Arama

33 yıllık nişane: Yıldız Sarayı

Osmanlı Devleti'nde saraylar, devletin siyasi merkezleriydi. Son dönemlerinde iç karışıklıkların, ihtilallerin hedefi olan payitahtta artık her hamle hayati önem taşıyordu. Tüm dünyanın eşsiz siyasetine hayran olduğu Sultan ll. Abdülhamid Han'ın tahta çıktığında aldığı ilk kararlarından birisi Dolmabahçe Sarayı'ndan Yıldız Sarayı'na geçmekti. 33 yıl sürecek olan yönetiminde şüphesiz bu tercihin çok önemli bir yeri vardı. Peki Sultan burada neyi hedeflemişti? Yıldız Sarayı neden önemliydi?

◾ Sarayın ve ona ait parkı içeren vadinin dış dünya ilişkisinin sınırlandırılması veya kesilmesi için II. Abdülhamid, Hamidiye Camii önünden başlayan Yıldız Yaylası'ndan Beşiktaş ve Ortaköy üzerine kadar inen büyük parkı, kalın ve ortalama 4 metre yükseklikte ve harpuştalı duvarlarla ayırmıştı.

📌Harpuşta, dış etkilere açık duvarların üstünü örten ve yağmur suyu, kar suyu gibi istenmeyen etkilerin yanlara akmasını sağlayan eğimli veya eğri bina bölümüdür.

Sultan II. Abdülhamid'in sanayi hizmetleri

  • 6
  • 13
Sarayın bölümleri...
Sarayın bölümleri...

İç içe açılan, pek çok duvarla birbirinden ayrılan parçalı ve girift yapısını algılayabilmek için saraya ait alanlar kullanımları açısından sınıflandırılabilir. Sarayın bölümleri kullanım açısından temel anlamda şu şekildedir:

  1. Saraya girişi sağlayan kapılar
  2. Devlet idaresini birinci dereceden ilgilendiren yapıların bulunduğu idari bölüm
  3. Sultan'ın kendisine ve haremine ait olan hususi bölüm, dış bahçe ve çevre yapılar

    II. Abdülhamid'in Yıldız'a taşınmasının ardından saraydaki mevcut Selamlık kısmı bir duvarla ayrıldı.

Abdülhamid'in desteklediği kültür sanat faaliyetleri

  • 7
  • 13
Yıldız Sarayı’ndaki mevcut yapılar...
Yıldız Sarayı’ndaki mevcut yapılar...

◾ Geniş bir arazi ve pek çok yapıdan oluşan Yıldız Sarayı'nın yapı listesi şöyledir:

Av Köşkü (Talimhane Köşkü), Ahırlar, Hasır, Çiçeklik, Limonluk, Şale Köşkü, Eski Elektrik Fabrikası, Şehzadegân Daireleri, Dershane, Agavat Dairesi, Gedikli Cariyeler, Usta Kalfalar, Çiçek Serası, Kızlarağası Dairesi, Kadın Efendiler Dairesi, Kadın Efendiler Dairesi, Hazinedar Usta Kadın Dairesi, Canyeler Dairesi, Musahip Ağalar, Saray Tiyatrosu, Hususi Daire, Kaskat Köşkü, Hünkâr Dairesi, Kilar-ı Hümayun, Çit Kasrı, Limonluk Köşkü, Küçük Mabeyin, Harem İç Kapısı, Hünkar Kasrı, Set Köşkü, Büyük Mabeyin, Yaveran ve Bendegân Dairesi, Marangozhane, Hususi Kiler, Hünkâr Mutfağı, Silahhane, Güzel Sanatlar Galerisi, Dış Karakol, Arabacılar Dairesi, Ada Köşkü, Arabalık, Eczahane, Cihannüma Köşkü, Yıldız Camii.

Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Türkiye'de Kültür Bakanlığı ve
Tarih Vakfı tarafından ortak olarak yayımlanmış Türkçe ansiklopedidir.

Abdülhamid'in İstanbul'a miras bıraktığı üniversiteler

  • 8
  • 13
31 Mart Vakası'nın en korkutucu sonuçlarından!
31 Mart Vakası’nın en korkutucu sonuçlarından!

◾ 31 Mart Vakası'nın en korkutucu sonuçlarından birisi Yıldız Sarayı'nın yağmalanmasıydı. Önceleri, Mahmut Şevket Paşa, amaçlarının padişah olmadığını belirtti fakat kararını değiştirerek Hareket Ordusu'na Yıldız Sarayı'nı kuşatma emrini verdi.

II. Abdülhamid Han, kuşatma olacağını bildiği halde saray muhafızlarına tek bir kurşun dahi atılmaması emrini verdi. Enver Paşa ve saraya giren diğer yağmacılar, sarayın muhasiplerinden Cevher Ağa'ya Sultan'ın özel odasını ve mücevherleri sakladığı yeri sordu fakat Cevher Ağa söylemedi ve feci bir şekilde katledildi.

◾ Yağmacıların amaçları, birbiri aleyhine verdikleri jurnalleri, ortaya çıkmasın diye alıp yok etmekti. Bu jurnaller sonradan iki cilt halinde yayımlandı.

Sultan II. Abdülhamid'in bir günü nasıl geçerdi?

https://www.instagram.com/p/CZzKFtNDarO/

◾ Yağmacılar bu jurnallerin yanında kişisel mektupları, Sultan'ın marangozhanesini, telgraf malzemelerini yakıp, yıktılar.

◾ Yağmalamadaki en hazin durum ise II. Abdülhamid'in adeta gözü gibi baktığı kütüphanesinin yağmasıydı.

◾ Birbirinden değerli pek çok nadir yazma eserleri havi olan kütüphaneye yağma için girildiğinde, kütüphanenin kapısının eşiğine yatarak asilere "İçeri girmek için beni çiğneyin" diye karşı çıkan Sabri Kalkandelen, kütüphaneyi yağmadan kurtarmış ise de 18 Kasım 1909'da kütüphanedeki kitapların tasfiyesi ile sayısız kıymetli eser okul kütüphanelerine dağıtıldı.

◾ Kalanlar ise Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ne nakledildi. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, 1999 yılında meydana gelen büyük depremden sonra restorasyona alındı. Yapılan tespitlerde 28 Şubat döneminde kıymetli, paha biçilmez binlerce eserin çöpe atıldığı ortaya çıktı.

Sultan Abdülhamid'in arşivinden Osmanlı fotoğrafları

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN