptanı olarak görev yaptı. Amcasının 1511'de ölümü üzerine Piri Reis bir süre Barbaros'un yanında çalıştı ve daha sonra Gelibolu'ya çekilerek, ilk eseri olan dünya haritasını hazırlamaya başladı. Denizciler için bir kılavuz olarak hazırlanmaya başladığı Kitâb-ı Bahriye isimli eseri için tuttuğu notları düzenledi. Yavuz, Mısır seferine çıktığında Osmanlı donanmasına çağrıldı. Osmanlı donanması İskenderiye'yi ele geçirdikten sonra Piri Reis, ayrı bir filo ile Nil'den Kahire'ye gitti. Bu yolculuğu sırasında bu bölgelerin haritalarını yaptı.Hazırladığı dünya haritasını 1517'de Mısır'da Yavuz'a sundu. Kanuni döneminde Rodos'un fethine, ardından da Veziriazam İbrahim Paşa'nın Mısır yolculuğuna katıldı. Bu yolculukta veziriazamın dikkatini çekti. Onun hazırladığı kitabın kıymetini anlayan İbrahim Paşa müsveddelerini temize çekerek kitap haline getirdi ve Kitâb-ı Bahriye 1526'd Kanuni'ye takdim edildi. Eserinin padişah tarafından beğenilmesi üzerine, Piri Reis yeni bilgiler ilave ederek hazırladığı ikinci dünya haritasını 1528'de Kanuni Sultan Süleyman'a sundu. Hindistan ticaret yollarının Portekizliler'in eline geçmesi Osmanlı çıkarlarına tehdit etti. Osmanlı donanması arka arkaya Hindistan sularına seferler düzenlemeye başladı. Piri Reis,1547'de Hind Kaptanıderyalığı'na getirildi.26 Şubat 1548'de Portekizlilerden Aden'i geri aldı. 1551'de Süveyş Limanı'ndan 30 kadırgalık bir donanma ile hareket ederek Portekizlilere doğru sefere çıktı. 1552'de önemli bir Portekiz üssü olan Maskat'ı ve ardından Kişm Adası'nı alarak Hürmüz Kalesi'ni kuşattı. Potekizliler'in aşırı direnç göstermesi sonucunda Hürmüz'ü alamadı. Peçuyla Tarihi'nde bu konuda ilginç bilgiler vardır. Piri Reis'in Portekizlilerden hediye ve haraç aldığı için kuşatmayı kaldırdığı iddia edilir. Bu sefer sırasında kendisinden yardımını esirgeyen Basra Valisi Kubâd Paşa'nın da girişimleriyle Piri Reis'in aleyhine olumsuz bir hava yaratıldı. Mısır Valisi'nin Divân-ı Hümâyun'a, yazdığı onu kötüleyen mektubu üzerine, İstanbul'dan Piri Reis'in idam edilmesi emri geldi. Bu büyük Türk denizcisi ve âlimi 1552'de idam edildi. Piri Reis'in adının hemen hemen herkes tarafından bilinmesini sağlayan eserleri, çizdiği iki dünya haritasıdır. Bunlardan birincisi 1513'te yapıldı ve 1517'de Mısır'da, Yavuz'a sunuldu. Piri Reis'in haritası, ilk dünya haritası değildir. Bundan önce birçok haritacı tarafından eski dünyanın haritaları yapışmıştı ve Osmanlılar, İslâm coğrafyacıları vasıtasıyla bunlardan haberdardı. Amerika'yı da gösteren bir dünya haritası ise ilk defa 1498'de Kolomb tarafından çizilmişti. Ancak bu harita daha sonra kaybolduğu için nasıl bir şey olduğunu net olarak bilemiyoruz. Piri Reis, Kolomb'un b haritasını ele geçirmiş ve başka haritalardan da istifade ederek kendi haritasını çizmişti. Piri Reis, Amerika kıyılarına giderek haritasını çizmemiş, daha önce yapılmış haritaları kullanarak yeni bir dünya haritasını meydana getirmişti. Onun bu eseri haritacılık tekniği açısından çok önemlidir. Değişik ölçeklerdeki haritaları kullanarak birbirlerinin eksik yöntemlerini tamamlamıştı. Piri Reis, Kolomb'un bugün elimizde bulunmayan haritasıyla, İskenderiye Kütüphanesi'nden çıkma bir haritayı kullandığı için haritasının önemi artmaktadır. Ancak Piri Reis'in Yavuz'un sunduğu dünya haritası eksiktir. Elimizdeki kısım İspanya'yı, Afrika'nın batı kıyılarını, Atlas Okyanusu'nu, Güney ve Orta Amerika ile Antil adalarını içermektedir. Kayıp kısmın akıbeti bilinmemektedir. 9 renkte boya ile renklendirilerek, deri üzerine çizilen bu harita 86 cm boyunda, üst kısmı 61 cm, alt kısmı ise 41 cm genişliğindedir. Haritada rüzgârgülleri ve çeşitleri yön çizgileri bulunmaktadır. Harita üzerinde yapılan incelemeler, elimizde bulunan kısmın tam bir dünya haritasının bir parçası olduğunu ortaya çıkarmıştır. Haritanın üzerinde zikredilen yerlerin özellikleri ve kimler tarafından keşfedildiği yazılıdır. Ayrıca harita üzerinde hayali insan ve hayvan resimleri bulunmaktadır. Piri Reis'in 1528'de Kanuni'ye sunduğu ikinci haritası ise sekiz renkte boya ile renklendirilerek, ceylan derisi üzerine çizilmiştir. Bu büyük bir dünya haritasının sadece kuzey batı köşesidir. Elimizdeki parçada Atlas Okyanusu'nun kuzeyi, Kuzey ve Orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş yılları ve Grönland'dan Florida'ya uzanan kıyı şeridi vardır. Piri Reis, birinci haritasında