10 soruda Yavuz Sultan Selim ve hilafet
Bundan tam 502 yıl önce Osmanlı ordusu, Memluk ordularını mağlup etmiş; 1517'de kazanılan bu zaferle hilafet sancağını Yavuz Sultan Selim devralmıştı. Tüm İslam aleminin birliğini sembolize eden bu sancak, 1924 yılına dek Osmanlı topraklarında dalgalandı... Peki, Ridaniye'de gerçekleşen bu savaşın fitilini ateşleyen olay neydi? Yavuz, "aşılamaz" sanılan Sina Çölünü 13 günde nasıl geçti? Yavuz'un hilafeti "İstanbul'da yapılan bir törenle devraldığı" iddiaları doğru mu? Tüm bu soruların cevabını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 22.01.2019
17:27
Güncelleme Tarihi: 22.01.2019
17:37
KUTSAL TOPRAKLAR OSMANLI HİMAYESİNE NASIL GEÇTİ?
Yavuz, Kahire'nin kuzey doğusundaki Ridaniye sahrasında 22 Ocak 1517'de meydana gelen savaşta Memluk kuvvetlerini bir kez daha mağlup etti. Ancak bu mağlubiyete rağmen Tumanbay pes etmedi, Kahire'de sokak savaşlarıyla Osmanlı'ya karşı koymaya çalıştı.
Bir taraftan Memlukler her yerde takip edilirken, diğer taraftan da itaat etmiş Memluk emirleri, kadılar ve Abbasi halifesi kullanılarak direnişin kırılmasına çalışıldı. Son Memluk sultanı Tumanbay'ın yakalanıp asılmasının ardından Mısır'da Osmanlı denetimi kurulabildi.
Memluklere tâbi olan Mekke şerifleri de Mısır'ın fethinin ardından Osmanlı hâkimiyetini tanıdılar. Böylece İslamiyet'in kutsal toprakları Osmanlıların kontrolü altına girdi.
MISIR’IN FETHİ NEDEN ÖNEMLİ?
Suriye ve Mısır'ın ele geçirilmesiyle Osmanlılar, Hindistan ticaret yollarının önemli bir kısmına hâkim oldular.
Portekizlilerin, Arabistan Yarımadası'nda ilerlemeleri durduruldu ve bu sayede Hindistan'dan mal akışının önemli bir kısmı tekrar Osmanlı ülkesi üzerinden Avrupa'ya yapılmaya başlandı.
Bilhassa Mısır'ın fethi Osmanlılar açısından İstanbul'un fethi kadar önemlidir. Mısır'ın alınmasıyla Hindistan ticareti dolayısıyla, buradan elde edilen gelirler Osmanlı İmparatorluğunu ekonomik yönden güçlendirdi. Mısır'ın vergi gelirleri direkt olarak Osmanlı hazinesine gönderilirdi.
YAVUZ, HALİFELİĞİ DEVRALDI MI?
Mısır fethedildikten sonra Memluk himayesinde olan son Abbasi halifesi III. Mütevekkil Alellah İstanbul'a gönderildi.
Daha sonraki tarihlerde kaleme alınmış bazı kitaplar, hükümdarın İstanbul'a dönmesinden sonra III. Mütevekkil'in Ayasofya Camii'nde yapılan bir törenle hilafet kılıcını Yavuz'a kuşatarak unvanını ona devrettiğini belirtirler.
Ancak Yavuz dönemine ait tarih kitaplarında halifeliğin bu şekilde devredildiğine dair bir kayıt bulunmaz.
HİLAFETE DAİR BU RİVAYET NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Hilafetin bu şekilde teslim alındığına dair rivayet, 18'inci yüzyılda Osmanlıların askeri açıdan zayıf düştükleri bir zamanda ortaya çıktı.
Eski gücünü kaybeden Osmanlı İmparatorluğu'nun halifeliğin manevi nüfuzuna ihtiyacı olduğu bu dönemde, durumunu meşrulaştırmak için geriye dönük olarak bu rivayetin ortaya çıkarıldığı iddia edilir.
YAVUZ’DAN ÖNCE ‘HALİFE’ UNVANI KULLANILMIŞ MIYDI?
Osmanlıların "halife" unvanını Mısır'ın fethinden çok önce kullandıkları görülür. Erhan Afyoncu'nun "Sorularla Osmanlı İmparatorluğu" adlı kitabına göre, I. Murad'dan itibaren Osmanlı padişahları halife unvanını yazışmalarında kullanmışlardı.
Osmanlılar, İslam dünyasının en kuvvetli devleti ve Hristiyanlarla savaşın öncüsü olduklarından kendilerinde bu hakkı görüyorlardı.
Fikriyat