Arama

Abdülhamid'in bilinmeyenleri

O, koskoca bir imparatorluğun en zor dönemlerinin mirasını omuzlarına alan bir hükümdardı. Üç kıtaya hükmetmiş Osmanlı Devleti, tarihinin en zor dönemlerini yaşıyordu. Sultan Abdülhamid, tüm bu zorluklara göğüs germiş, milletinin başında dimdik ayakta duruyor, elinde tuttuğu İslam sancağından bir an olsun ayrılmıyordu. Sizler için, Abdülhamid'in az bilinen aile albümünü derledik.

Fakirlere yardım eder, yöneticileri ise hizmet ve başarılarına göre ödüllendirirdi. Yöneticilerin mevkilerine, hizmet ve başarılarına bakarak ona göre ihsan ve ikramda bulunuyordu. Halktan, fakirlik ve sıkıntı içinde olanların halini haber alınca, para veya eşya gönderiyor, hastalara bizzat doktor yollardı.

Zaman, en büyük sermaye değil midir? II. Abdülhamid Han, mal israfında olduğu gibi zaman israfından da kaçınıyordu. Zamanını çok iyi kullanıyor, her şeyi bir plan ve program dâhilinde yapıyordu. Yaptığı ve yapacağı şeyleri kendisi not ediyor, yaptıracaklarını da not ettiriyor ve her şeyi bir saate bağlıyordu.

Abdülhamid Han, disiplinli bir sultandı. İşleri zamanında takip etmek en büyük özelliklerinden biriydi. Yapılan müracaatlar intizam içerisinde tetkik edilir ve hiçbir kâğıt parçasının kaybolmasına, hiçbir muamelenin kontrolden kaçmasına ve işlerin uzamasına müsaade etmezdi.

Marifet, yabancı medeniyetleri körü körüne taklit değil, faydalı olanı alarak bünyeye adapte etmektir. Batı'daki bilim ve teknolojideki ilerlemenin sebepleri ve teknolojideki yenilikleri ülkeye getirmek için öğrenciler gönderdi. Sultan, Batı medeniyeti hakkında şunları söylemektedir:

"Avrupa'nın medeniyetine (bilim ve teknoloji alandaki) daima takdir ederim.Fakat Hıristiyanlığı (kültürlerini) hiçbir zaman Müslümanlığa tercih etmedim ve üstün taraflarını da görmedim. Başkalarını gelişi güzel taklit etmekten hoşlanmadım. Marifet, bu medeniyeti kendimize uydurabilmektir. Ben bu medeniyetin iyi taraflarını hatta sarayıma getirdim."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN