20 maddede Abdülhamid'in emaneti; Hicaz Demiryolu
Hicaz Demiryolları'nın, Sultan Abdülhamid'in yıllarca düşlediği bir proje olduğunu biliyor muydunuz? II. Abdülhamid'in emaneti olan Hicaz Demiryolu, İslam dünyasının büyük fedakarlıklarıyla yapıldı. Avrupalılar tarafından "başarılması imkansız fantezi" olarak dünya kamuoyuna lanse edilse de, Müslümanlar tarafından büyük bir teveccüh görerek desteklendi. Şam'dan Medine'ye kadar uzanan ve Osmanlı'nın son büyük projesi olan Hicaz Demiryolu hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 10.02.2020
16:23
Güncelleme Tarihi: 10.02.2022
11:05
Dönemin önemli isimlerinden Baron von der Goltz Hiza, demiryolu ile ilgili şu yorumu yaptı "İtinalı hazırlıklar yapmaya alışmış olan Avrupalılara yapılması imkânsız görünen şeylere pervasız bir cesaretle ve Allah'ın inayetine sığınarak başlanmış ve göründüğünden çok daha kolaylıkla üstesinden gelinmiştir. Bizim için bundan alınacak bazı dersler vardı r."
Hicaz Demiryolu, kısa ömrüne rağmen, önemli askerî, siyasî, ekonomik ve toplumsal sonuçlar meydana getirdi. Yabancı sermaye tarafından yapılan demiryollarında istihdam edilmeyen Mühendislik Mektebi mezunu pek çok Türk mühendisinin de ilk tecrübe ve yetişme yeri oldu. Cumhuriyet Demiryolları'nın yapımı aşamasında gerekli olacak bilgi, beceri ve tecrübe birikiminin temeli Hicaz Demiryolu ile sağlandı ve azımsanmayacak kadar çok teknik eleman yetişti.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra demir yolu dört kısma ayrıldı. Hayfa-Semah hattı Filistin'de, Müdevvere-Medine hattı Hicaz Haşimi Krallığı ve daha sonra Suudi Arabistan'da, Şam-Der'a, Der'a-Semah hattı Suriye'de, Der'a-Müdevvere hattı ise Ürdün'de kaldı. Suriye, Ürdün ve Filistin'deki hatlar İngiliz ve Fransız mandası altındaki hükümetlerce idare edildi.
1948'de Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye demir yolunun yeniden yapımını görüşmek üzere bir komite oluşturdu. Ancak Arap-İsrail anlaşmazlığı hattın Der'a-Hayfa bölümünün kapanmasına sebep oldu. İngiliz hükümeti, Filistin meselesinden dolayı gücendirdiği Arapları memnun edebilmek için tamirat işlerini üstlendi, fakat bu da 1967 Arap-İsrail Savaşı yüzünden gerçekleşmedi. Demir yolunun Suriye ve Ürdün'de kalan kısımlarda bazı yolcu ve eşya taşıma trafiği sürdü. Suudi Arabistan sınırları içinde kalan kısım atıl, istasyonlar ise metruk bir halde kaldı.