Urfalı Mateos'un dilinden 1114 Maraş depremi
Yaşadıkları dönemi kaleme alan kişiler hem toplumların hafızası hem de tarihteki önemli kaynaklar olmuşlardır. Kadim yerleşim merkezi Anadolu farklı kimseler tarafından kaleme alınarak tarih boyunca göz önünde bulunmuştur. Anadolu hakkındaki en önemli kaynaklardan biri ise Tarihçi Mateos'un yazdıklarıdır. 10 ve 11. yüzyıllarda Anadolu'da yaşayan Urfalı Mateos'un kaleme aldığı tarihi olaylar arasında en dikkat çekenlerden biri de 1114 tarihli Maraş depremidir.
Giriş Tarihi: 25.02.2023
11:18
Güncelleme Tarihi: 25.02.2023
12:27
🔷 952-1136 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Mateos, Urfa'da doğup büyüdüğü ve ölene dek orada yaşadığından ötürü Urfa'lı Mateos olarak anılır. Ermeni kökenli olan Mateos, Manastır Başrahibi iken günlük tutar.
🔷 Mateos, olayları günü gününe kaleme almış olması nedeniyle önemli bir kaynaktır. Mezopotamya'nın kadim şehri Urfa'da yaşayan yazar, akıcı üslupta yazdığı eserinde yer alan fiziki ve duygusal tasvirlerle birlikte dönemin daha net anlaşılmasını sağlar.
Son 100 yılın en büyük ikinci depremi
Maraş depremi
🔷 Mateos'un eserinde anlattığı en önemli olay ise şüphesiz Maraş depremidir. Maraş, Orta Çağ'da Anadolu'nun önemli şehirlerinden biri olmasından ötürü kalabalık bir nüfusa sahiptir. Şehrin tarihte başına gelen en büyük olaylardan biri 1114 yılında gerçekleşen büyük depremdir.
🔷 Urfa'da yaşayan dönemin tanığı Mateos, 29 Kasım 1114 yılında herkesin uyuduğu bir vakitte sabaha karşı meydana gelen büyük depremi tüm ayrıntılarıyla kaleme alır.
"Maraş'ta sabaha karşı herkes uykudayken daha önce benzeri görülmemiş korkunç bir şey oldu. Herkes uykudayken gürültü koptu ve tüm dünyada karalar ve dağlar yerinden oynadı."
Deprem bölgesinde en çok merak edilen dini sorular
🔷 Mateos depremi bir "ilahi azap" olarak tanımlayarak şöyle ifade eder:
"Bu sene ilahi gazap tüm yaratılmışların üzerine indi. İnsanlar dinsizliğin günahlarla dolu yoluna yönelip Tanrı'nın tüm emir ve buyruklarına karşı gelmişlerdi. Ne prensler, ne askerler, ne kanun adamları, ne önderler, ne de din adamları Tanrı'nın yolunda sabittiler. Aksine Tanrı'nın en büyük günahlar arasında saydığı bedeni ve dünyevi arzularının peşindeydiler."
🔷 Urfalı rahip, depremin insanların derin bir uykudayken gerçekleştiğini, bütün dünyada hissedilen bir patlama olduğunu, karaların ve dağların yerinden oynadığını belirtir. Bu ifadeler, yaşanan afetin dehşet verici büyüklüğünü gösterir.
Mimar Sinan'ın eserleri depreme nasıl dayanıyor?
🔷 Mateos , depremin şiddetinin büyüklüğünü ve o dönem insanlarının düşüncelerini şöyle ifade eder:
"Tanrı'nın kudretinden korkan bütün mahlukat, çalkalanan bir deniz gibi sarsıldı ve titredi. Bütün ovalar ve dağlar tunç gibi çınlayıp kasırgaya tutulmuş ağaçlar gibi sallanarak savruldular. Tüm mahlukat uzun süredir hasta olan bir insan gibi çığlık atıp inleyerek büyük bir korkuyla acı sonunu bekledi. Her yerden mahkum edilmiş bir insanları andıran feryat ve figanlar işitiliyordu. Depremin ardından gecenin içinde bir saat boyunca devam eden bu seslerden korkan herkes hayattan ümidini kesti ve insanlar "İşte son günümüz, kıyamet günümüz geldi." dedi. O günkü manzara böyleydi."
🔷 Urfalı Mateos, depremin pazar günü meydana geldiğini aktarır. İnsanların dehşete kapılıp umutsuz hale geldiklerini ifade ederek birçok şehir ve bölgenin harap olduğunu dile getirir.
🔷 Mateos'a göre sadece çok fazla Hıristiyanın yaşadığı Frank bölgeleri yıkılır. Maraş'ın tamamen yıkıldığını ve kimsenin sağ kurtulamadığını ifade ederek deprem sonucunda 40 bin kişinin de vefat ettiğini bildirir.
Osmanlı arşiv belgelerinde depremler