eksik bilgilerden kaynaklanan yanlışlarını burada düzeltir. Adaları ve kıyıları son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizer. Keşfedilmeyen yerleri sise beyaz bırakarak, bilinmediği için çizilmediği belirtir. Bu durum Piri Reis'in gelişmeleri takip ettiği ve bilimsel hassasiyetini göstermektedir. İlk haritadan daha büyük ölçeli ve gelişmiş bu ikinci harita, teknik olarak dönemin ileri örneklerindendir. Piri Reis'in birinci haritası 1929'da Topkapı Sarayı'nda bulundu. Bulunmasından sonra harita yoğun bir ilgi topladı. İlk olarak bu konuda araştırmalar yapa Nalman bilim adamı Kahle'nin çeşitli akademik yayınları oldu. Türkiye'den başta İsmail Hakkı Konyalı olmak üzer bazı Türk yazarlar, haritayı ilk bulanın Kahle değil Türkler olduğunu iddia ettiler. Ancak sarayın kayıtlarının incelenmesinden Piri Reis'in haritasının ilk bulanın Kahle olduğu açıkça ortaya çıktı. Vincent H.gaddes isimli bir araştırmacı da Amerika yerlilerinin efsane ve gizemlerini içeri American Indian Myths and Mysteries isimli kitabında Piri Reis'in haritaları ile ilgili çeşitli iddialarda bulunmuştu. Piri Reis'in haritası ve ona benzeyen bazı haritalar üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda bu haritaların bilinmeyen bir çağda yapılmış haritaların kopyaları olabileceğini ileri sürmüş ve Amerika yerlilerinin efsaneleri ile bazı arkeolojik kalıntıları delil olarak gösterdi. Piri Reis'in haritaları kaybolan Atlantis uygarlığına delil olarak başka yazarlar tarafından da kullanıldı. Daha sonra bu haritalar Türkiye'de tıpkıbasım olarak yayınladı, ancak Batı'nın ilgisi 1956 yılına kadar kayboldu.1956'da bir Türk amirali bu haritanın tıpkıbasımını Washington D.C'deki U.S Navy Hydgrophic Ofis'e hediye etti. Burada eski haritalar uzmanı A.H. Mallery tarafından yapılan inceleme sonucunda, Piri Reis'in haritasının güneyindeki çizilmiş yerleri, Antarktika'daki Queen Maud kıyılarının, körfezlerinin ve oraya karşı duran adaların henüz buz kaplamadığı zaman ait harita olduğu kanaatine varıldı. Bu konuda 26 Ağustosta 1956'da Georgetown Üniversitesi'nin düzenlediği bir radyo tartışması yapıldı ve bu tartışmaya katılan kişiler Mallery'in fikrini desteklediler. Bu tartışmayı duayn Prof. Hapdgoog, iki oğlu ve 24 öğrencisinden oluşan bir ekip kurarak araştırmalara başladı. Çeşitli kurumlardan birçok gönüllü de onlara yardımcı oldu. Piri Reis'im haritası yanında 18 haritayı daha incelediler ve sonunda 1965'te The Maps of Sea Kings ( Eski Deniz Krallarının Haritaları) simli bir kitap yayınladılar. Kitabın genişletilmiş ikinci baskısı da 1979'da yapıldı. Bu kitapta yapılan araştırmaların sonucunda tarih öncesi çağlara ait dünyayı kuşatan bir kültürün varlığı ve bu kültürün modern çağa kadar yok olmuş bir teknoloji ile dünyanın haritasını yaptığını belirten delillere ulaşıldı. Bu kayıp medeniyet Antarktika kıyıların buzsuz olduğunu ve Kuzey Avrupa'da buz örtüsünün bulunduğu biliyordu. Bizim keşfettiğimiz zamandan binlerce yıl önce enlem ve boylamları ve küresel trigonometriyi bulmuşlardı. Bu sonuçların ortaya çıkmasını sağlayan haritalar, aynı zamanda yer kabuğunun geçirdiği evrelere ait delileri de vermekteydi. Büyük bir denizci ve haritacı olan Piri Reis, korsanlık günlerinden başlayarak gezip gördüğü yerleri, yabancı kaynaklardan da yararlanarak tarihi ve coğrafi özellikleri ve haritaları ile birlikte Kitâb-ı Bahriye isimli kitabında anlattı. Kitâb-ı Bahriye'nin şiir şeklinde yazılan ve denizcilikle ilgili tüm bilgilerin toplandığı başlangıç bölümünde, genel açıklamalardan sonra Ege ve Akdeniz adalarını anlatır. Denizle ilgili gözlem ve tecrübelerin önemini vurguladı. Fırtına, rüzgâr çeşitleri, pusula ve haritanın tanımından sonra, dünyayı kaplayan denizler ver karaların ona belirtti. Portekizliler 'in denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri, Çin Denizi, hint Okyanusu, Akdeniz ve Ege Denizi kıyıları ve adaları Adriyatik Deniz kıyıları, Batı İtalya, Güney Fransa, Doğu İspanya kıyılarıyla çevresindeki adalara ilişkin tarihi, coğrafi bilgiler verilir. Piri Reis'in Kitâb-ı Bahriye isimli eserinde Amerika'nın keşfi ile ilgili çok ilginç bir bilgi vardır. Burada, Antil adalarının deniziler tarafından 1465'te keşfedildiğini yazar. Bu bilgi Kolomb'tan önce Amerika yakınlarındaki adalara giden denizcilerin varlığına işarettir. Kaynak : Sorularla Osmanlı İmparatorluğu / Erhan Afyoncu