Arama

16. Yüzyılın Mevlevi Şairi: Divane Mehmed Çelebi

Mevlevilik kültürünün içine doğan Divane Mehmet Çelebi, yaşadığı devrin önemli mevlevilerinden biriydi. Farklı bölgelerde mevlevihaneler açmak gibi birçok hizmette bulunan Çelebi, aynı zamanda "ikinci pir" olarak anılırdı. Aynı zamanda Galata Mevlevihanesi'nde de hizmette bulunan Divane Mehmed Çelebi on altıncı yüzyılda tebarüz eden müstesna bir isimdi.

Galata Mevlevihanesi'ne şeyh olması

🔶 Yavuz Sultan Selim ile Mısır Seferi'ne katılan Divane Mehmet Çelebi'nin Kanuni Sultan Süleyman ile de görüştüğü kaynaklarda geçer. Bazı tevriye kayıtlarında Divane Mehmet Çelebi'nin Galata Mevlevihanesi'nde ilk görev yapan kişi olduğu kayıtlıdır. Çelebi'nin çok fazla İstanbul'da kalmaması onun kurucu olarak vasıflandığını da ortaya çıkarır.

Galata Mevlevihanesi

🔶 Bazı kaynaklar Yunus Efendi diye birisinin mevlevihanenin şeyhi olarak görev yaptığını, daha sonra Divane Mehmet Çelebi'nin görev yaptığını söylerken bazı kaynaklar ise mevlevihanenin ilk şeyhinin Divane Mehmet olduğunu söyler.

🔶 Birkaç defa İstanbul'a gidip kaldığını biliyoruz. Elimizdeki bilgilere göre Galata Mevlevihanesi'nde uzun süre şeyhlik yapmamıştır. Kısa bir dönem orada bir kurucu vazifesinde bulunduğu düşünülür.

"er-Rusûh" nedir?

Galata Mevlevîhânesi'nin inşa tarihini gösteren sözcüktür.

Galata Mevlevihânesi

🔶 İskender Paşa tarafından 1491'de kurulan Mevlevihâne, Kulekapısı Mevlevihânesi olarak da anılır. Zaman geçtikçe eklerle büyütülen yapının, İskender Paşa'ya ait av çiftliğinin bir bölümünde ve H. Theodoros Manastırı'nın kalıntıları üstüne inşa edildiği bilinir.

🔶 İskender Paşa'nın Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde bulunan 12 Muharrem 897 (15 Kasım 1491) tarihine ait vakfiyesinde, Vize'de bulunan gayri menkullerini Mevlevîhâne'ye vakfettiği, vakfın mütevelli görevini de Mevlevihâne'nin şeyhlerine bıraktığı belirtilir.

"Divane" mahlasını alması

🔶 Çelebi'ye Afyonlular daha çok "Sultan Divanî" derler. Hz. Mevlana'nın "Divan-ı Kebir"ini Timur Semerkand'a götürmüş, daha sonra Şah İsmail onu Tebriz'e getirmiştir.

🔶 Rüyasında Mevlana'yı gören ve "Divan-ı Kebir"in getirilmesinin kendisinden istendiğini düşünen Divane Mehmed Çelebi, gidip Tebriz'den "Divan-ı Kebir"i getirir. Bu olay üzerine kendisine "Divane" mahlası verilir.

  • 10
  • 10

🔶 Dr. Mustafa Çıpan "Divane" mahlasının kaynağını şu sözlerle açıkladı:

"Sadece bir şiirinde, 52 beyitlik Mukavele-i Şerif'i anlattığı mesnevisinde, "Divane" mahlasını kullanıyor. Diğer bütün şiirlerinde "Semaî" mahlasını kullanıyor. Dönem kaynakları "Divani" demiyor. Ama sonrasında "Divani" de deniyor, "Divane" de deniyor. Şahsi kanaatim "Divane" denmesinin daha uygun olduğu yönünde. Peki, neden? "Divane" kelimesi, aklı başından gitmiş yerine, aklın aşka yani Cenab-ı Hakk'ın cezbesine katılarak deli divane olmuş, kendinden geçmiş hâli anlamında kullanıldığından dolayı Divane Mehmet Çelebi olarak anılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum."

🔶 Sıradan insanların anlayamadığı bir şiir diline sahip olan "Divane Mehmet Çelebi" bu sebeple çokça eleştiriye uğrar. "Kamil mümin, melami neşveye sahip olmalıdır. Bu "olayım", denince olunabilecek bir hâl değildir." diyen Çıpan, bunun için kulun gayretinin yanında Allah'ın (CC) takdiri gerektiğini de ifade ederek Çelebi'nin bu dünyayla ilgisinin olmadığını, bu bakımdan "melami neşve"ye sahip olduğunu aktardı.

Yüzyıllardır yaşayan ilim hazinesi: Garibnâme

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN