12 Eylül şehidi Mustafa Pehlivanoğlu
12 Eylül 1980 Darbesi'nin ardından ilk idam edilen isimlerden biriydi Mustafa Pehlivanoğlu. Masum olduğu halde cunta lideri Kenan Evren'in "Adaletli olsun diye bir sağdan, bir soldan astık" sözlerinin kanıtı niteliğinde, solcu Necdet Adalı'ya denge olsun diye idamına karar verilmişti. Mustafa Pehlivanoğlu, darağacına gitmeden önce ailesine bıraktığı son mektupta "Zafer her zaman Allah'a inananlarındır" demiş; onun bu mektubunu Erdoğan, başbakan olduğu dönemde meclis kürsüsünden okumuş ve gözyaşlarını tutamamıştı.
Giriş Tarihi: 12.09.2019
12:50
Güncelleme Tarihi: 12.09.2019
12:55
SUÇSUZ OLMALARINA RAĞMEN İDAM CEZASI ALDILAR
Saldırının hemen ardından, İsa Armağan ve Mustafa Pehlivanoğlu, yakalanarak cezaevine konuldu.
Suçsuz oldukları söylenmesine rağmen yargılandılar ve Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 18 Ekim 1979'da idam cezasına çarptırıldılar. Cezaları, 16 Temmuz 1980'de Askeri Yargıtay tarafından onandı.
İDAM CEZASI KESİNLEŞİNCE CEZAEVİNDEN KAÇIRILDILAR
İsa Armağan ve Mustafa Pehlivanoğlu, darağacına adım adım giderken kimsenin aklına gelmeyen bir gelişme oldu. Balgat Katliamı sanıklarından bu iki genç, bir operasyonla Mamak Askeri Cezaevi'nden kaçırıldılar.
Onların kaçtığına arkadaşları bile inanamamıştı. Çünkü Ankara'da sıkıyönetim uygulanırken, son derece sıkı korunan bir askeri cezaevinden iki kişinin birden kaçması imkânsız görülüyordu. Bu yüzden, onların gizlice götürülüp idam edildikleri düşünülüyordu.
KAÇIRILMASAYDILAR İDAMLARI TBMM’DE GÖRÜŞÜLECEKTİ
Askeri Cezaevinden kaçmaları büyük bir skandaldı ve hemen ertesi gün Ankara karıştı. Olay, bütün Türkiye'de geniş yankı uyandırdı, günlerce gazetelerin manşetlerinde yer aldı.
Kaçırılma olayının zamanlaması oldukça kritikti. İsa Armağan ve Mustafa Pehlivanoğlu, askeri cezaevinden kaçırılmasaydılar ertesi gün idam dosyaları TBMM'de görüşülecekti.
KAÇIRILMALARI NE ANLAMA GELİYORDU?
MHP de iktidar ortağıydı ve görüş bildirecekti. MHP'liler, Armağan ve Pehlivanoğlu'nun idamlarına "evet " oyu veremezlerdi; "hayır " dediklerinde de CHP tarafından faşistlikle suçlanarak Balgat Katliamı'ndan sorumlu tutulacaklardı.
İsa Armağan ve Mustafa Pehlivanoğlu'nun kaçırılmaları, iktidardaki MHP'yi bu ikilemden kurtarmıştı. Ancak yine de MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş bu operasyondan pek memnun değildi. Türkeş, bu operasyonla askerle karşı karşıya gelmiş; ülkücülerin orduya yönelik bazı gizli faaliyetleri organize ettiği kuşkuları ile karşı karşıya kalmıştı. Türkeş, "TSK içinde örgüt kuran bir lider " konumuna giriyordu.
‘ASKERİ CEZAEVİNDEN NASIL KAÇABİLİYORLAR?’
Eski bir asker olan Türkeş, ordu ile hiçbir zaman karşı karşıya gelmek istemiyordu ve kaçaklar yakalanmaları halinde konuşup bazı anlatımlarda bulunurlarsa sıkıntı daha da büyüyecekti.
Türkeş, olayın ertesi günü Kemal Zeybek, Ramiz Ongun, Türkmen Onur, Muhsin Yazıcıoğlu gibi önemli isimlerin de aralarında bulunduğu bütün ülkücü yöneticileri Parti Genel Merkezi'nde topladı ve yüksek bir ses tonuyla bağırmaya başladı: "Kim yaptı bunu? Nasıl oldu? Kim kaçırdı? Askeri cezaevi gibi bir yerden nasıl kaçabiliyorlar? "